DOLAR
42,56 0%
EURO
49,6 0%
ALTIN
5.754,89 0%
BITCOIN
3.896.994,52 0%

AB Batarya Düzenlemesi Türkiye'ye Fırsatlar Sunuyor

AB Batarya Regülasyonu ve Kritik Hammaddeler Yasası, Türkiye'ye sürdürülebilir tedarikçi ve yatırım fırsatları sunuyor; uyum için ulusal mevzuat kritik.

Yayın Tarihi: 27.08.2025 11:11
Güncelleme Tarihi: 27.08.2025 11:11

AB Batarya Düzenlemesi Türkiye'ye Fırsatlar Sunuyor

AB Batarya Düzenlemesi Türkiye'ye Fırsatlar Sunuyor

Avrupa Birliği'nin yeni düzenlemeleri, AB Batarya Regülasyonu ve Kritik Hammaddeler Yasası ile batarya üretiminden geri dönüşüme kadar geniş kapsamlı değişiklikler getiriyor. Uyumlu ulusal düzenlemeler, Türkiye enerji sektörüne yeni ticari ve yatırım fırsatları sunuyor.

Rapor: Üretim yüksek enerji ve karbon yoğunluğu barındırıyor

Eko Etki'nin "Pil-Batarya 2025 Sektörel Sürdürülebilirlik Raporu"'na göre batarya üretimi, hücre ve katot aşamalarında yoğun enerji gerektiriyor ve yaşam döngüsü boyunca yüksek karbon ayak izi oluşturuyor. Kritik ham madde tedariki, geri dönüşüm altyapısındaki eksiklikler ve atık yönetimi sektörün öncelikli dönüşüm alanları arasında yer alıyor.

DPP ve şeffaf tedarik zinciri

CIRPASS Dijital Ürün Pasaportu (DPP) uygulamaları, karbon ayak izi, kritik ham madde kullanımı, geri dönüşüm ve tedarik zinciri şeffaflığı gibi alanlarda köklü değişiklikler getiriyor. Uzmanlar, AB ile uyumlu ulusal mevzuatın geliştirilmesinin ihracat kolaylığı ve yabancı yatırımcı güveni açısından belirleyici olacağını vurguluyor.

Uzman değerlendirmeleri: Riskler ve fırsatlar

AA muhabirine değerlendirmede bulunan Sürdürülebilir Finans Uzmanı Yunus Emre Ertoş şunları söyledi:

"AB Batarya Regülasyonu ile bataryaların tasarım, üretim, kullanım, yeniden kullanım ve geri dönüşüm aşamalarını içine alan bütünsel bir çerçeve ortaya koyuyor."

Ertoş, özellikle Kritik Hammaddeler Yasası'nın önemine işaret ederek:

"Lityum, kobalt, nikel gibi stratejik öneme sahip girdilerin çıkarma, işleme ve geri kazanım süreçlerine yönelik sıkı kurallar getirilmekte, bu da sektörde sürdürülebilir ham madde kullanımını teşvik ediyor."

Uyum sürecinde üreticilerin çevresel faktörleri dikkate almasının zorunlu hale geldiğini vurgulayan Ertoş, yaşam döngüsü analizi, karbon ayak izi ve su ayak izi hesaplamalarının yapılması gerektiğini belirtti ve üretim süreçlerinin enerji verimli ve temiz teknolojilerle dönüştürülmesinin önemine dikkat çekti.

Ertoş, kritik ham maddelerde dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik AB adımlarını şöyle değerlendirdi:

"AB, kritik ham maddelerde kendi kendine yeterliliğini artırmak amacıyla iç üretimi artırmayı, önemli bir kısmını AB içinde işlemeyi ve kayda değer payını geri dönüşümden sağlamayı hedeflemekte. Bu durum, Türkiye gibi stratejik tedarikçiler için hem risk ve fırsatlar barındırmaktadır. AB kendi üretimini artırdığında dışa bağımlılığını azaltabilir ve bu durum Türkiye'nin ihracat payı üzerinde baskı yaratabilir. Öte yandan, sürdürülebilirlik, şeffaf tedarik zinciri ve yüksek kalite standartlarını etkin biçimde uygulayan Türk firmaları, AB için güvenilir tedarikçi konumlarını güçlendirme fırsatı yakalayabilir."

Geri dönüşüm ve ikinci ömür stratejileri

Sürdürülebilirlik Uzmanı Cansu Melis Aksu kullanım ömrünü tamamlamış bataryaların geri dönüşümü ve ikinci ömür uygulamalarının Türkiye için kritik olduğunu vurguladı:

"Türkiye'de bataryaların geri dönüşümü mevzuatla düzenlenmekte olup, kullanım ömrünü tamamlamış bataryaların geri dönüşümü ve ikinci ömür uygulamaları özellikle elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik fayda ve kaynak verimliliği açısından büyük önem arz etmekte."

Aksu, önceliklerin toplama altyapısını güçlendirmek, özel sektör–belediye işbirlikleriyle batarya geri kazanım zincirini kurmak ve ikinci ömür teknolojilerine yönelik AR-GE'yi desteklemek olduğunu belirterek, "AB ile uyumlu ulusal mevzuat geliştirilmesinin hem ihracat kolaylığı hem de yabancı yatırımcı güveni açısından kritik" olduğunu dile getirdi.

Temiz üretim teknolojileri ve verimlilik

Aksu, temiz üretim teknolojilerinin enerji ve su verimliliğini artıracağına dikkat çekti:

"Atık ısı geri kazanımı, proses optimizasyonu ve otomasyon, su geri kazanım ve arıtma sistemleri, yenilenebilir enerji entegrasyonu ve dijital izleme teknolojileri gibi yöntemler çeşitli teknoloji entegrasyonları ile fayda maliyet noktasında orta ve uzun vadede sürdürülebilirlik dahilinde ekonomi ve ekoloji entegrasyonunu sağlayarak sektörel fırsatlar yaratmaktadır."

Ulusal mevzuat ve teşvik mekanizmalarının etkin uygulanması, KOBİ'lerin teknolojiye erişiminin kolaylaştırılması ve uluslararası başarılı uygulamaların adaptasyonu ile temiz üretim teknolojilerinin yaygınlaşacağı ve sektörün rekabet gücünün artacağı öngörülüyor.