DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.843.883,3 0,26%

Küresel Sumud Filosu Aktivistleri İstanbul'da İfade Verdi: İsrail Saldırısı İddiaları

İsrail saldırısının ardından Türkiye'ye getirilen yabancı aktivistler, İstanbul'da savcılığa bilgi sahibi olarak ifadelerini verdi; işkence, kötü muamele ve usulsüz gözaltı iddiaları gündemde.

Yayın Tarihi: 05.10.2025 01:37
Güncelleme Tarihi: 05.10.2025 01:37

Küresel Sumud Filosu Aktivistleri İstanbul'da İfade Verdi: İsrail Saldırısı İddiaları

Küresel Sumud Filosu Aktivistleri İstanbul'da İfade Verdi

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp Türkiye'ye getirilen Küresel Sumud Filosundaki bazı yabancı aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı işbirliğiyle sağlık kontrollerinin ardından savcılığa bilgi sahibi sıfatıyla ifade verdi. Aktivistler, gemiye saldırı, alıkonulma ve kötü muamele iddialarını aktardı.

Soruşturmanın kapsamı ve süreç

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 1 Ekim'de gerçekleşen olaya ilişkin olarak uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına yönelik soruşturmayı sürdürüyor. Soruşturma; Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi hükümleri ile Ceza Muhakemesi Kanununun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanununun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde yürütülüyor. İddialar arasında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması, nitelikli yağma, mala zarar verme ve eziyet suçları yer alıyor.

Ayoub Habraoui (Fas)

Ayoub Habraoui ifadesinde, İsrail askerlerinin botlarla gemiyi durdurup gemiye çıktığını, kendilerini deniz suyuyla ıslanmaları için geminin ön tarafına koyduklarını anlattı. Limana götürülürken diz çöktürülüp silah dipçiğiyle sırtlarına vurulduğunu, tokat atıldığını ve yapanların İsrail özel kuvvetleri olduğunu düşündüğünü belirtti.

Habraoui, gözleri bağlanarak araçla yaklaşık 3 saatlik bir yolculukla cezaevine götürüldüklerini, cezaevinde 3 gün kaldığını ve yemek verildiğini ancak su verilmediğini aktardı. Cezaevinde iki saatte bir silah ve köpeklerle baskın yapıldığını, yakınlarına veya hukuki desteğe ulaşmalarının engellendiğini söyledi. Ayrıca cezaevine giderken üzerindeki 300 doların bir İsrailli polis tarafından zorla cebinden alındığını ifade etti.

Habraoui, Gazze'ye insani yardım götürme amaçlı hareket ettiklerini vurgulayarak İsrail Devleti ve yetkilileri hakkında uluslararası hukuk çerçevesinde şikâyetçi ve davacı olduğunu bildirdi.

Evie Rose Snedker (İngiltere)

Evie Rose Snedker geminin etrafının kuşatıldığını, askerlerin silahlarla gemiye çıktığını anlattı. Tuvalete gitmelerine izin verildiğini ancak yemek ve battaniye gibi temel ihtiyaçların sağlanmadığını söyledi. Gemide kaptan olduğu düşünüldüğü için kendisine karşı sözlü tacizde bulunulduğunu belirtti.

Aşdod Limanı'nda kollarından sıkılarak itildiğini, yere yatırıldıklarını, takı ve kişisel eşyalarının zorla alındığını aktardı. Limanda ve sonrasında yapılan aramalarda insan onuruna aykırı muamele gördüğünü, kelepçelerin bileklerini yaraladığını ve yaklaşık 3-4 saat bekletildikten sonra dışarı çıkarıldığını ifade etti.

Snedker, cezaevi benzeri yerde 2 gün kaldıklarını, yemek ve su verilmediğini, tuvalet izinlerinin engellendiğini, hijyen koşullarının kötü olduğunu ve uykularının sürekli bölündüğünü söyledi. Reçeteli bir ilacının limanda alınarak cezaevinde verilmediğini, ilacı verilmediğinde hayatını kaybedebileceğini ifade etmesine rağmen reddedildiğini aktardı. Süreç boyunca hukuki ve diplomatik desteğe erişemediklerini, yakınlarıyla iletişimlerinin engellendiğini belirtti. İstanbul Havalimanı'nda ve Türkiye'de kendilerine gösterilen ilgi için minnettar olduğunu ekledi.

Abdallah Messaoudi (Tunus)

Abdallah Messaoudi gemide yaklaşık 24 saat ablukada tutulduklarını, ellerinin kelepçelendiğini ve neredeyse üst üste konduklarını anlattı. Tuvalet ve yemek gibi insani ihtiyaçlarına izin verilmediğini söyledi. Gemiden çıkarılırken dronlarla görüntü alındığını, göçmen merkezine götürüldükten sonra açık alanda eller ve gözleri bağlanarak yaklaşık 20 saat bekletildiklerini aktardı.

Messaoudi, göç merkezinde parmak izi ve retinalarının alındığını, üzerlerine yapılan üst aramasında cep telefonlarını denize atmak zorunda kaldıklarını ve eşyalarının zorla alındığını belirtti. Cezaevine nakledilirken kafes şeklindeki araçlara konularak köpeklerin kafeslerin üzerine salındığını ve yaklaşık 3,5 saatlik bir yolculuk sırasında uyumamaları için copla kafeslere vurulduğunu anlattı. Cezaevinde 2 gün boyunca uyumalarına izin verilmediğini, 3. gün Ramon Havalimanı'na götürülerek deport edildiklerini söyledi. Ayrıca gözaltı sırasında çıplak arama yapıldığını beyan etti.

Abdullah Yonuis Mohammad Ghabbash (Ürdün)

Abdullah Yonuis Mohammad Ghabbash ifadesinde, İsrail askerleri tarafından silah zoruyla gemiden çıkarıldıkları sırada dronla görüntülerinin çekildiğini ve elleri ile gözleri bağlı şekilde yaklaşık 20 saat bekletildiklerini belirtti. İsrail askerlerinin sorular sorduğunu, askeri bir hakimin bulunduğunu düşündüğünü ifade etti. Pek çok evrak imzalamaya zorlandıklarını ancak hiçbirini imzalamadıklarını anlattı. Sorulan sorular arasında nereden geldikleri, Hamas bağlantısı ve para alıp almadıkları yer aldı.

Olayın hatırlatılması ve soruşturma detayları

İsrail ordusunun 1 Ekim'de Gazze'ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosuna saldırdığı ve filodakilerin yasa dışı şekilde alıkonulduğu iddia edilmişti. Soruşturma kapsamında, Türkiye'ye getirilen aktivistlerin sağlık kontrolü için götürüldükleri Adli Tıp Kurumunda ifadelerinin alınması kararlaştırıldı. Bu kapsamda 11 savcı tarafından ifadelerin alınmasına karar verildi ve suçun uluslararası nitelikte olması nedeniyle Türk vatandaşı olmayan aktivistlerin de isterlerse ifade verebilecekleri bildirildi.

İddialar, alıkoyma ve kötü muamele iddialarının uluslararası hukuk açısından takibi ve soruşturmanın devam etmesiyle birlikte hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği kamuoyunun gündeminde kalmaya devam ediyor.