Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti
6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinin bıraktığı yaralar hala taze. Bu süreçte bölgedeki fiziksel hasarların giderilmesi için yoğun çabalar devam ediyor. Ancak kaybettiğimiz insanlarımız ve onların yakınlarının acısı, fiziksel onarımlarla geri getirilemeyecek kadar derin bir yara açmış durumda.
6 Şubat depremleri neden bu kadar etkiliydi?
6 Şubat depremleri, "Yüzyılın Afeti" etiketiyle anılmasına rağmen, jeolojik açıdan yıllarca meydana gelmeyecek türden bir felaketti. Bu süreçte, her biri 7,2 büyüklüğünde olan dört fay segmenti eş zamanlı olarak kırıldı. Yaklaşık 9 saat sonra, benzer bir biçimde üç fay segmenti daha kırılarak ikinci büyük depremi tetikledi. Bu depremler, 500 kilometre uzunluğunda yüzey kırığı oluşturarak, binlerce heyelana ve benzeri felaketlere sebebiyet verdi.
Riskleri azaltmanın önemi
Türkiye, aktif fay hatlarının yoğun olduğu bir bölgede yer alıyor ve yapılan bilimsel çalışmalar, depremlerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Özellikle İstanbul, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirler, ciddi deprem riski altındadır. Doğal tehlikelerin oluşmasını engelleyemeyiz ancak riskleri azaltma yollarını keşfetmemiz şart. Bu noktada, ulusal düzeyde planlamalar ve hazırlıklar yapmak, kritik önem taşımaktadır.
Altyapı ve yapı stoku iyileştirilmelidir
Depremler sadece binaları değil, altyapıyı da tehdit etmektedir. Ulaşım, su, elektrik ve iletişim ağları gibi kritik yapılar bu süreçte ciddi şekilde etkilenebilir. Altyapının depreme dayanıklı hale getirilmesi ve yapı stokunun iyileştirilmesi, uzun vadeli çözüm planlarının bir parçası olmalıdır. Ancak, mevcut yapı stokumuz özellikle İstanbul ve İzmir gibi kalabalık şehirlerde çeşitli riskler taşımaktadır.
Kentsel dönüşüm şart
Merkezi ve yerel yönetimlerin, kentsel dönüşümü hızlandırmak adına acil adımlar atması gerekiyor. Bu dönüşüm süreci, yalnızca ekonomik kazançlar için değil, aynı zamanda can güvenliğimiz için de hayati önem taşımaktadır. Herhangi bir deprem durumu, ne zaman ve nerede gerçekleşeceği belirsizdir. Bu nedenle, herkesin depreme karşı hazırlıklı olması ve göz ardı edilemeyecek bir sorumluluğa sahip olduğunun bilincinde olmaları gerekiyor.
Özetle, deprem öncesinde gerekli adımların atılması ülkemizi daha güvenli hale getirecektir. Geçmiş yaşanmışlıklardan ders alarak, geleceğe yönelik sağlam yapılar inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu konuda gerekli adımların atılmaması, gelecekteki olumsuzlukları da beraberinde getirecektir.
Candan Gökçeoğlu, Kapadokya Ünivesitesi
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.