DOLAR
42,57 0%
EURO
49,62 0%
ALTIN
5.762,01 0%
BITCOIN
3.879.542,84 0%

Hava Kirliliğinin Çoğu İnsan Kaynaklı: Fosil Yakıtlara Veda Şart

Prof. Dr. Gülen Güllü, hava kirliliğinin büyük bölümünün insan kaynaklı olduğunu vurgulayarak fosil yakıtların terk edilmesi gerektiğini söyledi.

Yayın Tarihi: 07.09.2025 11:06
Güncelleme Tarihi: 07.09.2025 11:06

Hava Kirliliğinin Çoğu İnsan Kaynaklı: Fosil Yakıtlara Veda Şart

Hava Kirliliğinin Çoğu İnsan Kaynaklı: Fosil Yakıtlara Veda Şart

YEŞİM YÜKSEL - Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü, hava kirliliğiyle mücadelede en önemli adımın fosil yakıtları terk etmek olduğunu belirtti. Güllü, tarımda kontrollü gübre kullanımı, anız yakımının önüne geçilmesi, uygulanan politikaların takibi ve vatandaşların bilinçlendirilmesinin de önem taşıdığını vurguladı.

Mavi Gökyüzü Günü ve Teması

Birleşmiş Milletler, 2019'da aldığı kararla her yıl 7 Eylül'ü "Mavi Gökyüzü İçin Uluslararası Temiz Hava Günü" olarak ilan etti. Bu yılın teması "hava için yarış" olarak belirlendi.

Havadaki Kirleticiler ve Partikül Tanımları

Güllü, gaz, partikül veya sıvı bileşiklerin insan ve çevre sağlığını tehdit edecek düzeye ulaşmasının hava kirliliği olarak tanımlandığını söyledi. Partikül maddelerin çaplarına göre sınıflandırıldığını belirten Güllü, 2,5 mikronun altındaki ince partiküller PM2,5, 10 mikronun altındaki partiküller PM10 olarak tanımlandığını aktardı.

Güllü, partiküllerin sağlık etkilerini anlatırken şu ifadeyi kullandı: "Havada 30 mikrondan 100 mikrona kadar partikül görebiliyoruz ama 10 mikron bizim soluyabildiğimiz partikül seviyesi. Burnumuzdaki kılcal tüyler ve oradaki mukus yapı 10 mikronun altındaki parçacıkların vücudumuza girmesine sebep oluyor. O yüzden toplam partiküllere bakmak yerine 10 mikron seviyesinin ne kadar olduğuna bakıyoruz."

Hava kirliliğinde gaz formunda bulunan kükürt dioksit, azot dioksit, karbon monoksit ve ozon gibi kirleticilerin insan sağlığını tehdit ettiğini belirten Güllü, ozonun astım gibi problemlere neden olduğunu ve bitkilerin yapraklarına zarar vererek verim kaybına yol açtığını söyledi.

Kaynaklar: Doğal ve İnsan Kaynaklı Etkenler

Güllü, orman yangınları ve toz bulutları gibi doğal nedenlerin yanı sıra hava kirliliğinin büyük kısmının insan kaynaklı olduğunu vurguladı. Hava kirliliğine yol açan başlıca insan kaynaklı etkenler arasında termik santraller, fosil yakıtların yakılması, çimento, petro-kimya tesisleri, madencilik faaliyetleri, ulaşım, yanlış tarımsal uygulamalar, atık yönetiminin doğru yapılmaması ve inşaat çalışmaları yer alıyor.

Küresel Sağlık Verileri

Güllü, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine atıfta bulunarak, DSÖ'nün dünya nüfusunun yüzde 99'unun kendi kılavuz değerlerinin üzerinde kirlilik soluduğunu bildirdiğini ve bunun her yıl 8,1 milyon erken ölüme neden olduğunu hatırlattı. İç ortamda biyokütle yakımından kaynaklanan kirliliğin de çok ciddi bir problem oluşturduğunu ifade etti.

Bölgesel Farklılıklar ve İklim Etkisi

Hava kalitesinin bölgesel iklim ve ekosistemlerle yakından ilişkili olduğunu belirten Güllü, Kuzey Avrupa'da nemli iklim ve yoğun bitki örtüsünün avantaj sağladığını; Güney Asya'da ise kurak ve tozlu iklimin kirliliği artırdığını anlattı. Çin'de yüksek nemin partikül oluşumunu hızlandırdığını, Afrika'da ise hızlı kentleşme ve düşük kaliteli yakıt kullanımının kirliliğe katkı sağladığını söyledi. Avrupa'nın ise emisyonları önemli ölçüde azalttığını ve kirli sanayiyi bölgesinden uzaklaştırdığını belirtti, ancak Londra ve Paris gibi yoğun trafikli kentlerde riskin sürdüğünü ekledi.

Önleme ve Politikalar

Güllü, hava kirliliğiyle mücadelede atılacak en önemli adımın fosil yakıtları terk etmek olduğunu yineleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarımda kontrollü gübre kullanımı, anız yakımının önüne geçilmesi, hayata geçirilen politikaların takip edilmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesi de önem arz ediyor."

Hava kirliliğinin en yüksek riskini taşyan gruplar arasında başka hastalıkları bulunan yaşlılar ile bebek ve çocukların bulunduğunu ekledi.

Ülke Verileri: PM2,5 Yoğunlukları

IQAir'in 2024 Dünya Hava Kalitesi Raporu, 138 ülke, bölge ve toprak parçasındaki 8.954 şehirden elde edilen PM2,5 verilerini içeriyor. Rapora göre PM2,5 yoğunluğunun en yüksek olduğu ülkeler şunlar:

Çad: 91,8 µg/m³
Bangladeş: 78 µg/m³
Pakistan: 73,7 µg/m³
Kongo Demokratik Cumhuriyeti: 58,2 µg/m³
Hindistan: 50,6 µg/m³

Türkiye, 15,3 µg/m³ ile listenin 67. sırasında yer aldı.

WMO Bulguları

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verileri, 2003–2024 referans dönemi boyunca PM2,5 anomalilerinde 2024'te Kuzey Kanada, Amazon, Sibirya ve Orta Afrika'da biyokütle yanmalarıyla ilişkili artışlar olduğunu gösterdi. Kuzey Hindistan'da insan kaynaklı kirlilik ve biyokütle yanmaları PM2,5 seviyelerini artırırken, Sahra Çölü kaynaklı toz taşınımı da Kuzeybatı Afrika'dan Atlantik Okyanusu'na kadar PM2,5 konsantrasyonlarını etkiledi. Doğu Çin'de insan kaynaklı emisyonlardaki azalma PM2,5 seviyelerinde düşüşe neden oldu; Kuzeydoğu Afrika'da ise toz emisyonlarındaki azalma belirgin oldu.

Sonuç olarak, Prof. Dr. Gülen Güllü'nün vurguladığı gibi, hava kirliliğiyle etkin mücadele için fosil yakıtların bırakılması, tarımsal ve endüstriyel uygulamaların düzenlenmesi, politikalara sıkı takip ve halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor.