Nasır Hastanesi Saldırısı: Gazeteci Cemal Bedah Kurtuldu, Bacağını Kaybetti
25 Ağustos'ta İsrail ordusunun Han Yunus'taki Nasır Hastanesine düzenlediği saldırıda 5 gazeteci hayatını kaybetti. 'Filistin Bugün TV' kameramanı 21 yaşındaki Cemal Bedah de bacağından yaralandı. Bedah, Gazze'de savaşın izini sürerken ağır bedeller ödeyen gazetecilerden biri olduğunu söylüyor.
Saldırı anı ve tanıklık
Bedah, saldırı günü saat 10.00 sularında Reuters foto muhabiri Hüsam el-Mısri'nin hedef alınması üzerine olay yerine gittiğini anlattı. Yanında Hatim Ömer, Meryem Ebu Dekka, Muhammed Selame, Muaz Ebu Taha ve Ahmed Ebu Aziz'in olduğunu belirtti. Bedah, 'Bu basit bir suç değildi, belgelenmesi gerekiyordu' dedi.
Telefonuyla Mısri'nin hedef alındığını kaydettikten iki-üç saniye sonra kendilerinin de hedef olduğunu aktardı. Meslektaşlarının saldırının etkisiyle parçalanmış halde üzerlerine düştüğünü anlatarak şunları söyledi: 'Muaz Ebu Taha omuz hizamdaydı. Meryem Ebu Dekka dizimin üstündeydi. Selame'nin vücudunun yarısı merdivenden dışarı sarkmıştı.'
Bedah, 'Hareket edemiyor ve bacağımı da altlarından çekemiyordum. Sadece 'Anne yetiş' diyordum' ifadelerini kullandı. Olay yerindeki manzarayı 'dehşet verici' olarak nitelendirdi ve arkadaşlarının ağır şekilde yaralandığını, Muaz'ın başının bedeninden ayrıldığını, Selame'nin başının yarıldığını aktardı.
Yaralanma, tedavi ve talepler
Saldırıda vücudunun çeşitli yerlerine şarapnel isabet eden Bedah, yaklaşık 10 dakika sonra sağlık ekiplerinin gelerek kendisini acil servise götürdüğünü, ameliyathanelerin dolu olması nedeniyle uzun süre beklediğini ve kan kaybettiğini söyledi. Bedah'in bacağı dizin üst kısmından ampüte edildi, diğer bacağı kırıldı; yüzünde yanıklar ve vücudunun çeşitli yerlerinde şarapnel parçaları bulunuyor.
Halihazırda Nasır Hastanesinde tedavi gören Bedah, protez bacak takılması için Gazze dışına çıkmak istediğini vurguladı: 'Bu yüzden dışarı çıkıp protez bacak taktırmak ve tedavi olup işime geri dönmek istiyorum.'
Gazetecilere yönelik hedefleme iddiası
Bedah, İsrail'in son iki yılda kadınları, çocukları, yaşlıları, doktorları, gazetecileri ve sivil savunma çalışanlarını hedef aldığını belirtti. Gazetecilerin abluka altındaki Gazze'deki durumu aktardıkları için hedef alındıklarını söyleyerek, ölen arkadaşlarının çoğunun uluslararası ajanslarda çalıştığını ve 'Bu insanların silahı yoktu, direnişçi de değillerdi. Bizim taşıdığımız tek şey telefon ya da kameraydı' dedi.