DOLAR
42,59 -0,03%
EURO
49,65 -0,17%
ALTIN
5.759,72 0,07%
BITCOIN
3.946.495,84 0,41%

Toplumsal Dışlanma Uyuşturucu Bağımlılığına Zarar Veriyor

Uyuşturucu bağımlılarının toplumsal dışlanma nedeniyle maddeye bağımlılıkları artıyor, uzmanlar aile ve toplum desteğinin önemine dikkat çekiyor.

Yayın Tarihi: 14.02.2025 11:04
Güncelleme Tarihi: 14.02.2025 11:04

Toplumsal Dışlanma Uyuşturucu Bağımlılığına Zarar Veriyor

Toplumsal Dışlanma Uyuşturucu Bağımlılığına Zarar Veriyor

Maddeden uzaklaşma çabaları, toplumsal dışlanma nedeniyle zorlaşıyor. Pusula Ayık Yaşam Derneği Silivri Şubesi'nde görevli psikolog Yunus Berat Tahan, uyuşturucu bağımlılarının tedavi süreçlerinde sosyal ve psikolojik faktörlerin ne denli etkili olduğunu ortaya koydu.

Bağımlılık Artışına Dikkat

Tahan, 1980'li yıllara kadar kişilik bozukluğu olarak değerlendirilen bağımlılığın, gelişen beyin tarama sistemleri sayesinde hastalık olarak ele alındığını belirtti. Bağımlılığın beyinde haz bölgesine etkisinin yanı sıra sosyal ilişkileri de olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Tahan, "Madde kullanımı, kişilerde daha fazla dopamin arayışına yol açıyor ve sosyal bağlantıların bozulmasına neden oluyor." dedi.

Tahan, bağımlıların başlangıçta sosyallik arayışıyla madde kullandığını, ancak zamanla bu durumun yalnızca madde bağımlılarıyla sınırlı sosyal çevrelere yol açtığını vurguladı. Bu sorun, bağımlıların psikolojik problemleriyle başa çıkma stratejisi haline gelmiştir fakat bu yöntem son derece yanlıştır.

Aile ve Toplum Desteği Şart

Bağımlılıktan kurtulma sürecinin aile ve toplum destekleriyle daha etkili hale geldiğini belirten Tahan, "Eğer toplum ve aileler kişiye destek olursa, kurtulma şansı artar. Aksi takdirde, birey yalnızca önündeki uyuşturucu ile baş başa kalır." dedi.

Aile içi iletişimin bağımlı bireyin tedavi sürecinde kritik rol oynadığını belirten Tahan, ailelerin bağımlılığı bir hastalık olarak görmesi ve buna göre yaklaşım sergilemesi gerektiğinin altını çizdi.

Bağımlılık Süreci ve Toplumsal İhtiyaçlar

Tahan, bağımlılığın tıpkı şeker hastalığı gibi ömür boyu süren bir mücadele olduğunu vurgulayarak, ailelerin bu mücadelede nasıl destek olabileceklerini öğrenmeleri gerektiğini ifade etti. "Bağımlı birey için en zor kısım, bıraktıktan sonraki süreçtir." diyerek, çevrenin sürekli destekleyici tutum sergilemesinin önemine dikkat çekti.

Önleyici Tedbirler Gerekli

Tahama, toplumda bağımlılara karşı dışlayıcı tutumların, bireylerin iyileşme süreçlerini zorlaştırmakta olduğunu belirtti. Uyuşturucu kullanımının özellikle gençler arasında yaygınlaştığını ve bunun toplumda ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

“Bağımlılıkla mücadelenin en etkili yolu, hastalık oluşmadan önce önleyici çalışmalar yapılmasıdır. Gençlere yönelik eğitim programları bu konuda kritik rol oynamaktadır.” diye ekledi.

Sonuç olarak, bağımlılık bir hastalıktır ve toplum olarak bu hastalığa yaklaşımımızı gözden geçirmeliyiz. Bireylerin yeniden topluma kazandırılmaları için toplumsal seferberliğin şart olduğu unutulmamalıdır.