Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Doha dönüşü önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ne katılmasının ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı ve bir dizi önemli konuda değerlendirmelerde bulundu.
Sosyal konut projesi: Hedef dar gelirli vatandaşlar
Erdoğan, sosyal konut projesinin sorumlusunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum olduğunu hatırlatarak, "Özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın konut sahibi olmasına yönelik kapsamlı bir hazırlığımız var. Murat Bey onunla ilgili çalışmasını sürdürüyor. 2+1, 3+1 konutlar, bu çalışmaların içerisinde yer alıyor. Ben kendisine işi süratlendirme ve konut edindirme gayretlerimizi ülke geneline yayma talimatını verdim." dedi.
Erdoğan, projenin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde fakir ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara öncelik vereceğini belirtti. Ayrıca, AK Parti hükümetleri olarak bugüne kadar 1 milyon 704 bin konut üretildiğini, şu anda ülke genelinde 280 bin sosyal konutun yapımının devam ettiğini ve asrın felaketi sonrası yoğun inşa faaliyetleriyle 11 ilde 450 bin konut inşa edilirken çalışmaların sürdüğünü vurguladı. Erdoğan, TOKİ ile 81 ilde arazi, proje ve maliyet çalışmalarının devam ettiğini ve önümüzdeki ay tüm detayların paylaşılacağını kaydetti.
Alevi vatandaşlara yönelik ayrımcı söylemlere tepki
Erdoğan, mevcut CHP yönetimine yakın bazı isimlerin eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu mezhebi kimliği üzerinden hedef almasına ve Alevi vatandaşları rencide eden söylemlere ilişkin olarak, "Alevi canlarımıza yönelik bu çirkin, bu ayrımcı söylemleri kınıyorum. Alevi vatandaşlarımızla biz adeta etle tırnak gibiyiz. Onları farklı bir yere asla atamayız." ifadelerini kullandı.
Devletin temel ilkelerinden birinin tüm vatandaşların din, mezhep, etnik köken ya da kimlik farkı gözetmeksizin eşit olması olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu ilkenin anayasanın güvencesi altında olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün bu söylemler, yıllarca Alevi yurttaşlarımızı oy deposu gibi görenlerin onlara yönelik çarpık ve hastalıklı bakışlarının adeta dışa vurumudur. İnanıyorum ki hukuk gereğini yapacak, bu provokasyonların hesabı yargı önünde sorulacaktır. Kimse bu ülkenin birliğini, beraberliğini, toplumsal barışını böylesi pervasız biçimde hedef alamaz."
Yerel yönetimlerde AK Parti'ye katılımlar
Erdoğan, son dönemde muhalefetten, özellikle CHP'den kopan belediye başkanları ve meclis üyelerinin AK Parti'ye katılımlarına ilişkin soruya verdiği yanıtta, bu kişilerin önce iyi niyetle gittiklerini, fakat daha sonra partide rüşvet, yolsuzluk, irtikap gibi olgularla karşılaştıklarını söyledi. "Bizim partimizde yıllarca böyle bir durum yaşanmadı, yaşanmıyor." diye konuşan Erdoğan, CHP yöneticilerinin yaşanan kaçışları durdurmak için çeşitli iftiralara başvurduğunu ifade etti.
Kendi siyasi geçmişine atıfta bulunarak, "Belediye başkanlığı, başbakanlık, 2014'ten bu yana Cumhurbaşkanlığını sürdüren bir siyasetçi olarak bu tür olaylarla karşılaşmadığını" belirten Erdoğan, AK Parti'ye katılanların millete hizmetin adresinin AK Parti olduğuna inandıkları için geldiklerini, partinin 24 yıllık tarihinde hem halkın teveccühünü kazandığını hem de devlet yönetimi tecrübesini ortaya koyduğunu söyledi. Erdoğan, bu katılımların partiyi ve Cumhur İttifakı'nı güçlendireceğini vurguladı.
Sokak çağrıları ve provokasyonlara sert tepki
Sokak çağrısı yapanlara yönelik soruyu da yanıtlayan Erdoğan, bu çağrılarda bulunanları "ihanetleri tescillenmiş tipler" olarak nitelendirdi ve vatandaşları bu tür çağrılara itibar etmemeye çağırdı. Erdoğan, FETÖ firarilerinin sosyal medyadan yapılan çağrılarda rol aldığını, bazı muhalefet unsurlarının ise bunları kullanışlı aparat gördüğünü söyledi.
Erdoğan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: "Sokakları karıştırmaya, kaos ve kargaşa oluşturmaya çalışanlara asla eyvallah etmeyiz. Gerekeni gecikmeden, milletin huzurunu bozmalarına fırsat vermeden, biz yaparız." Gezi olayları ve FETÖ'nün darbe girişimi gibi deneyimlerin vatandaşları daha bilinçli hale getirdiğini, siyasetin nerede ve nasıl yapılacağının açık olduğunu belirtti ve insanları sokağa çağırmanın siyaset değil, hukukun ve güvenlik güçlerinin işi olduğunu vurguladı.
(Bitti)