DOLAR
42,55 0%
EURO
49,66 0%
ALTIN
5.766 0%
BITCOIN
3.901.928,17 0%

Balık stokları için 'boy sınırı ve bütüncül yaklaşım' çağrısı

Doç. Dr. Taner Yıldız, balık stoklarını korumak için boy sınırı, ekosistem temelli yönetim ve kotaların yaygınlaştırılmasını önerdi.

Yayın Tarihi: 31.08.2025 11:07
Güncelleme Tarihi: 31.08.2025 11:07

Balık stokları için 'boy sınırı ve bütüncül yaklaşım' çağrısı

Balık stokları için 'boy sınırı ve bütüncül yaklaşım' çağrısı

GÜLSELİ KENARLI - İstanbul Üniversitesi'nden uyarı

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi ve Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner Yıldız, balıkların üreme olgunluğuna ulaşmadan avlanmasının stokları azalttığını belirterek, deniz yönetiminde kapsamlı önlemler çağrısında bulundu.

Türkiye'de denizlerde 1 Eylül'de av sezonu başlıyor. Yıldız, denizlerde düzensiz ve kurallara uyulmadan yapılan avcılıkların balık stoklarını olumsuz etkilediğini vurguladı.

Hamsi ve çaça ağırlıklı avcılık

Yıldız, AA muhabirine Türkiye'de toplam balık avcılığının yaklaşık %70'inin Karadeniz ve Marmara'da yakalanan hamsi tarafından oluşturulduğunu söyledi. Ege'de sardalya, Karadeniz'de ise son yıllarda çaça avcılığının öne çıktığını; çaçanın hamsi gibi tüketilmediğini, tamamının balık unu ve balık yağı fabrikalarına gittiğini aktardı.

Kota uygulamaları ve filo politikası

Yıldız, 2006'dan bu yana yeni ruhsat verilmediğini, tekne geri alım programlarının ise aktif gemiler alınmadığı için etkili olamadığını belirtti. Kota sistemi bütün türlerde tam uygulanmadığı için balıkçılık eforu düşmüyor; dolayısıyla stoklar üzerindeki baskı azalmıyor.

Yıldız, balık stoklarının kendini yenileyebileceğini ancak aşırı avlanmanın bu döngüyü bozduğunu vurgulayarak, "Yılda 100 anaç balık 10 biner yumurta bırakır ama doğal süreçlerde bunların sadece bir kısmı yaşar. Yavrular stoka katılmadan avlarsanız, stok her yıl giderek küçülür, aşırı avcılık dediğimiz tam olarak budur." ifadelerini kullandı.

Hamside geçen yıl uygulanan 400 bin tonluk avlanma kotasına dikkat çeken Yıldız, bu rakamın neredeyse yıllık avcılık yoluyla elde edilen deniz balıkları miktarına eş değer olduğunu ve kotanın düşürülmesi ile her yıl avlanan bütün türlere uygulanması gerektiğini söyledi.

Bölgesel boy sınırları gerekliliği

Yıldız, avlanma boyunun balıkların üreme olgunluğuna ulaştıkları minimum uzunluğu ifade ettiğini hatırlatarak, "Bu boydan küçükleri avlamak, türün neslinin devamını tehlikeye atar. Hamsi Karadeniz'de 7 santimde ürüyorsa, o boydan küçükleri avlamamalı. Aynı tür Akdeniz'de farklı boyda ürer. Bu nedenle bölgesel balıkçılık kuralları olmalı ve türlerin avlandıkları denize göre boyları belirlenmeli." dedi.

Yıldız ayrıca, lüferin çinekop ve sarıkanat gibi farklı isimlerle küçük boyda avlanmasının yanlış olduğunu, çinekop ya da sarıkanat diye ayrı bir tür bulunmadığını vurguladı.

