DOLAR
42,54 0%
EURO
49,61 0%
ALTIN
5.755,53 0%
BITCOIN
3.920.123,39 0%

Lübnan'da 'Silahların Devlet Tekeline Alınması' Kabine Gündeminde

Lübnan'da kabine toplantısında silahların devlet tekeline alınması tartışılacak; Hizbullah ve Emel'in muhalefeti, uluslararası destek ve uzlaşı ihtiyacı öne çıkıyor.

Yayın Tarihi: 04.09.2025 16:34
Güncelleme Tarihi: 04.09.2025 16:34

Lübnan'da 'Silahların Devlet Tekeline Alınması' Kabine Gündeminde

Lübnan'da "silahların devlet tekeline alınması" kabine gündeminde

VESİM SEYFEDDİN - Lübnan'da, kabine toplantısında "silahların devlet tekeline alınması" konusu görüşülmeden önce hükümet ile muhalefet arasında yoğun temaslar yaşanıyor. Planın uygulanmasına dair tartışmalar ülkede gerilimi artırırken, kararın ekonomik ve güvenlik boyutları da uluslararası aktörlerin gündeminde yer alıyor.

Toplantı öncesi gerilim ve siyasi pozisyonlar

Beyrut yönetimine Haziran ayında ziyaret gerçekleştiren ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Hizbullah’ın silahsızlandırılması karşılığında İsrail'in güneyde işgal ettiği 5 noktadan çekileceği ve savaş sonrası yeniden imar fonlarının serbest bırakılacağı yönünde teminat vermişti. Bakanlar Kurulu, tüm grupların ellerindeki silahların devletin tekeline alınması kararını onaylamış ve Lübnan ordusuna yıl sonuna kadar uygulanacak bir plan hazırlanması talimatı vermişti. Karara karşılık, Hizbullah ve Emel Hareketi'ne bağlı bakanlar oturumu protesto ederek terk etmişti.

Siyasi analist Hasan ed-Dur, AA muhabirine yaptığı açıklamada bu toplantının "Lübnan siyasetinde kritik bir dönüm noktası" olduğunu belirtti ve şu değerlendirmeyi paylaştı: "Eğer toplantının tek gündemi silahın toplanması planı olursa, Hizbullah ve Emel Hareketi'ne bağlı bakanlar toplantıya katılmayacak. Ancak plan ulusal mutabakat çerçevesinde daha geniş bir gündemde ele alınırsa görüşmeye açıklar."

Dur, ordunun zaman sınırı konmasının "dış güçlerin Lübnan'ı istikrarsızlığa sürüklemek istediği" izlenimi verdiğini vurguladı ve "Lübnan yönetiminin bu yönde hareket etmesi, ülkeyi son derece kritik bir döneme sokabilir." uyarısında bulundu.

Uluslararası destek ve diplomatik temaslar

Siyasi analist Tony Boulos, ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian'ın ziyaretlerinin zamanlamasının, sürece uluslararası destek verildiğinin işareti olduğunu söyledi. Boulos, bu ziyaretlerin "Lübnan anayasasının uygulanması, uluslararası kararların hayata geçirilmesi ve ülkedeki resmi kurumların düzeninin yeniden sağlanması için Arap desteğini de alan ABD-Avrupa mutabakatını teyit ettiğini" belirtti.

Boulos, Lübnan hükümetinin planının Arap ve uluslararası düzeyde oybirliğiyle desteklendiğini ve "Lübnan devleti ve ordusuna bu kararı mevcut imkanlarla uygulaması konusunda destek taahhüdünde bulunulduğunu" kaydetti.

