İsrail'in Katar Saldırısı: Hava Gücünün Stratejik Önemi Artıyor
GÖKSEL YILDIRIM - İsrail'in Katar'da bulunan Hamas müzakere heyetine yönelik saldırısı, hava gücünün uluslararası siyasetteki belirleyici ve yön verici etkisinin giderek arttığını bir kez daha ortaya koydu.
Analist Arda Mevlütoğlu değerlendirdi
Savunma Analisti Arda Mevlütoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada olayı "askeri ve teknik olarak incelenmeye değer önemli bir vaka" olarak nitelendirdi.
Mevlütoğlu, gelişmenin haziran ayında cereyan eden 12 Gün Savaşı ve aralıklı Yemen taarruzları ile İsrail'in Orta Doğu'daki askeri menzilini genişlettiğini gösterdiğini belirtti.
Mevlütoğlu'na göre İsrail Hava Kuvvetleri envanterindeki F-15I, F-16I ve F-35I uçakları ve KC-707 tipi yakıt tankerleri aradaki mesafeyi katedebilecek kapasitede. Katar saldırısında hangi rotanın izlendiği henüz netleşmedi; F-35I kullanımı veya diğer muharip uçakların elektronik harp ile "kamufle" edilerek uçması olasılıkları üzerinde duruluyor.
İsrail basınına göre saldırıya 15 savaş uçağı katıldı ve 10 mühimmat ateşlendi. Bu durum, saldırı paketindeki bazı uçakların elektronik harp ve/veya hava tehditlerine karşı refakat görevi yürüttüğünü düşündürüyor.
Hava savunma sistemleri tek başına yeterli değil
Türkiye ve Türk savunma sanayisi perspektifinden değerlendiren Mevlütoğlu, yaşananların Çelik Kubbe ve tümleşik hava savunma mimarisinin yalnızca hava savunma füzeleri ve radarlardan ibaret olmadığını gösterdiğini vurguladı. Muharip uçaklar, havadan erken ihbar uçakları (HEİK) ve hava savunma maksatlı muhrip/firkateyn gibi unsurların da bu mimarinin doğal parçaları olduğunu belirtti.
Mevlütoğlu, 3 yıldır devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında S-300, S-400 ve benzeri hava savunma sistemlerine sahip Rus üslerinin Ukrayna tarafından füze ve dronlarla vurulduğunu, bu sistemlerin de sık sık hedef olduğunu hatırlattı. "Bu da göstermektedir ki hava savunma silah ve radar sistemlerine sahip olmak tek başına yeterli değildir. Tüm bu silah ve sensör sistemlerini birbirini tamamlayacak şekilde kurmak ve 7 gün/24 saat esasına göre çalışır durumda tutmak gerekmektedir." dedi.
Hava gücü üstünlüğü sağlanmalı ve korunmalı
Mevlütoğlu son olarak, "Hava gücünün uluslararası siyasetteki belirleyici ve yön verici etkisinin giderek arttığı görülmektedir." ifadesini kullandı ve hava gücündeki zafiyetin ulusal egemenlik üzerinde ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguladı.
Hava gücünün bölgesel rakiplere kıyasla üstün hale getirilmesi ve korunması bir ulusal güvenlik önceliği olmalıdır. Mevlütoğlu, erken ihbar ve istihbaratın önemine dikkat çekerek, uzak mesafeden tehditleri tespit edip hızlı savunma organize edebilecek radar ve elektronik istihbarat sistemlerinin uyumlu çalışmasının şart olduğunu belirtti. Son teslim edilen Çelik Kubbe bileşenleri arasında PUHU ve REDET elektronik istihbarat sistemlerinin bulunmasının bu açıdan altını çizdi.