Hamas, İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa başta olmak üzere, Filistin topraklarının hiçbir karışında meşruiyetinin bulunmadığını açıkladı. Bu duyuru, Filistin Toprak Günü’nün 49. yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirildi.
Yapılan yazılı açıklamada, "Tarihi topraklarımıza kök salmış durumdayız. İşgalin kalbinde yer alan Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bu topraklarda bir karış bile egemenliği ve meşruiyeti yoktur," denildi. İsrail'in Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Kudüs'teki politikalarıyla ilgili olarak, soykırım, etnik temizlik ve ilhak projeleri gibi faşizan uygulamalara dikkat çekildi.
Açıklamada, "Topraklarımızı ve kutsal mekanlarımızı savunmanın, meşru haklarımızı geri kazanmanın ve İsrail'in saldırgan işgal planlarını engellemenin tek yolu direniştir" ifadesi yer aldı. Ayrıca, “Aksa Tufanı”nın Filistin halkına ve topraklarına yönelik tüm planları boşa çıkarmış olan güçlü bir mücadele sembolü haline geldiğinin altı çizildi.
Filistin halkının, İsrail’i topraklarından kovana kadar topraklarına bağlı kalacağı vurgulandı. Ayrıca, başkenti Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devleti kurulması mücadelesinin süreceği belirtildi.
Toprak Günü Tarihçesi
"Toprak Günü", 30 Mart 1976 tarihinde İsrail'in kuzeyindeki Celile bölgesinde Filistinlilere ait araziye el koymasıyla başlamıştır. Filistin halkı, bu gasbı protesto etmek amacıyla genel grev ve gösteriler düzenlemiştir. İsrail polisi, gösterilere müdahale ederek 6 Filistinliyi öldürmüş ve binlerce kişiyi yaralamıştır. Bu olay, polis ile Filistinli kitleler arasında yaşanan ilk kitlesel çatışma olması nedeniyle büyük öneme sahiptir.
Olayın yaşandığı dönemde Deyr Hanna beldesinde yaşayan Filistinlilerin yaklaşık %20'sini Hristiyanlar, geri kalanını ise Müslümanlar oluşturuyordu. "Toprak Günü" bu olay, Filistinlilerin toprak direnişinin simgesi olarak kabul edilmektedir.
Filistinliler ve Toprak Kullanımı
Toprak Günü’nün kökenleri, 1948’deki Nekbe (Büyük Felaket) olayına kadar uzanmaktadır. Mart 2015 tarihli Filistin İstatistik Merkezine göre, İsrail, 27.000 kilometrekarelik Filistin topraklarının %85'ine el koymuştur. Böylece, Filistinliler kendi vatanlarının sadece %15'ini kullanabilmektedir.
