Uzmanlar: Barrack’ın sözleri İsrail’in Lübnan’a yeni saldırı niyetini işaret ediyor
ESAT FIRAT / VESİM SEYFEDDİN - Lübnanlı uzmanlar, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamalarını, İsrail’in Lübnan’a olası askeri saldırısının habercisi ve ülkeyi "iç savaşa sürüklemeye yönelik tehlikeli bir teşvik" olarak değerlendiriyor.
Uzmanların değerlendirmesi
Temsilci Barrack, 22 Eylül tarihinde, Hizbullah’ın yeniden toparlandığını ileri sürerek, Lübnan hükümetini "yalnızca konuşmakla ve Hizbullah’a karşı somut adım atmamakla" suçlamıştı. Bu sözler, Lübnanlı uzmanlar tarafından hem siyasi hem askeri bir uyarı olarak yorumlandı.
Yazar ve siyasi analist Yusuf Diyab, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin Netanyahu’nun İran eksenine karşı saldırgan politikasını benimsediğini söyledi. Diyab, 21 Eylül tarihli Netanyahu sözlerini hatırlatarak, "gelecek yıl bu ekseni (İran ekseni) ortadan kaldırma yılı olacak" ifadesinin Lübnan’da tırmanış riskini artırdığını vurguladı.
Diyab, İsrail’in Gazze’deki ilerlemesini takiben saldırılarını Lübnan cephesine kaydırma olasılığına dikkat çekti ve birçok ülkenin Filistin Devletini tanımasının Netanyahu’yu hem içeride hem de bölgede daha agresif davranmaya sevk edebileceğini belirtti. Diyab, bunun uluslararası toplumun dikkatini Filistin’den saptırma amacıyla bir savaşa dönüşebileceğini söyledi.
İsrail’in sivillere yönelik saldırıları
Diyab, İsrail’in artık sivillerle askerleri ayırt etmediğini savunarak, 21 Eylül’de Bint Cubeyl’de bir ailenin tüm fertlerinin hayatını kaybettiği saldırıyı örnek gösterdi. Diyab, eylül–ekim döneminde ve 2024’te ciddi bir askeri tırmanış yaşanabileceğine işaret etti ve İsrail’in Hizbullah’ın inisiyatifini kırmak amacıyla dönemde saldırıya kalkışabileceğini belirtti.
Diyab ayrıca, Hizbullah’ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile halefi Haşim Safiyuddin’in suikast yıl dönümlerinin bu süreçte yakından izlenmesi gerektiğini kaydetti.
Emekli General Cabir’in uyarıları
Askeri uzman ve emekli general Hişam Cabir, Barrack’ın sözlerine tepki göstererek, "Barrack, ABD gibi büyük bir devleti temsil ettiğini unutmuş görünüyor. Her gün Lübnan’a tehditler savururken, aynı zamanda İsrail’in mesajlarını taşıyor" değerlendirmesini yaptı.
Cabir, Barrack’ın Lübnan ordusunun rolünü tanımlama ve Hizbullah’la çatışmaya zorlama hakkına sahip olmadığını belirtti ve bu tür açıklamaların halk ve resmi kurumlar nezdinde kabul görmeyeceğini söyledi. Ayrıca, silahların devlet tekeline alınması sürecine değinerek, hükümetin zaten teklifini sunduğunu ve İsrail net garantiler vermediği sürece yeni adım atılmayacağını ifade etti.
Cabir, Bint Cubeyl’deki katliamı "bilinçli bir caydırma politikası" olarak nitelendirip, uluslararası tepki çeken bu olayın kasıtlı bir savaş suçu olduğunu savundu ve İsrail’in "devlet terörü" uyguladığını öne sürdü: "Fark şu ki terör örgütleri patlayıcılarla öldürür, devletler ise uçaklarla, bombardımanla ve suikastlarla."
Olası askeri senaryolar ve sonuçları
Cabir, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını genişletebileceğine işaret ederek, Orta Bekaa’yı Suriye’den kara harekâtıyla hedef alma ve kuzey ile güney Bekaa’yı ayırma senaryolarının masada olduğunu söyledi. Bu tür bir girişimin güneydeki operasyondan daha maliyetli olacağını belirtti.
Cabir ayrıca, İsrail’in yeniden Beyrut’un Dahiyye mahallesini ve Litani Nehri’nin kuzeyini hedef alabileceğine dikkati çekti. Bu gelişmelerin, direnişin rolunun Litani’nin güneyine dönmesine, kontrolsüz bir savaşa, yeraltından roket ve İHA saldırılarının tetiklenmesine yol açabileceği uyarısında bulundu.
Uzmanlar, Tom Barrack’ın açıklamalarını, bölgedeki gerilimi tırmandırma riski ve İsrail’in Lübnan’a yönelik olası yeni harekatlarının habercisi olarak görüyor; bu yüzden hem bölgesel aktörlerin hem uluslararası toplumun gelişmeleri yakından izlemesi gerektiği vurgulanıyor.