Hizbullah'a yönelik mesajlar

Boulos, ziyaretlerin Hizbullah'a doğrudan mesajlar içerdiğini vurgulayarak, Hizbullah'ın devlet otoritesine karşı çıkmaya devam etmesi ve orduyla işbirliğini reddetmesinin iç çatışmalara yol açabileceği uyarısında bulundu. Uluslararası toplumun son dönemdeki adımlarıyla "eli-kolunun bağlı olmadığını" gösterdiğini belirten Boulos, devletin planının uygulanması ve Lübnan toprakları üzerinde tam egemenliğin sağlanması için siyasi, ekonomik ve "belki de askeri destek" sağlamaya hazır olduklarını ifade etti.

Ordu planı ve uzlaşı gereği

Emekli tuğgeneral ve askeri analist Hişam Cabir, ordunun devlet kontrolü dışında dağılmış silahları toplamak amacıyla kapsamlı bir teknik plan hazırladığını ve planın "yıl sonuna kadar devam edecek bir takvim dahilinde kademeli şekilde uygulanacağı"nı söyledi. Cabir, "Hizbullah ile net bir uzlaşı sağlanmadığı sürece ordu bu planı sahada uygulayamaz." uyarısını yineledi ve ordunun, Hizbullah tarafından temsil edilen geniş bir halk kesimine karşı güç kullanmaya hazır olmadığını vurguladı.

Cabir, planın başarısının uygulama mekanizmalarının netliğine bağlı olduğunu belirterek: "Siyasi uzlaşı sağlanmadığı sürece plan kağıt üzerinde kalacak. Çünkü Hizbullah ile anlaşmaya varılmadan silahsızlanma neredeyse imkansız. Bu gerçeklik, devlet ve orduya, Hizbullah'ın çatışmanın bir tarafı değil de çözümün bir parçası olduğu bir ulusal savunma stratejisi geliştirmesini dayatıyor. Bu da Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin altını çizdiği tutum." dedi.

Cabir ayrıca, beklenen uzlaşının Şii bakanların gelecek kabine toplantısına katılmasının önünü açabileceğine işaret etti ve hükümetin olası iç tırmanışları önlemek için siyasi ve güvenlik dengesini gözeterek hareket edeceğine inandığını söyledi.

Süreçteki gelişmeler ve geçmiş adımlar

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Barrack, 19 Haziran'da Beyrut'a "ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen" ABD önerisini sunmuştu. Barrack, 27 Haziran'da Al Arabiya'ya yaptığı açıklamada: "Hizbullah'ın askeri kanadı tamamen ortadan kalkmalı. Siyasi kısmı değil ama askeri yapısı kabul edilemez. Silahsızlanma için takvim belirlenmeli, mesela Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmeli." demişti.

Bakanlar Kurulu, 5 Ağustos'ta yaptığı toplantıda "orduya silahların yıl sonuna kadar toplanmasına dair bir plan hazırlama" görevi vermişti. Kararın çıktığı gün Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, "İsrail'in saldırıları sürerken Hizbullah'ın gücünden vazgeçmeyi kabul etmeyeceğini" ifade etmişti.

Uygulama kapsamında ilk aşama filistinli mültecilerin silahlarının teslimiyle başlamış; Lübnan-Filistin Diyalog Komitesi Başkanı Büyükelçi Ramiz Dımaşkiyye, 21 Ağustos'ta Burc el-Baracine Mülteci Kampı'nda teslimatın başladığını açıklamıştı. Lübnan ordusu da 28 Ağustos'ta Sur’daki Er-Raşidiyye, El-Bas ve El-Burc eş-Şimali kamplarından silahları teslim almıştı.

Barrack, 26 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında, "İsrail'in Lübnan'ın güneyinden çekilmesini sağlamak için çalışacağız ancak en önemli şey Hizbullah'ın silahsızlandırılması. İsrail, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik adımlarla eş zamanlı adımlar atacak." ifadelerini kullanmıştı.

Sonuç olarak, kabine toplantısı öncesi Lübnan'da hem iç siyasi uzlaşı arayışı hem de uluslararası destek ve baskı eş zamanlı olarak işliyor. Toplantının nasıl bir gündemle toplanacağı, uygulamaya yönelik sürecin kaderini belirleyebilir.