Laricani: İran, Lübnan Hükümetinin Gruplarla Alacağı Kararlara Saygı Duyuyor
Laricani Beyrut ziyareti sonrası açıklama yaptı
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Ali Laricani, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile Beyrut’ta gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin "Lübnan hükümetinin ülkedeki gruplarla işbirliği ve koordinasyon içinde alacağı her karara saygı göstereceğini" söyledi.
Laricani, Lübnan’da dostane, kapsamlı ve ciddi bir diyalog yoluyla doğru kararlar alınabileceğine inandığını belirterek, "Biz dostlarımıza asla bir araç olarak bakmıyoruz ve direnişin (Hizbullah) derin bir bilinç ile güçlü bir stratejik düşünceye sahip olduğuna inanıyoruz." dedi.
Silahların toplanması ve dış müdahale iddiaları
Laricani, ülke içinde silahlı varlığın sadece devlet elinde toplanmasına ilişkin karara ilişkin, "Lübnan hükümetinin Lübnan’daki gruplarla işbirliği ve koordinasyon içinde alacağı her karara tamamen saygı duyuyoruz." ifadesini kullandı. Ayrıca, Lübnan’ın iç işlerine müdahale edenlerin "silahların devlet elinde toplanmasına ilişkin ABD önerisini getiren ve bunun için bir takvim belirleyen kişiler olduğunu" savundu ve "İran'ın Lübnan’ın iç işlerine kesinlikle müdahale etmeyi düşünmediğini" belirtti.
Laricani, İran’ın politikasının bazı ülkelerin bölge ülkelerinin teslim olmasından yana eğilimlerinin tersine, bölge ülkelerinin "bağımsız, güçlü, yetkin ve kudretli olması" üzerine kurulu olduğunu ve İran'ın hiçbir ülkeye (ABD önerisine atıfta bulunarak) "bir zaman çizelgesi" dayatmadığını vurguladı.
Direniş, bağımsız karar ve muhtemel askeri destek
Laricani, "Lübnan, Direniş (Hizbullah) ile istişare yoluyla doğru kararı alacaktır." diyerek İran için asıl önemin bölge ülkelerinin kararlarında bağımsızlık olduğunu ve "okyanusların, denizlerin ötesinden talimat alma ihtiyacı" olmaması gerektiğini söyledi.
İran’ın, Lübnan’ın yeni bir İsrail saldırısıyla karşılaşması halinde yanında olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Laricani, "Lübnan hükümeti talep ederse elbette hazırız." cevabını verdi ve "İsrail bugün yırtıcı bir hayvana dönüştü ve Hizbullah bu yırtıcıya karşı duruyor." ifadelerini kullandı.
Lübnan yönetiminden ve İran kanadından ek açıklamalar
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Laricani ile görüşmesinde "Lübnan'ın iç işlerine herhangi bir müdahaleyi reddettiklerini" belirtmiş ve "Lübnan, karşılıklı saygıya dayalı egemenlik ve dostluk çerçevesinde İran ile işbirliği yapmak istiyor." demişti.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti, 9 Temmuz'da yaptığı açıklamada, "Lübnan’daki aklıselim sahibi kişilerin, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını engellemesi ve ABD ile İsrail’in planlarına karşı koyması gerektiğini" söylemişti. Benzer şekilde, İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi 6 Ağustos'ta katıldığı bir televizyon programında, İran’ın müttefiki Hizbullah’ın kararlarına desteğini dile getirerek, "Bu konudaki nihai karar Hizbullah’a ait olacaktır. Biz ona uzaktan destek veriyoruz ancak kararlarına müdahale etmiyoruz." ifadelerini kullanmıştı.
Hizbullah, ABD önerisi ve Lübnan hükümetinin kararları
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 19 Haziran'da Beyrut yönetimine "ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen" ABD önerisini sunmuştu.
Bu gündemle 5 Ağustos'ta toplanan Bakanlar Kurulu, ordunun eline silahların yıl sonuna kadar toplanmasına dair bir plan hazırlama görevi verdi. Ancak kararlar tartışma yarattı: Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, kararın çıktığı gün yaptığı açıklamada, "İsrail'in saldırıları sürerken Hizbullah'ın gücünden vazgeçmeyi kabul etmeyeceğini, bu yönde yapılan baskıları da kabul etmeyeceğini" ifade etti.
6 Ağustos'ta Hizbullah tarafından yapılan yazılı açıklamada da Nevvaf Selam hükümetinin silahların toplanması kararının "Lübnan'ı İsrail'e karşı direniş silahından mahrum bırakacağı" ve bunun "büyük bir hata" olduğu iddia edildi.
Buna karşın Bakanlar Kurulu, 7 Ağustos'ta yapılan yeni toplantıda, Hizbullah'ı da kapsayacak şekilde ülkedeki tüm silahlı varlığın devlet tekeline alınması ve grupların elindeki silahların toplanması kararını kabul etti; söz konusu toplantıyı bazı Şii bakanlar terk etti.
Toplantıyı terk eden bakanlardan Çalışma Bakanı Muhammed Haydar, ABD önerisini onaylamadıkları için toplantıdan ayrıldıklarını ancak hükümetten çekilmediklerini belirtti. Enformasyon Bakanı Paul Markus ise hükümetin kararlarının ülke istikrarını sağlama, devlet otoritesini tesis etme ve yeniden inşa hedefi taşıdığını, "Toprakların tamamında, Hizbullah dahil olmak üzere, silahlı varlığın sona erdirilmesi ve sınırda ordunun konuşlandırılması" konusunda mutabık kalındığını açıkladı.