Denetim ve uygulama önerileri

Balık stoklarının korunması için alınması gereken önlemler arasında, küçük boy balıkların avlanmaması için denetimlerin karada değil denizde yapılmasının önemli olduğunu belirtti. Bazı balıkçıların üst üste iki ağ kullandığını ifade eden Yıldız, gırgır teknelerinde minimum ağ gözü kuralı getirilmesi ve her boy balığı tutan ağların kullanımının yasaklanması gerektiğini söyledi.

Ekosistem temelli balıkçılığın önemine dikkat çeken Yıldız, "Deniz çayırları, mercanlar ve diğer hassas alanlarda avcılığın sınırlandırılması ve koruma alanlarının artırılması gerekiyor. Bu uygulama yalnızca tek bir türü değil, deniz ekosisteminin tüm bileşenlerini korur, balık stoklarının tükenmeden yenilenmesini sağlar ve üst-alt türler arasındaki doğal dengeyi bozulmasını önler." şeklinde konuştu.

Yıldız, ekosistem temelli yaklaşımın, kota uygulamaları ve gözlemci sistemleriyle desteklenerek, balıkçılar, bilim insanları ve karar alıcılarla birlikte bütüncül bir deniz yönetimi çerçevesinde uygulanması gerektiğini ifade etti.

TÜİK verileri: Son 10 yılda dalgalı seyir

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda avlanan balık türleri miktarı dalgalı bir seyir izledi. En çok avlanan tür olan hamsinin yakalanma miktarı, 2015'te 193,5 bin, 2019'da 262,5 bin ve 2024'te 153,1 bin ton olarak kaydedildi. Sardalya yıllar boyunca 15-23 bin ton arasında değişirken, istavrit ve lüferde belirgin istikrarsızlık gözlendi.

TÜİK verilerine göre son 10 yılda en çok avlanan deniz türleri ve miktarları:
2015 - Hamsi: 193.492 Ton, Sardalya: 16.693 Ton, İstavrit: 16.664 Ton, Palamut: 4.573 Ton, Lüfer: 4.136 Ton, Çaça: 76.996 Ton
2016 - Hamsi: 102.595 Ton, Sardalya: 18.162 Ton, İstavrit: 11.148 Ton, Palamut: 39.460 Ton, Lüfer: 9.574 Ton, Çaça: 50.225 Ton
2017 - Hamsi: 158.094 Ton, Sardalya: 23.426 Ton, İstavrit: 12.985 Ton, Palamut: 7.578 Ton, Lüfer: 1.936 Ton, Çaça: 33.950 Ton
2018 - Hamsi: 96.452 Ton, Sardalya: 18.854 Ton, İstavrit: 20.678 Ton, Palamut: 30.920 Ton, Lüfer: 5.767 Ton, Çaça: 20.057 Ton
2019 - Hamsi: 262.544 Ton, Sardalya: 19.119 Ton, İstavrit: 19.505 Ton, Palamut: 1.578 Ton, Lüfer: 1.213 Ton, Çaça: 38.078 Ton
2020 - Hamsi: 171.253 Ton, Sardalya: 21.265 Ton, İstavrit: 12.349 Ton, Palamut: 22.743 Ton, Lüfer: 3.722 Ton, Çaça: 26.804 Ton
2021 - Hamsi: 151.597 Ton, Sardalya: 15.800 Ton, İstavrit: 24.005 Ton, Palamut: 2.595 Ton, Lüfer: 5.804 Ton, Çaça: 28.040 Ton
2022 - Hamsi: 125.980 Ton, Sardalya: 16.729 Ton, İstavrit: 14.930 Ton, Palamut: 49.891 Ton, Lüfer: 5.495 Ton, Çaça: 11.161 Ton
2023 - Hamsi: 273.914 Ton, Sardalya: 17.311 Ton, İstavrit: 14.374 Ton, Palamut: 2.083 Ton, Lüfer: 2.137 Ton, Çaça: 45.764 Ton
2024 - Hamsi: 153.175 Ton, Sardalya: 17.818 Ton, İstavrit: 19.649 Ton, Palamut: 49.278 Ton, Lüfer: 3.610 Ton, Çaça: 16.067 Ton