DOLAR
42,55 0%
EURO
49,63 0%
ALTIN
5.767,35 0%
BITCOIN
3.895.153,17 0%

Gazze'de Öğretmenler Eğitim Soykırımına Karşı: Deyr el-Belah'ta Çadırda Gelecek Mücadelesi

Deyr el-Belah'ta gönüllü öğretmenler, üç yıldır eğitimden mahrum kalan Gazze çocuklarına çadırda Arapça, İngilizce ve matematik öğreterek kaybettikleri yılları telafi etmeye çalışıyor.

Yayın Tarihi: 05.09.2025 11:44
Güncelleme Tarihi: 05.09.2025 11:44

Gazze'de Öğretmenler Eğitim Soykırımına Karşı: Deyr el-Belah'ta Çadırda Gelecek Mücadelesi

Gazze'de Öğretmenler Eğitim Soykırımına Karşı: Deyr el-Belah'ta Çadırda Gelecek Mücadelesi

Çadırda eğitim: Kaybedilen yılları geri getirme çabası

Filistinli gönüllü öğretmenler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde, Dar er-Reca mülteci kampında kurulan çadırda, İsrail saldırıları nedeniyle 3 yıldır eğitimden mahrum kalan çocuklara temel dersleri yeniden vermeye çalışıyor. Arapça öğretmeni Naka Ebu Rahme, burada çocuklara Arapça, İngilizce ve matematik gibi en temel dersleri yeniden öğrettiklerini söylüyor.

Eğitim sistemi hedef alındı: Kapsamlı yıkım ve kayıplar

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden 3 Eylül'de yayımlanan verilere göre, saldırılardan okulların yüzde 95'inden fazlası etkilendi. 785 bin öğrenci üst üste üçüncü dönem eğitim hakkından mahrum bırakıldı. Okulların yüzde 90'ından fazlasının yeniden inşa veya onarıma ihtiyacı var; toplam okul sayısının yüzde 80'ine denk gelen 662 okul binası doğrudan vuruldu, 116 okul hasar aldı.

Saldırılarda 163 okul, üniversite ve eğitim kurumu tamamen, 388'i ise kısmen yıkıldı. Yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı okulların yüzde 70'i de kısmen yıkılan binalar arasında yer aldı. Ayrıca 13 bin 500 öğrenci, 830 öğretmen ve eğitim personeli ile 193 bilim insanı, akademisyen ve araştırmacı hayatını kaybetti.

Öğretmenlerin hedefi: Bilgiyi ve davranışları yeniden kazandırmak

Naka Ebu Rahme, çocukların üç yılda okulda öğrendikleri temel bilgileri unuttuklarını, bu eksikleri kapatmak için çalıştıklarını vurguluyor: "Normalde çocukların okullarda gördüğü 8-9 dersten en temel üçünü burada yeniden hatırlatıyoruz. Arapça, İngilizce ve matematik. Eğer bu savaş biter de çocuklar yeniden eğitime dönerlerse eğitimlerine normal bir şekilde devam edebilsinler diye bunu yapıyoruz. Soykırımda kaybettikleri geleceklerini geri kazanmalarını umuyoruz."

Ebu Rahme, eğitimin yalnızca bilgi aktarmak olmadığını, aynı zamanda insan terbiyesi ve kültür eğitimi olduğunu belirterek "Bu projeye başlamadan önce çocukların davranışlarındaki bu eksikliğin yıkıcı bir eksiklik olduğunu fark ettik. Çocukları bu yöndeki bilgisizlikten kurtarmaya çalışıyoruz. Biz Filistin halkı olarak dünyada eğitim düzeyi en yüksek halkız. Bu namımızı kaybedersek yazık olur. O nedenle bu çocukları, savaş öncesi seviyelerine döndürmemiz gerekiyor. Aynı zamanda boş zamanlarını dolduruyoruz." diye konuştu.

Ebu Rahme, Gazze'deki çocukların haklarından mahrum bırakıldığını söyleyerek uluslararası topluma seslendi: "Dünya ülkelerine sesleniyorum, insan hakları ve çocuk hakları savunuculuğu konusunda dürüst olsunlar."

Bir öğrencinin sesi: Çadırdan okula dönme umudu

11 yaşındaki Leyla Bedvan, babasını Gazze'deki savaşta kaybettiğini ve eğitiminin 4. sınıfta yarım kaldığını aktarıyor. Bu yıl normalde 6. sınıfa gitmesi gerekirken 3 yıl kaybettiğini söyleyen Leyla, "Çadır okuldan çıktıktan sonra yaşadığımız çadıra gidip ödevlerimi yapıyorum, sonra anneme 'Yardım ister misin?' diye soruyorum. O da bana 'Hadi gel ateş yakalım' diyor. Ya ateş yakıyoruz ya da su ve yemek bulmak için çıkıyoruz. Doktor için çadıra gidiyoruz. Yemek bulmak için çadır çadır geziyoruz." şeklinde yaşantısını anlatıyor.

Leyla, çadır okulda normalde görmeleri gereken derslerden sadece üçünün verilmesinden üzüntü duyduğunu ifade ederek tek dileğinin "savaşın bitmesi ve okula dönmek" olduğunu belirtti.

Gazze'deki öğretmenlerin ve gönüllülerin çabası, eğitim hakkı gasp edilen çocukların kaybettiği yılları telafi etmeye, onların topluma yeniden entegre olabilmesi için temel akademik ve davranışsal becerileri yeniden kazandırmaya odaklanıyor. Bu çaba, hem saha gerçeklerinin hem de uluslararası toplumun dikkatine sunulması gereken acil bir eğitim krizinin göstergesi.