Organ nakliyle ölümsüzlük iddiası: Bilim hazır mı?
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında kameralar önünde gerçekleşen sohbet, organ nakliyle insan ömrünün uzatılabileceği ve hatta "150 yıla kadar yaşama" ya da "ölümsüzlük" iddialarını dünya gündemine taşıdı. Ancak bilim insanları mevcut koşulların bu hedeflere henüz elverişli olmadığını vurguluyor.
Şi ve Putin'in konuşması
3 Eylül'de Pekin'de düzenlenen askeri geçit töreni sırasında kayda geçen sohbette, Şi'nin tercümanının Rusçaya aktardığı biçimde "Geçmişte 70 yaşın üzerinde olmak nadirdi ve şimdi ise 70'te hala çocuk olunduğu söyleniyor." ifadesi duyuldu. Putin'in tercümanının Mandarin Çincesine çevirdiği sözlerde ise "Biyoteknolojinin gelişmesiyle insan organları sürekli nakledilebilir ve insanlar daha da gençleşerek yaşayabilir hatta ölümsüzlüğe bile ulaşabilir." denildi. Şi'nin tercümanınca Rusçaya çevrilen yanıtıysa, "Tahminlere göre bu yüzyılda 150 yaşına kadar yaşama şansı da var." şeklindeydi.
Her ne kadar liderler gülüşerek konuşmuş olsa da, Putin daha sonra gazetecilere organ naklindeki gelişmelerin insan hayatına etkilerini değerlendirdiklerini doğruladı.
Mevcut organ nakli kapasitesi ve sınırlamalar
Gerçekte nakledilebilecek sağlıklı organlar son derece sınırlı. Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Küresel Organ Bağışı ve Nakli Gözlemevi'nin verilerine göre 2023'te 93 ülkede 172.409 nakil yapıldı. Bu sayı bir önceki yıla göre %9,5 artış gösterse de küresel ihtiyacın ancak %10'unu bile karşılayamadı.
En sık yapılan böbrek naklinde ise 2023'te 93 ülkede 111.135 ameliyat gerçekleşirken, yıl sonunda 81 ülkede böbrek nakli bekleyen yaklaşık 400.000 kişi vardı. Veriler, nakil sıklığının ülkelerin gelir düzeylerine göre büyük farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor: ABD, İspanya, Portekiz, Belçika ve Kanada liderken; Küba, Nijerya, Kenya, Jamaika ve Etiyopya listede sonlarda yer aldı.
Bilim insanlarının değerlendirmesi
Saint Louis Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Prof. Mark Schnitzler, AA muhabirine organ naklinin hayat kurtardığını ancak Şi ve Putin'in idealize ettiği şekilde doğumda belirlenen tahmini yaşam süresini geri getirmeyeceğini söyledi. Schnitzler, nakilden sonra organın reddini önlemek için kullanılan güçlü bağışıklık baskılayıcı ilaçların büyük bir sorun olduğunu belirtti ve şu değerlendirmeyi yaptı: "İhtiyacınız olmadıkça kullanmayı asla istemeyeceğiniz şeyler (ilaçlar). Bilim, henüz bu sorunu çözmekten çok uzakta."
Schnitzler, bağışıklık baskılayıcı ilaç sorununa çözüm bulunmasının uzun zaman alacağını, o zamana dek bilim insanlarının laboratuvarda özel üretim organlar gibi alternatiflere yönelebileceğini ancak bunların da hâlâ uzak hedefler olduğunu vurguladı.
Gelişmeler ve deneysel çalışmalar
Organ ihtiyacını azaltmaya yönelik olarak hayvanlardan alınan veya biyomühendislik ürünü organların insanla uyumlu hale getirilmesi üzerine çalışmalar sürüyor. Son yıllarda domuzlardan alınan kalp, böbrek ve karaciğer nakilleri yapıldı ancak canlı hastalardaki çoğu örnek haftalar veya aylar içinde olumsuz sonuçlandı.
Ağustosta yayımlanan bir çalışmada, geçen yıl bir ilke imza atan Çinli araştırmacıların genetiği değiştirilmiş bir domuz akciğerini beyin ölümü gerçekleşmiş bir insana naklettikleri bildirildi. Ancak organ, ilaçlara rağmen antikorların saldırısı sonucu nakilden sonra yalnızca 9 gün boyunca işlevini koruyabildi.
Avustralya'da ise ağustosta bilim insanlarının altı yıllık çalışmayla damar, sinir, kıl folikülü ve bağışıklık hücrelerini barındıran "gerçek insan derisine en yakın modeli" laboratuvarda geliştirdikleri açıklandı. Ancak bu ve benzeri teknolojilerin şimdilik sürdürülebilirlik, erişim ve maliyet açısından önemli kısıtları bulunuyor.