Hizbullah Lideri Kasım: 'Meydanı Terk Etmeyeceğiz, Silahı Bırakmayacağız'
Lübnan'da düzenlenen anma törenlerinde Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, İsrail'in bölgeyi hedef alan iddiaları ve 'Büyük İsrail' projesine karşı direnişi sürdürme kararlılığını vurguladı.
Anma törenleri ve mekanlar
Geçen yıl İsrail'in 27 Eylül ve 3 Ekim'de düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybeden Hizbullah liderleri Hasan Nasrallah ile Haşim Safiyuddin için Beyrut ve farklı bölgelerde anma törenleri yapıldı. Törenler, Nasrallah'ın anıt mezarı Dahiyye, Safiyuddin'in anıt mezarı Deyr Kanun en-Nehr (Sur) ve Abbas Musavi’nin anıt mezarı Nebi Şit (Baalbek) dahil olmak üzere üç noktada gerçekleştirildi.
Dahiyye semalarında İHA iddiası
Lübnan basını, Beyrut'un Dahiyye bölgesindeki ana anma töreni alanı üzerinde İsrail'e ait insansız hava araçlarının uçuş yaptığını iddia etti.
Kasım'ın konuşması: Direniş ve kararlılık
Tören alanlarına yansıtılan konuşmasında Kasım, Nasrallah'ın yolunu izleyeceklerini ve direnişi sürdüreceklerini belirterek, 'İslam'ın, direnişin ve Filistin'in kurtuluşunun savunucuları olacağız. Sözümüzün üzerindeyiz, devam ediyoruz, kararlıyız ve şehadet için hazırız. Meydanı terk etmeyeceğiz ve silahı bırakmayacağız.' ifadelerini kullandı.
'Büyük İsrail' ve savaş değerlendirmesi
Kasım, ABD ve Avrupa'nın İsrail'e verdiği destekle yürütülen küresel bir saldırıdan söz ederek, hedefin 'Büyük İsrail' yolunda direnişi sona erdirmek olduğunu savundu. 'İsrail'den çok ağır bir darbe aldık' diyen Kasım, bunun devletlerin ya da orduların başına gelmesi halinde çöküşe neden olabileceğini, ancak Hizbullah ve halkın sabit kalarak İsrail'in amacına ulaşmasını engellediğini belirtti.
Filistin meselesi ve soykırım iddiası
Filistin meselesini 'bölgenin merkezi sorunu' olarak niteleyen Kasım, ''Bugün Filistin'de soykırım yaşanıyor; hedef Filistin meselesini sona erdirmek ve ardından tüm bölgeyi kontrol altına almaktır.'' diye konuştu. Filistin direnişinin cesareti ve direnişe destek verenlere selam gönderdi.
ABD, Lübnan ve egemenlik çağrısı
Kasım, İsrail'in ateşkese rağmen saldırıları sürdürdüğünü ve Hizbullah'ın toparlandığını söyledi. ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın açıklamalarına atıfta bulunarak, 'ABD, Lübnan'ı bitirip onu İsrail'in bir eklentisi haline getirmek istiyor.' iddiasında bulundu. Lübnan hükümetine ise ulusal egemenliği önceliklendirme çağrısı yaptı: 'İsrail tek bir karış toprağı işgal ettiği sürece egemenlikten söz edilemez.'
Taif Anlaşması ve siyasi talepler
Kasım, Lübnan'ın ulusal birliğine vurgu yaparken temel ilkenin 'İsrail'e karşı birleşik bir cephede durmak' olduğunu söyledi. Ayrıca Taif Anlaşması'nın uygulanmasını talep ederek, 'ulusal ve mezhepsel olmayan bir parlamento seçilmesi ve tüm dini toplulukların temsil edildiği, yetkileri yalnızca kritik konularla sınırlı bir senatonun oluşturulması gerektiğini' belirtti.
Silahsızlandırma reddi ve varoluşsal mücadele
Kasım, İsrail‑ABD kaynaklı tehdidin hem direniş hem de Lübnan için varoluşsal bir tehlike olduğunu söyleyerek, silahsızlandırmayı 'gücün elinden alınması' olarak nitelendirdi. 'Silahsızlandırmaya izin vermeyeceğiz ve buna karşı mücadele edeceğiz; çünkü biz varoluşsal bir mücadele içindeyiz ve bu mücadeleyi gerçekleştirebilecek güçteyiz.'
İsrail'in amacı ve bölgesel istikrar
Kasım, asıl sorunun İsrail olduğunu vurgulayıp, 'İsrail, Lübnan'ın istikrarına asla izin vermeyecektir.' dedi. Lübnan'ın BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını uyguladığını, şimdi aynı uygulamanın İsrail tarafından da gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Savaşın bilançosu
Ekim 2023'te başlayan İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, Eylül 2024’te tam ölçekli savaşa dönüşerek 4 binden fazla kişinin ölümüne ve yaklaşık 17 bin kişinin yaralanmasına yol açtı. 27 Eylül 2024'te Beyrut’un güney banliyösüne düzenlenen bombardımanda Nasrallah, 3 Ekim'deki saldırıda ise halefi Safiyuddin hayatını kaybetti.
Resmi verilere göre, 27 Kasım 2024’te varılan ateşkese rağmen İsrail anlaşmayı 4 bin 500'den fazla kez ihlal ederek en az 276 sivilin ölümüne ve 613 kişinin yaralanmasına neden oldu. Ayrıca İsrail, Lübnan'da onlarca yıldır işgal altında tuttuğu bölgelere ek olarak son savaşta ele geçirdiği 5 tepedeki işgalini sürdürüyor.
Ateşkes sonrası siyasi gelişme
Ateşkesin ardından Lübnan hükümeti, ABD ve Batılı ülkelerin baskısıyla 5 Ağustos'ta Hizbullah'ınkiler dahil ülkedeki tüm silahların devletin tekelinde toplanması kararını kabul etti ve orduya 2025 yılı sonuna kadar uygulanmak üzere bir plan hazırlama görevi verdi.