Trump'ın 'terör örgütü' ilan ettiği Antifa: Kökeni ve lidersiz yapısı
AYŞE İREM ÇAKIR
Hızlı bakış
ABD'de Cumhuriyetçi aktivist Charlie Kirk'ün öldürülmesinin ardından Başkan Donald Trump'ın 'terör örgütü' ilan ettiği Antifa, lidersiz ve hiyerarşisiz bir hareket olarak öne çıkıyor. Trump, grubun uzun süredir hedefinde olduğunu ve 2020 seçim kampanyasında Antifa'yı resmi olarak sınıflandırma planını açıkladığını ifade etmişti.
Hareketin kökeni ve ideolojisi
Antifa, 'anti-faşizm' kavramının kısaltması olarak tanımlanıyor ve kökenleri Avrupa'da 1930'lara, Nazizm ve İtalya'daki faşist rejimlere karşı gelişen muhalefete dayanıyor. ABD'de ise Antifa'nın güncel biçimi 1980'lerden sonra ortaya çıktı ve o dönemde Neonazi sempatizanlarına, 'Dazlaklar' ve ırkçı örgüt Ku Klux Klan'a karşı durdu.
Yapı: Lidersiz ve dağınık
Antifa, merkezi bir liderlik ya da hiyerarşik bir yapıdan ziyade, ortak ideolojileri paylaşan aktivistlerin oluşturduğu belirsiz bir sosyal hareket olarak tanımlanıyor. Hareketin takipçileri resmi liderlerin olmadığını, hareketin büyük ölçüde gizli ve yerel kolektifler halinde örgütlendiğini belirtiyor. Bu nedenle sempatizan sayısı kesin olarak tahmin edilemiyor.
Eylemler ve kamuoyu tartışması
Antifa grupları, özellikle faşizm ve ırkçılığa karşı toplumsal olaylarda görünür oluyor; fiziki müdahale, karşı tarafı yıldırma ve mala zarar verme gibi protesto taktikleriyle anılıyor. 2017'de Charlottesville'de düzenlenen 'Sağı Birleştirin' mitingindeki çatışmalarda Antifa'nın varlığı kayda geçti. Olaylarda bir kişinin hayatını kaybetmesi ve çok sayıda yaralanma yaşandı.
2020'de George Floyd'un Minneapolis'te polis tarafından öldürülmesi sonrası çıkan protestolardaki şiddetten Antifa sorumlu tutuldu. 2021'de Kongre baskınının ardından da Antifa'nın olayların arkasında olduğuna dair iddialar gündeme geldi; ancak federal savcılar suç duyurularının çoğunun aşırı sağcı gruplardan, örneğin Proud Boys ve Oath Keepers gibi örgütlerden kaynaklandığını bildirdi.
Taktikler ve ideolojik yakınlıklar
The New York Times'a göre Mark Bray'in 'Antifa: Anti-Faşist El Kitabı' eserinde de belirtildiği üzere, Antifa üyeleri sıklıkla siyah giyinip maske takıyor ve anarşist akımlarla örtüşen taktikler kullanıyor. Bray, hareketin bazen barışçıl protestoları tercih ettiğini, ancak ırkçı ve faşist grupların serbestçe örgütlenmesine izin verilmesi durumunda marjinal toplulukların hedef alınacağı gerekçesiyle bazı üyelerin şiddeti meşru gördüğünü ifade ediyor.
Sonuç
Antifa, tarihsel kökenleri 1930'lara uzanan, ABD'de ise 1980'lerden itibaren belirginleşen, merkezi liderliği olmayan bir hareket olarak tanımlanıyor. Başkan Trump'ın 'terör örgütü' ilanı ve ABD'deki çeşitli protestolarda suçlamalara hedef olması, Antifa'yı hem kamuoyunda hem de hukuki ve siyasi tartışmalarda odak noktasına taşıyor.