DOLAR
42,49 -0,11%
EURO
49,28 -0,38%
ALTIN
5.733,37 0,1%
BITCOIN
3.862.359,58 -0,24%

TBMM'de Cumartesi ve Barış Anneleri: Hakikat ve Adalet Talebi

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda Cumartesi ve Barış Anneleri hakikat, adalet ve kayıpların açıklanması talebini yineledi.

Yayın Tarihi: 20.08.2025 17:05
Güncelleme Tarihi: 20.08.2025 17:05

TBMM'de Cumartesi ve Barış Anneleri: Hakikat ve Adalet Talebi

TBMM Komisyonu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi toplantısında annelerin talepleri

TBMM'de Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Toplantıda Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri temsilcileri kayıpların akıbetinin açıklanması, adalet ve kalıcı çözümler konusundaki beklentilerini paylaştı.

Cumartesi Anneleri: Hakikat ve soruşturma talebi

İkbal Eren Yarıcı, toplantıda ağabeyi Hayrettin Eren için konuştu. Yarıcı, ağabeyinin 21 Kasım 1980 tarihinde Saraçhane'de arkadaşıyla buluşmak üzereyken polis tarafından gözaltına alındığını ve kendilerine ulaşılamadığını belirtti. Ağabeyini aramak için birçok yere başvurduklarını, ulaşamayınca Galatasaray Meydanı'nda basın açıklamalarıyla mücadelelerini sürdürdüklerini anlattı.

Yarıcı, komisyona hitaben bu görüşmenin hem kayıp yakınları hem de ülke demokrasisi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, komisyonun çözüm odaklı ve samimi olması gerektiğini, yaraların bilimsel yöntemlerle iyileştirilmesi, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve doğru çözümler üretecek bir komisyonun kurulması gerektiğini ifade etti.

Maside Ocak Kışlakçı, ağabeyi Hasan Ocak'ın yıllar önce gözaltına alındığını, ilgili kurumlara başvurduklarını ve 58 gün sonra Adli Tıp Kurumu'nda ağabeyine ait, işkence izleri bulunan cansız beden fotoğraflarına ulaştıklarını hatırlattı. Kışlakçı, cezasızlığa son verecek düzenlemelerin bu komisyonda atılmasını talep etti.

30 yıldır kayıp yakınlarının çağrısı

Besna Tosun, babası Fehmi Tosun'un 19 Ekim 1995'te Avcılar'daki evleri önünde beyaz bir araçla kaçırıldığını ağlayarak anlattı. Tosun, "Babam zorla kaybedildiğinde 35 yaşındaydı, ben 11 yaşındaydım. Bugün 30 yıldır babasına mezar arayan bir evlat olarak buradayım" dedi.

Tosun, aile olarak resmi makamlara başvurduklarını ancak ne babasından ne aynı gün kaçırılan Hüseyin Aydemir'den haber alabildiklerini söyledi ve şu talepleri sıraladı: gözaltında kaybetmelerin zaman aşımına uğratılamayacağı, faillerin yargılanması, toplumsal güvenin yeniden tesis edilmesi, adil onarım ve anma mekanlarının oluşturulması. Tosun ayrıca Galatasaray Meydanı'ndaki yasağın kaldırılması, devletin sorumluluğunu kabul etmesi, resmi özür, gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması ve kalanların ailelerine uygun şekilde teslim edilmesini istedi.

Tosun, bu süreçte cezasızlığı koruyan mekanizmaların sonlandırılması, Birleşmiş Milletler'in zorla kaybedilmeye karşı sözleşmesi ile Roma Statüsü'nün imzalanması, onaylanması ve uygulanması çağrısında bulundu.

Barış Anneleri: Barış, adalet ve cezaevi şartlarında iyileştirme talepleri

Nezahat Teke (Diyarbakır Barış Anneleri), 9 Temmuz 2000'de ölen kızı Nesrin Teke'yi anarak "Analar ağlamasın, silahlar sussun, evlatlarımız ölmesin" sözlerini yineledi. Teke, bu çağrının sadece Kürt anneleri için olmadığını, Türk anneleri için de söylendiğini vurguladı ve 25 yıldır aynı talebi dile getirdiklerini ifade etti.

Teke, kızının 19 yaşında yaşamını yitirdiğini, tecride karşı kendini yakma eylemini ve o günden beri taşıdığı acıyı anlattı. Barışın geri getirmeyeceği kayıplar olsa da başka anaların ağlamaması için mücadele edeceğini belirtti. Cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna dikkat çekerek "Ölüme karşıyız. İnsanlar ölmesin" dedi ve çözüm için aktif rol alacaklarını söyledi.

Türkiye Bozkurt, barış için yıllardır mücadele ettiklerini, yaşadıkları acıları ve faili meçhulleri hatırlatarak cezaevi koşullarının iyileştirilmesini, hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliyesini talep etti.

Rebia Kıran da sürece desteğini dile getirerek "Barış bir suç değil. Altın tahttır" ifadelerini kullandı ve Meclis'in bu konuda sorumluluk alması halinde Türkiye'nin daha iyi bir konuma geleceğini savundu. Kıran, adalet talep ettiklerini ve Kürt-Türk birlikteliğinin ülkenin gücünü artıracağını belirtti.

Toplantıda dile getirilen ortak talepler arasında Hakikat Komisyonu kurulması, gözaltında kayıpların araştırılması, mağdur yakınlarının dinlenmesi, resmi sorumluluğun kabulü ve cezasızlığa son verilmesi yer aldı.