DOLAR
42,72 -0,05%
EURO
50,09 0,22%
ALTIN
5.930,18 -0,2%
BITCOIN
3.702.648,05 1,13%

Müsilajla Mücadelede İleri Biyolojik Arıtmanın Rolü

Müsilajın önlenmesi için ileri biyolojik arıtma yöntemleri şart. Prof. Dr. Azize Ayol, su kalitesinin artırılmasının önemini vurguladı.

Yayın Tarihi: 07.02.2025 11:01
Güncelleme Tarihi: 07.02.2025 11:01

Müsilajla Mücadelede İleri Biyolojik Arıtmanın Rolü

Müsilajla Mücadelede İleri Biyolojik Arıtmanın Rolü

Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Azize Ayol, atık suyun kalitesinin en iyi seviyeye getirilmesi için ileri biyolojik arıtma sistemlerinin önemine dikkat çekti. Marmara Denizi'ndeki kirliliğin ve müsilaj oluşumunun önlenmesi için bu sistemlerin kullanılması gerektiğini belirtti.

Evsel ve endüstriyel atık suların doğru yönetilmemesi, atık suların tam olarak arıtılmadan denize deşarj edilmesi, denizlerde azot ve fosfor yükünü artırarak kirliliğe ve müsilaj oluşumuna sebep olmaktadır. Bu durum, deniz ekosistemlerine ciddi zararlar verebilmektedir.

Atık Su Arıtma Süreçleri

Birincil, ikincil ve üçüncül olarak sınıflandırılan atık su arıtma tesislerinde, birincil sınıf ön arıtma ile büyük parçalar, yağlar ve katı atıklar ayrılmaktadır. İkincil arıtma ise biyolojik ya da kimyasal yöntemler kullanarak evsel ve endüstriyel atıkların temizlenmesini sağlar. Üçüncül arıtma ise ileri biyolojik arıtma teknolojilerini kullanarak atık suyu en iyi kalitede arıtmaktadır.

Modern arıtma tesisleri, sıfır atık yaklaşımı ile sadece suyu temizlemenin ötesinde, atıkları geri kazanmakta ve enerji üretmektedir.

İleri Biyolojik Arıtma Süreçleri

Prof. Dr. Ayol, sistemlerin arıtma yöntemlerinin evsel, kentsel veya endüstriyel olma özelliğine göre değiştiğini ifade etti. İleri arıtma sistemlerinin biyolojik, kimyasal, adsorpsiyon prosesleri veya membran sistemleri şeklinde olabileceğini ve bu yöntemlerin atık su kalitesini artırmak için kullanıldığını vurguladı:

"Kentsel, evsel atık su kaynağını fiziksel arıtmadan geçiriyoruz. Ardından biyolojik arıtmaya alıyoruz ve işte burada azotu, fosforu giderecek ileri arıtma yöntemlerini uygulamamız gerekiyor."

Geri Dönüşüm ve Enerji Üretimi

Endüstriyel atık suların da ön arıtma aşamasından geçmesi gerektiğini belirten Ayol, bu süreçlerin kimyasal veya biyolojik arıtma ile güçlendirilip tekrar kullanılabileceğini ifade etti. Özellikle, deniz kıyısında bulunan tesislerin atık sularının denize boşaltılmadan önce ileri arıtma işlemlerine tabi tutulması gerektiğini öne sürdü.

Tarımda aşırı gübre kullanımı sonucu oluşan azot ve fosfor kirliliği ile ilgili olarak Ayol, bu tür kirliliğin önlenmesi için ileri biyolojik arıtma yöntemlerinin kullanılmasının şart olduğunu ve tarımdan dönen suların güvenli hale getirilebileceğini aktardı.

Azot ve Fosforun Müsilaj Üzerindeki Etkisi

Azot ve fosforun arıtılmadan denize verilmesinin müsilaj oluşumunu tetiklediğini belirten Ayol, bu besin maddelerinin deniz ekosisteminde aşırı plankton artışına neden olduğunu ve planktonların çoğalmasının sucul hayatı tehdit ettiğini vurguladı. Marmara Denizi'ndeki kirliliğin ve müsilaj oluşumunun önlenmesi için ileri biyolojik arıtma sistemlerinin yaygınlaştırılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

Son olarak Ayol, atık su arıtma tesislerinin artık sadece su arıtan sistemler değil, sıfır atık konsepti doğrultusunda çalışan modern yapılar olarak görülmesi gerektiğini belirtti ve bu sistemlerin çevresel yük olmaktan çıkarak sürdürülebilir çözümler sunduğunu kaydetti.