DOLAR
42,55 0%
EURO
49,6 0%
ALTIN
5.748,92 0%
BITCOIN
3.919.872,28 0%

Lupus uyarısı: Kadınlarda 9 kat daha fazla görülüyor

Uzm. Dr. Murtaza Çit, lupusun kadınlarda erkeklere göre 9 kat daha sık görüldüğünü, tanı gecikmesinin hayati riskler yaratabileceğini vurguladı.

Yayın Tarihi: 14.11.2025 10:11
Güncelleme Tarihi: 14.11.2025 10:11

Lupus uyarısı: Kadınlarda 9 kat daha fazla görülüyor

Lupus uyarısı: Kadınlarda 9 kat daha fazla görülüyor

Halk arasında 'kelebek hastalığı' olarak bilinen lupus hakkında önemli açıklamalarda bulunan Medicana Sağlık Grubu İç Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Murtaza Çit, hastalığın sıkça başka rahatsızlıklarla karıştırıldığını ve tanı gecikmelerinin hayati riskler doğurabileceğini belirtti. Dr. Çit, lupusun kadınlarda erkeklere oranla 9 kat daha fazla görüldüğünü, kalp, böbrek ve akciğer gibi hayati organları etkileyebildiğini vurguladı.

Hastalığın tanımı ve etkilediği organlar

Medicana International İzmir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Murtaza Çit, yüzde, burun ve yanaklarda görülen kızarıklıklarla bilinen kelebek tanımının hastalığın tüm yönlerini yansıtmadığını söyledi. Dr. Çit, lupusun kronik, bağışıklık sistemiyle ilgili ve birçok organı tutabilen bir hastalık olduğunu; eklemler, akciğer, cilt, karaciğer, böbrek, kalp ve organ zarlarını etkileyebileceğini ifade etti.

Nedenler ve tetikleyiciler

Hastalığın nedeninin kesin olarak bilinmediğini belirten Dr. Çit, genetik faktörlerin tek başına yeterli olmadığını, çevresel etkenlerin de rol oynayabileceğini aktardı. Güneş ışığı, dışarıdaki alerjenler ve radyasyon gibi etkenlerin hastalığı tetikleyebileceği kaydedildi.

Belirtiler ve tanı zorlukları

Dr. Çit, kelebek görüntüsünün dışında halsizlik, yorgunluk, kas-eklem ağrısı, yüksek ateş, eklem şişliği ve cilt döküntüleri gibi belirtilerin görülebileceğini söyledi. Bu semptomların romatoid artrit gibi diğer romatizmal hastalıklarla karıştırılabildiğine dikkat çekti ve ayrıntılı inceleme ile gerekli testlerin yapılmasının önemine vurgu yaptı.

Hastalığın alevlenme ve sakin dönemleri olduğunu, hastanın sakin dönemde başvurması halinde semptom tanımlamanın zorlaşabileceğini belirtti. Tanıda etkili yöntemin otoimmün testler olduğunu; antinükleer antikor (ANA) pozitifliği, anti-dsDNA ve antifosfolipid antikorların tanıda yol gösterdiğini aktardı. Ayrıca hastalığın 100 bin kişiden 15-20'sinde görüldüğünü ancak tanı güçlüğü nedeniyle verilerin düşük olabileceğini söyledi.

Tedavi ve takip

Dr. Çit, lupusun belirtilere göre tedavi edilebildiğini, alevlenme dönemlerinde bağışıklık sisteminin etkilerini baskılamak için yüksek doz kortizol tedavisi ve gerektiğinde immün sistemi baskılayıcı tedavilere başvurulduğunu açıkladı. Tedavinin amacı immün sistemi düzenleyerek hastalığın seyrini düzeltmek ve alevlenme dönemlerinde dozun artırılıp sakin dönemlerde düşürülebileceğini belirtti.

Son olarak, lupusun ömür boyu takip ve tedavi gerektirdiğini, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar nedeniyle hastaların enfeksiyonlara açık olduğunu ve bu durumun yaşamı tehdit edebileceğini vurguladı.

MEDİCANA SAĞLIK GRUBU İÇ HASTALIKLARI BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. MURTAZA ÇİT

MEDİCANA SAĞLIK GRUBU İÇ HASTALIKLARI BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. MURTAZA ÇİT