Rusya Kuzey Deniz Yolu'nda Nükleer Buzkıran Filosunu Hızlandırıyor
EMRE GÜRKAN ABAY - Küresel ısınma ve jeopolitik gelişmelerle önem kazanan Kuzey Deniz Yolu'nda Rusya, artan deniz trafiğine yanıt vermek için nükleer buzkıran filosunu genişletiyor.
Kuzey Deniz Yolu'nun stratejik önemi
Kara Denizi’nden başlayıp Bering Boğazı’ndaki Dejnyov Burnu’na uzanan ve yaklaşık 5 bin 600 kilometre uzunluğundaki Kuzey Deniz Yolu, Batı Avrasya ile Asya-Pasifik’i bağlayan en kısa nakliye rotası olarak öne çıkıyor. Bölgedeki buz tabakasının incelmesi ve Süveyş Kanalı gibi alternatif rotalar arayışının hızlanması, Kuzey Deniz Yolu'nu daha cazip hale getiriyor.
Nükleer buzkıran filosu ve hedefler
Rusya, devlet kuruluşu Rosatom'un altındaki Atomflot ile dünyanın en büyük nükleer buzkıran filosunu işletiyor. Filoda Arktika tipi Yamal ve 50 Let Pobedyi, Taymır tipi Taymır ve Vaygach ile Proje 22220 temelinde inşa edilen Arktika, Sibir, Ural ve Yakutiya adlı sekiz nükleer buzkıran yer alıyor.
Atomflot, dört ilave nükleer buzkıranın daha filoya katılması için çalışmalarını sürdürüyor. Rosatom verilerine göre, Kuzey Deniz Yolu üzerinden taşınan kargo hacmi 2024’te önceki yıla göre yaklaşık %4,7 artarak 37,9 milyon tona yükseldi. Rusya, altyapı yatırımları ve yeni buzkıranlarla bu hacmi 2030 itibarıyla yıllık 150 milyon tona çıkarmayı hedefliyor.
Atomflot yetkililerinin değerlendirmeleri
Atomflot Genel Müdürü Yakov Antonov, nükleer buzkıranların öncelikli görevinin taahhüt edilen kargoların Kuzey Deniz Yolu üzerinden zamanında erişimini sağlamak olduğunu belirtti. Antonov, mevcut ve yeni nesil buzkıranların 40 yıl olan hizmet ömürleri boyunca güvenilir işletilmesinin, inşaatların takibinin ve tamamlanmasının önemine vurgu yaptı.
Antonov, Kuzey Deniz Yolu üzerinden taşınan kargoların uluslararası yapıda olduğunu, bu nedenle belirli bir ülkeyi hedeflemek yerine daha fazla gemiye hizmet sunmaya odaklandıklarını kaydetti. Ayrıca Türkiye başta olmak üzere birçok bölgeden artan ilgiyi gördüklerini ifade etti.
Zorlu denizlerde kaptanın gözünden
Nükleer buzkıran Ural'ın Kaptanı İvan Kurbatov, geminin yaklaşık 170 metre uzunluk ve 34 metre genişliğe sahip olduğunu, kaptan köprüsünün su üstünden >30 metre yükseklikte olduğunu söyledi. Bu yükseklik sayesinde dürbün kullanmadan 10–11 deniz mili uzaklığı görebildiklerini anlattı.
Kurbatov, nehir buzlarının denizden daha kalın ve kırmasının daha zor olduğunu, nehir buzlarının dipteki kumları toplayarak adeta bir beton oluşturduğunu belirtti. Ural'ın 3 metrelik buzları kırabildiğini, geminin yaklaşık 33 bin 500 ton ağırlığında olduğunu ifade etti. Ayrıca buzkıranın sera gazı emisyonunun yıllık 100 gram olduğunu, radyasyon ölçümlerinin düzenli yapıldığını ve ölçümlerin sokaktaki güneş ışınlarından daha düşük seviyelerde olduğunu söyledi.
Murmansk Limanı ve Türkiye'nin rolü
Murmsank Deniz Limanı Ticari Direktörü Vladislav Yakovchuk, limanın Kuzey Deniz Yolu'nda önemli bir lojistik durak olduğunu ve Türk şirketlerin sıklıkla kullandığını vurguladı. Yakovchuk, Baltık ve Karadeniz'deki limanların ve demiryolu altyapısının neredeyse tam kapasiteyle çalışması nedeniyle Murmansk'ın Türkiye için hem ihracat hem de kargo gönderimi yolunda önemli bir alternatif haline geldiğini söyledi.
Yakovchuk, daha büyük kargo gemilerinin ton başına maliyeti düşürdüğünü, bu nedenle Murmansk'ın altyapısını geliştirdiklerini ve Kuzey Deniz Yolu boyunca buz sınıfı gemi inşasının artmasının sevkiyatları hızlandıracağını belirtti.
Sonuç: Rusya, Kuzey Deniz Yolu'nu küresel ticarette daha aktif bir rota haline getirmek için nükleer buzkıran filosunu büyütüyor ve altyapı yatırımlarıyla 2030 hedeflerine ulaşmayı planlıyor.
Kuzey Deniz Yolu’nun önemi küresel ısınma ve jeopolitik gelişmelerle artarken, Rusya, sınırı boyunca uzanan ticaret yoluna yönelik geliştirdiği nükleer buzkıran filosunu genişletmek için çalışmalarını hızlandırıyor. Dünyanın coğrafi açıdan en büyük ülkesi Rusya, Barents Denizi’nden başlayıp Bering Boğazı’na uzanan, yaklaşık 5 bin 500 kilometre uzunluğundaki özellikle kış döneminde kalın buzullarla kaplı Kuzey Deniz Yolu’nun geliştirilmesine stratejik önem veriyor. Batı Avrasya bölgesi ile Asya-Pasifik bölgesine bağlayan en kısa nakliye rotası özelliğiyle ön plana çıkan Kuzey Deniz Yolu, bölgeyi kaplayan buz tabakasının hissedilir şekilde incelmesiyle ticari gemiler için daha ulaşılabilir hale geldi.