Mescid-i Aksa'ya Şofar provokasyonu: Polis korumasında baskın
İsrail polisinin korumasında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen fanatik Yahudilerin, Aksa'daki statükoya aykırı biçimde Yahudilik inancına göre kutsal sayılan "Şofar" isimli boruyu çaldığı görüldü.
Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde, sabah saatlerinden itibaren işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'ya giren onlarca fanatik Yahudinin, bir yerleşimcinin Şofar çalması ve diğerlerinin yerlere kapanarak dini ritüeller gerçekleştirmesi dikkat çekti.
Görüntülerde ayrıca İsrail polisinin, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya baskın gerçekleştirdiği sırada Filistinlilerin ve Müslümanların Aksa'ya girişini engellediği yer aldı.
Statükoya aykırılık ve tepkiler
Mescid-i Aksa'daki statükoya göre burada sadece Müslümanların ibadet etmesine, diğer dinlerden kişilerin ise yalnızca ziyaretçi olarak bulunmasına izin veriliyor. Ancak son dönemde İsrail polisi'nin, Yahudi yerleşimcilerin Aksa'ya düzenlediği baskınlarda ritüellerine göz yumduğu ve bu durumun statüko ihlallerini artırdığı belirtiliyor.
İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü soykırımın ikinci yılına yaklaşmasıyla birlikte, fanatik Yahudilerin Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarının son dönemde giderek arttığı aktarıldı.
Siyasi figürlerin açıklamaları ve eylemleri
Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyonda görev alan aşırı sağcı bakanlar, Mescid-i Aksa'da "Yahudilerin ibadet etmesi ve Mescid-i Aksa'nın yerine bir Yahudi tapınağı inşa edilmesi gerektiğini" açıkça dillendiriyor. Bezalel Smotrich ise Aksa'nın yerine "tapınak inşa edilmesini arzu ettiğini, bütçesini kendisinin karşılayacağını" ileri sürmüştü.
Yahudi Gücü'nden aşırı sağcı milletvekili Zvi Sukkot da Aksa'da İsrail bayrağı açarak dolaştığı görüntüler paylaşmış ve "Mescid-i Aksa bizim elimizde." ifadesini kullanmıştı.
Yönetim, iddialar ve hukuki çerçeve
Mescid-i Aksa, 26 Ekim 1994'te İsrail ile Ürdün arasında imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor. Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, 2003'ten bu yana İdare izin vermeden polis eşliğinde kutsal mabede girildiğini ve bunun birer baskın olduğunu belirterek Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.
Ayrıca İsraillilerin, Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yürüttükleri bildiriliyor.
İsrail yönetimi ise tarihsel statükonun korunduğunu savunuyor; buna göre "sadece Müslümanlar ibadet edebilir, diğer dinlerin mensupları yalnızca ziyaret edebilir." Ancak polis korumasındaki baskınlarda Yahudi ritüellerinin gerçekleştirilmesi sıkça kameralara yansıyor.
Dini otoritelerin tutumu
Öte yandan, İsrail içindeki Ultra-Ortodoks Yahudi din adamlarının çoğunluğu, Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girmesinin dinen yasak olduğunu belirterek bu uygulamaya karşı çıkıyor.