İsrail'in Yerleşimcileri Silahlandırma Kararı Batı Şeria'da Endişeyi Tırmandırdı
EYSER EL-IYS - İşgal altındaki Batı Şeria'da yasa dışı yerleşimlerin yakınlarında yaşayan Filistinliler, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in 100 bin İsrailliye daha silah ruhsatı verilmesine ilişkin kararı sonrası ağır endişe yaşıyor.
Silahlandırma kararı ve kapsamı
Ben-Gvir'in ofisinden eylül ayı başında yapılan açıklamada, İsrail toprakları ile Batı Şeria'nın bazı şehir, belde ve yerleşimlerinin özel ateşli silah ruhsatı alma izni verilen yerler listesine eklendiği bildirildi. Açıklamada, silahlanma politikasının başladığı 2023'ten bu yana 230 bin yeni silah taşıma ruhsatı verildiği kaydedildi.
Kararın, Gazze Şeridi'ne saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra aynı yılın sonlarında uygulamaya koyulduğu belirtiliyor. Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi verilerine göre, işgal altındaki Batı Şeria'da yalnızca ağustos ayında Filistinlilere ve mülklerine yönelik 431 saldırı kaydedildi.
Burin ve Yithzar/Yitzhar'daki gerilim
Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus'un güneyinde bulunan Burin beldesinde yaşayan Filistinliler, yakınlardaki yasa dışı Yithzar yerleşim birimindeki İsraillilerin kadın ve çocukları korkutması, evleri, tarlaları ve mülkleri hedef alması nedeniyle sürekli tehdit altında olduklarını söylüyor.
Yasa dışı yerleşim karşıtı aktivist Gassan el-Burini AA muhabirine şu değerlendirmeyi yaptı: "Burin beldesi, çoğunluğu makineli tüfeklere sahip ve İsrail ordusu tarafından korunan Yitzhar'daki yerleşimcilerin saldırıları nedeniyle sürekli bir gerginlik içinde yaşıyor."
Burini, Burin'in "İsraillilerin organize saldırılarına hedef olduğunu" belirterek şunları ekledi: "Yitzhar, Burin'e saldırılar düzenleyen ve çoğu zaman silahlı olan, 'Tepe'nin oğlanları' isimli grupların merkezi haline geldi."
Aktivist, ayrıca "Yerleşimcilerin saldırdığı sırada orada bulunan İsrail askerlerinin çoğu aslında yerleşimcilerden oluşuyor ve şiddet olaylarına onlar da katılıyor." ifadelerini kullandı ve "Özellikle Nablus'un güneyindeki yerleşimciler, sanki organize bir ordu gibi hareket etmeye, kontrol noktaları kurmaya, evlerde arama yapmaya, belki de hiçbir neden olmadan Filistinlileri alıkoymaya, terör ve yağma eylemlerine girişmeye başladılar." diye konuştu.
Beyt Decen'de artan korku ve uyarılar
Nablus'un doğusundaki Beyt Decen beldesinde de benzer saldırılar bildiriliyor. Köy Meclisi Başkanı Nasr Ebu Ceyş, Ben-Gvir'in kararını "büyük tehlike" olarak niteleyerek, bunun Filistinlilere yönelik şiddet ve cinayetleri artıracağını söyledi.
Ebu Ceyş, "Yerleşimciler İsrail hükümetinden koruma alıyorlar ve cinayet ve terör saldırıları gerçekleştiren caydırılmayan organize çeteler gibi hareket etmeye başladılar." dedi ve hedef alınan beldelerin korunması çağrısında bulundu.
Uzmanlar: Politikaların sonucu ve uluslararası çağrı
Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Belgelendirme Genel Müdürü Emir Davud, Ben-Gvir'in kararının "büyük tehlikeler" içerdiğini belirtti. Davud, "İlk tehlike; İsrail kaynaklarına göre Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerindeki yerleşimciler arasında yaklaşık 35 bin silahın dağıtılmasıyla ilgili. İkinci tehlike ise, silahlı saldırı kolaylaştırmak, yerleşimcilere yasal koruma sağlamak ve onları koruma sözü vermek." dedi.
Davud, ayrıca 7 Ekim 2023'ten bu yana yerleşimcilerin düzenlediği silahlı saldırılarda 32 Filistinlinin öldürüldüğünü, bunlardan 10'unun haziran-ağustos döneminde katledildiğini aktardı. Davud, olayların İsrail hükümetinin politikalarının doğrudan sonucu olduğunu vurgulayarak, "Yerleşimci terörizminin açığa çıkarılması ve işgalci İsrail hükümetine yaptırım uygulanması için uluslararası kurumlar ve insan hakları örgütleriyle işbirliğinin yoğunlaştırılması gerekiyor." çağrısında bulundu.
Bedevi Haklarını Savunma Örgütü (BEYDER) Genel Müdürü Hasan Melihat de silahlandırmanın güvenliği artırmayacağını, aksine "her yerleşimciyi caydırıcılık olmadan şiddet uygulayabilen bağımsız bir silahlı güce dönüştürecek" uyarısında bulundu. Melihat, "Yerleşimcilere silah verilmesi ve Bedevi topluluklarına karşı şiddete başvurmaları için yeşil ışık yakılması, İsrail'in daha geniş stratejik hedeflerine doğrudan hizmet eden bir araçtır. Bu hedef de Batı Şeria'nın C Bölgesi'nden Filistin nüfusunun çıkartılması anlamına geliyor." dedi.
Oslo düzeni ve bölgesel etkiler
1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı: "A bölgesi" Batı Şeria yüzdesel dağılımında %18, "B bölgesi" %21, "C bölgesi" ise %61 yer kaplıyor ve idare ile güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.
İsrail'in Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşandığı bildiriliyor. Sivil toplum kuruluşları ve bölge aktörleri, artan silahlanma ve yerleşimci saldırılarına karşı uluslararası müdahale ve hesap verebilirlik çağrısını yineliyor.
Öne çıkan veriler: Ben-Gvir kararıyla bağlantılı olarak 100 bin yeni ruhsat hedefi, bugüne dek verilen 230 bin ruhsat, ağustos ayındaki 431 saldırı ve saldırılarda hayatını kaybeden 32 Filistinli haberin kritik verileri arasında yer alıyor.