DOLAR
42,55 -0,03%
EURO
49,52 -0,29%
ALTIN
5.741,38 -0,4%
BITCOIN
3.844.355,24 -0,69%

Türkiye'de İsim Tercihleri Değişiyor: Doğan Gürpınar'ın Özel İsimlerin Tarihi

İTÜ'lü Prof. Dr. Doğan Gürpınar'ın çalışması, Tanzimat'tan günümüze Türkiye'de isim tercihlerindeki dönüşümü, edebiyat ve dizilerin etkisini ve bölgesel-dini dinamikleri ortaya koyuyor.

Yayın Tarihi: 26.08.2025 11:12
Güncelleme Tarihi: 26.08.2025 11:12

Türkiye'de İsim Tercihleri Değişiyor: Doğan Gürpınar'ın Özel İsimlerin Tarihi

Türkiye'de İsim Tercihleri Değişiyor: Doğan Gürpınar'ın Özel İsimlerin Tarihi

Mücahit Türetken - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Gürpınar, 'Türkiye'de Özel İsimlerin Tarihi' başlıklı çalışmasında, Tanzimat'tan itibaren başlayan modernleşme süreciyle birlikte çocuk isimlerindeki dönüşümü mercek altına aldı. Gürpınar, araştırma sonuçlarını aynı adlı kitapta da yayımladı.

Araştırmanın ana bulguları

Gürpınar'ın bulgularına göre insan isimleri; bir bölgeyi, kültürü, inancı, duyguyu veya ideolojiyi işaret edebildiği gibi bazen yalnızca anlamsız bir tercih olarak da okunabiliyor. Son yıllarda özellikle kız çocuklarına Asel, Lina, Lalin, Lavin, Linda, Almina, Pera, Alisa, Çise, Aysima, Mira, Mia, Mila, Esila, Eva gibi adların verilmesi ve bazı geleneksel isimlerin yeniden popülerleşmesi dikkat çekiyor.

Tanzimat'tan bugüne modernleşme ve isim seçimi

Gürpınar, çocuk sahibi olmanın hayatın en özel anlarından biri olduğunu ve bu anı taçlandırmak için verilen ismin büyük önem taşıdığını vurguluyor. Geçmişte Ahmet, Mehmet, Zehra, Zeynep gibi isimler yaygınken, günümüzde ebeveynler daha az duyulmuş adlara yöneliyor. Geleneksel toplumda isimler aile bağlarını korurken; modern kent yaşamında isim seçimi, çocuğu gelecekle ilişkilendirme işlevi görüyor.

Ayrıca Gürpınar, bir ismin yaygınlaşıp sıradanlaşmasının eskiden uzun sürdüğünü; ancak iletişim araçlarının hızlanmasıyla bu sürenin kısaldığını belirtiyor. Bugün 10-15 yıl önce yeni sayılan bir isim hızla gözden düşebiliyor. Örneğin Nilgün adını Gürpınar, 1950 ile tarihlendiriyor; çünkü bu isim Refik Halit Karay'ın aynı adlı romanından ortaya çıkmış ve öncesinde rastlanmıyordu.

Edebiyat ve televizyonun isim modasına etkisi

1940'lı ve 1950'li yıllarda roman karakterlerinin isimleri yaygınlaştı. Gürpınar örnek olarak Nilgün'ü Refik Halit Karay'dan, Nalan'ı Kerime Nadir'in Hıçkırık romanından; Funda'yı ise Kerime Nadir'in bir karakterinden veriyor. O dönemin roman etkisi, günümüz televizyon dizileriyle kıyaslanabilir nitelikte.

Günümüzde televizyon dizileri isim trendlerine yön verirken, tarihi yapımlar da bazı eski isimlerin yeniden popüler olmasına yol açıyor.

Kötü şöhret ve isimlerin kaybolması

Bazı isimler, kötü şöhretli kişiler ya da karakterlerle özdeşleştiği için kullanılmaz hale geliyor. Gürpınar bunun en açık örneği olarak Adolf'u gösteriyor; Hitler nedeniyle artık kullanılmıyor. Benzer şekilde 20. yüzyıl başlarında yaygın olan Donald zamanla kayboldu. Türkiye'de ise Şaban adı, Hababam Sınıfı'ndaki 'İnek Şaban' karakteri nedeniyle 1970'lerden sonra azalıyor.

Bölgesel, dini ve siyasal etkiler

Türkiye'de birçok yaygın ismin bölgesel kökenleri bulunuyor. Gürpınar örnek olarak Şehmus (Diyarbakır, Mardin), Abuzer, Şeyho (Adıyaman), Ökkeş (Kahramanmaraş), Bestami (Hatay), Cumali, Vahap (Adana çevresi) gibi yerel kullanım örneklerini sıralıyor. Bu isimlerin bir kısmı türbelerden kaynaklanıyor ancak her zaman öyle kalmıyor; bazıları ulusallaşamıyor ve yerel kalıyor.

Peygamberler, halifeler ve sahabelerin isimleri yaygın kullanımını korurken, 19. yüzyılın sonunda Farsça kökenli isimlerin edebiyat ve sanat dili etkisiyle yayıldığı vurgulanıyor. Cumhuriyet sonrası dönemde ise Türkleştirme ve sekülerleşme politikaları çerçevesinde Mete, Atilla, Alparslan, Yavuz gibi tarihi Türk büyüklerinin adları ile Erman, Erkut, Ertuğrul gibi 'er' ile başlayan isimler öne çıktı.

Sosyal sınıf, fonetik ve diaspora dinamikleri

İsmin anlamı kadar fonetiği, kulakta nasıl çınladığı da tercihlerde belirleyici. Tanınmış siyasetçi ve sporculara öykünme de yaygın: Gürpınar, bir dönem Metin Oktay, Can Bartu, Ogün Altıparmak gibi futbolcuların isimlerinin sıkça tercih edildiğini hatırlatıyor.

Yurt dışında yaşayan ailelerin isim seçiminde farklı dinamikler görüldüğünü belirten Gürpınar, yaşadığı ülkenin kültürüne benzer bir isim koymanın çocuğu o topluma entegre etmeye, geleneksel bir isim seçmenin ise o kültüre direnme isteğine işaret edebileceğini söylüyor. Ayrıca üst sınıfların ayrıcalık göstergesi olarak duyulmamış yeni isimler tercih etmesi, daha sonra orta sınıfların ve geniş kesimlerin bu isimleri benimsemesiyle genişleyen bir trend yaratıyor.

Prof. Dr. Doğan Gürpınar'ın çalışması, isim tercihlerinin tarihsel, kültürel, politik ve teknolojik değişimlerle nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor ve Türkiye'de isimlerin zamana karşı direnci ile hızlı eskime döngüsünü tartışmaya açıyor.

"Türkiye'de Özel İsimlerin Tarihi" konusunda çalışma yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)...

"Türkiye'de Özel İsimlerin Tarihi" konusunda çalışma yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Gürpınar, Tanzimat Dönemi ile başlayan modernleşme süreci sonrasında, insanların çocuklarına koyacakları isimlerdeki değişimi irdeledi.