Lübnan'da Yeni Hükümet Güvenoyu Aldı
Lübnan'da, 13 Ocak'tan bu yana süregelen istişarelerin ardından, Başbakan Nevvaf Selam liderliğindeki hükümet güvenoyu almayı başardı. Mecliste gerçekleştirilen oylamada, 128 milletvekilinin 95'inin desteğini alan Selam hükümeti, büyük bir çoğunlukla göreve başladı.
Hükümetin Ana Hedefleri Neler?
Selam, hükümet programında, “İsrail işgalini sona erdirme” ve “silahın devlet tekeline alınması” hedeflerini öncelikli olarak belirtti. Bu programda, önceki hükümet planlarında yer alan “direniş” ifadesi çıkarılarak yerine “kendini savunma hakkı” ifadesi eklenmiştir.
Bağımsız Bakanlar ve Tarafsızlık Vurgusu
Başbakan Selam, tarafsız bir hükümet için 24 bakanından 11'inin bağımsız isimlerden oluşmasını hedefledi. Uyum sağlaması açısından, partiler tarafından önerilen teknokrat isimlerin de kabineye dahil edildiği görülüyor.
Stratejik Hedefler ve Güvenlik Politikaları
Selam, Meclis'te yaptığı açıklamada, “Silah sadece devletin tekelindedir. Biz, savaş ve barış kararını verecek bir devlet istiyoruz” diyerek, güvenlik alanında egemenlik kurma kararlılığını belirtti. Ayrıca, Lübnan topraklarını İsrail’den kurtarma konusundaki kararlılığını vurguladı.
Finansman ve Yeniden İnşa Vaatleri
Başbakan, Lübnan'ın güneyinde İsrail işgali altında maruz kaldığı yıkımın ardından, bu bölgenin yeniden inşası için özel bir fon oluşturulacağını ifade etti. Bu, hükümetin işgal altındaki topraklarda gerçekleştireceği yeniden inşa projelerini desteklemek amacıyla planlanmıştır.
Önceki Hükümet ve Yeni Dönem
Önceki başbakan Necib Mikati döneminde hükümet, 9 parti mensubu bakanla yönetiliyordu. Ancak Selam'ın kabinesinde bağımsızların sayısındaki artış dikkat çekmektedir.
Bakanlar ve Siyasi Temsiliyet
Yeni hükümette bağımsız bakanların çoğunluğunu Sünniler oluştururken, diğer bakanların çoğu farklı parti önerileriyle göreve getirilen teknokrat isimlerdir. Bu durum, Lübnan'ın karmaşık mezhepsel yapısının bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Din ve Mezhep Temelli Siyaset
Lübnan'ın siyasi yapısı, 1975 yılında başlayan iç savaşın ardından oluşturulan Taif Antlaşması gereği, 24 bakanlık ve 128 sandalyenin Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında yarı yarıya paylaştırılmasını gerektirmektedir. Bu durum, ülkedeki siyasi uzlaşıyı zorlaştıran temel unsurlar arasında yer almaktadır.