DOLAR
42,8 0%
EURO
50,14 -0,01%
ALTIN
5.972,47 0,01%
BITCOIN
3.763.040,06 0,11%

Rize'de Yerli Mikroorganizmalarla Yağmur Üretimi: Kuraklığa Çevre Dostu Çözüm

Rize'de geliştirilen yerli mikroorganizmalarla yağmur kapsülleri üretiliyor; amaç kuraklık, su krizi ve iklim değişikliğine çevre dostu çözüm sunmak.

Yayın Tarihi: 19.12.2025 09:46
Güncelleme Tarihi: 19.12.2025 10:11

Rize'de Yerli Mikroorganizmalarla Yağmur Üretimi: Kuraklığa Çevre Dostu Çözüm

Rize'de geliştirilen yerli mikroorganizmalarla yağmur üretimi hedefleniyor

Rize, Türkiye’nin en fazla yağış alan noktası olarak geliştirilen yerli mikroorganizmalarla atmosferdeki su buharını yağmur kapsüllerine dönüştürmeyi amaçlayan bir projeye ev sahipliği yapıyor. Proje ile kuraklık, su krizi ve iklim değişikliği sorunlarına çevre dostu bir çözüm sunulması hedefleniyor.

Projenin hedefi ve yürütücüleri

Rizeli girişimci Habip Koçal ve danışmanları Prof. Dr. Serkan Naci Koç tarafından yürütülen projede, Rize’de geliştirilen yerli probiyotik mikroorganizmalar atmosferdeki su buharını yağmur kapsülleri haline getirerek bulutların yağış bırakma kapasitesinin artırılmasını amaçlıyor. İlk denemelerin kuraklık riski taşıyan barajlar ve su havzaları üzerinde yapılması planlanıyor.

Mikroorganizmaların işleyişi ve faydaları

Geliştirilen mikroorganizmalar özellikle '0' derece civarındaki daha sıcak yağmur bulutlarında etkin olabiliyor ve klasik gümüş iyodür teknolojisine göre daha düşük maliyetli ve çevre dostu alternatif sunuyor. Bu kapsüller yağmur olarak yeryüzüne indiğinde yalnızca yağışı tetiklemekle kalmıyor; aynı zamanda toprağa ulaştıklarında biyolojik gübre görevi görerek tarımsal verimliliği artırıyor.

Habip Koçal, geliştirdikleri mikroorganizmaların kapsül formuna getirildiğini belirterek şunları söyledi: "Türkiye’de ilk yerli probiyotik mikroorganizmaları ürettik. Şimdi geliştirdiğimiz bu ürünü danışman hocamız Prof. Dr. Naci Koç ile kapsül şeklinde havadaki atmosferdeki buharcıkları yağmur kapsülü haline getiriyoruz. Bunlar yeryüzüne indiği zaman hem iklim krizini hem de su krizini önleyecek. İlk denemeler zannediyorum ki barajlar üzerine olacak. Yani barajların kuraklık noktaları üzerine ve su havzaları üzerine olacak. Tarım Bakanımızla ve Cumhurbaşkanlığımıza gerekli bilgileri aktardık. Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzle gerekli toplantılarımızı yapıyoruz. İnşallah denemeler başladığı zaman daha detaylı haberleri sizler devletimizin büyüklerinden alacaksınız."

Genetik bankalar ve ürün çeşitleri

Koçal, çalışmalarında Rize’ye ait genetik bankaların kullanıldığını belirterek HB serisi mikroorganizmaları açıkladı: "Bunların mikro biyel gübre olarak da ayrıyeten HB07, HB03 ve HB010 diye ayrı ayrı genetikleri çıkarıldı. Yani 3 tane ayrı ürün var. HB010 havada yağmur kapsüllemeye yarıyor. HB07 havadaki mikroorganizmaları yani zararlı virüsleri bırakıyoruz havaya. Yani şunu diyebiliriz bütün Türkiye’yi bütün Dünya’yı bir Ayder havası ve bir Anzer havası yapabiliriz. Havadaki patojenleri temizleyip havadaki mikroorganizmaları stabil hale getirebiliyoruz. HB03 de ise topraktaki mikroorganizmayı 150 yıl önce hale getirebiliyoruz. Sadece testlerden bir tanesini söyleyeyim kontrol grubu toprakta 2,5 ppm demirken diğer attığımız HB03’de 32’ye çıkıyor. Yani demir miktarını 17 kat neredeyse arttırmış."

Bilimsel değerlendirme ve uluslararası bağlam

Prof. Dr. Serkan Naci Koç ise iklim değişikliğinin ve artan kuraklıkların önemine dikkat çekerek projenin bilimsel boyutunu değerlendirdi. Koç, mevcut yapay yağmur teknolojilerinde gümüş iyodür kullanımının pahalı olduğunu ve 'eksi 8 eksi 10' derecelerde süper soğumuş su buharına ihtiyaç duyduğunu belirtti. Alternatif olarak tuz ve mikroorganizmalarla yağmur yağdırma yöntemlerinin araştırıldığını, mikroorganizmaların '0' derecedeki daha sıcak bulutlarda etkili olduğunu söyledi.

Koç, en etkili bakteri tiplerinden birinin Pseudomonas olduğunu ancak bunun yaprak hastalıklarına yol açabildiğini, bu nedenle pratik kullanımda sınırlamalar bulunduğunu aktardı. Projede keşfedilen faydalı bakterilerin yüzeyinde buz kristallendirici proteinler olduğunun tespit edildiğini, bunların zararlı etki oluşturmadığını ve yağmurla birlikte toprağa düştüğünde çevreye katkı sağladığını ifade etti.

Güvenlik, analizler ve sonraki adımlar

Üretilen mikroorganizmaların çevreye zarar vermediğini vurgulayan Koç, tüm analizlerin yapıldığını ve bazı analizlerin İtalyada gerçekleştirildiğini söyledi. "Bir avantajımız da bizim ürettiğimiz mikroorganizmalar tamamen yerli. Tamamen yerli girdi ile üretilmektedir. Analizleri Türkiye’de yapılamadığı için İtalya’da yapılıyor. Dolayısıyla ciddi bir efor sarf edilmiş durumda" dedi.

Koç, ilgili kurumlarla girişimlerde bulunduklarını ve önümüzdeki günlerde yağmurlama için Ar-Ge çalışmalarının başlayacağını belirtti. Projenin başarılı olması durumunda yağış rejiminin dengelenmesi, baraj doluluk oranlarının artırılması ve su krizinin hafifletilmesi amaçlanıyor; çalışmanın hem ulusal hem de küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bir yöntem sunabileceği ifade ediliyor.

PROJEYE İLİŞKİN BİLİMSEL DEĞERLENDİRMELERDE BULUNAN PROF. DR. SERKAN NACİ KOÇ İSE İKLİM...

PROJEYE İLİŞKİN BİLİMSEL DEĞERLENDİRMELERDE BULUNAN PROF. DR. SERKAN NACİ KOÇ İSE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DÜNYANIN EN BÜYÜK PROBLEMLERİNDEN BİRİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ

GELİŞTİRDİKLERİ MİKROORGANİZMALARIN KAPSÜL FORMUNA GETİRİLDİĞİNİ BELİRTEREN RİZELİ GİRİŞİMCİ HABİP...

Yazar
EDİTÖR

Hakan Demir

4 yıllık deneyimli. Ege Bölgesi'ndeki gelişmeleri takip ederken, aynı zamanda sosyal medya trendlerini haberleştiren dinamik bir editör. Çevre haberleri ve sosyal olaylarda uzmanlaşmıştır.