Diplomasi, Lübnan'ı korumakta yetersiz kalıyor
Uzmanlar, 27 Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail'in sürdürdüğü ihlallere karşı Lübnan yönetiminin diplomasiden başka seçeneği kalmadığını ifade ediyor. Ancak, diplomasi yeterli olmazsa, "direnişin de bir seçenek" olarak gündeme gelebileceği belirtildi.
İsrail'in Saldırıları Devam Ediyor
Ateşkesin ardından, İsrail ordusu Lübnan'ın güneyine sık sık saldırılar düzenlemekte ve bu süreçte yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Özellikle 28 Mart-1 Nisan tarihleri arasında, başkent Beyrut'un güney bölgesine yönelik ilk saldırılar gerçekleştirilmiştir.
Hizbullah ve Devlet Sorumluluğu
Israil, saldırılarında Hizbullah unsurlarını hedef aldığını öne sürerken, Hizbullah ise ateşkesin ihlali sorumluluğunu devlete atıfta bulunarak, durumun ciddiyetini vurgulamaktadır. Lübnan Savunma Bakanı Michel Menassa, ateşkesin garantörü ülkelerden İsrail'in saldırılarını durdurmasını talep etmiştir.
Kartlar: Diplomasi ve Direniş
Siyaset uzmanı Vail Necm, Lübnan'ın başvurabileceği birkaç kart olduğunu ve bu kartlar arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile direnişin yer aldığını belirtmiştir. Lübnan hükümetinin, İsrail'in ihlallerine karşı uluslararası destek toplaması gerektiği ifade edilmiştir.
Uzman Yusuf Diyab, ise Lübnan'ın son savaşta birçok kartını kaybettiğini ve şu anda askeri tehditte bulunacak gücünün kalmadığını vurgulamıştır. Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam, bölgesel ve uluslararası dostlarına olan güvene sıkça vurgu yapmaktadır.
Sonuç: Diplomasi Elzem
Tüm bu bilgiler ışığında, uzmanlar Lübnan'ın İsrail'e karşı güvenliğini sağlamak ve ülkenin içindeki çalkantılardan kurtulmak için diplomasi kartını daha aktif bir şekilde kullanması gerektiğini ifade ediyor. Aksi halde, uluslararası baskılar altında direniş gruplarının yeniden canlanması söz konusu olabilir.