DOLAR
42,56 0%
EURO
49,56 0,02%
ALTIN
5.738,33 0,02%
BITCOIN
3.865.066,28 -0,13%

New York Üçlü Kıbrıs Görüşmesi: Tatar’ın Kararlı Mesajı ve Hristodulidis’in İtirafları

New York’taki üçlü görüşmelerde Ersin Tatar’ın kararlı duruşu ve Hristodulidis’in itirafları öne çıktı; Guterres sürecin genişletilmesi sinyalini verdi.

Yayın Tarihi: 02.10.2025 11:34
Güncelleme Tarihi: 02.10.2025 11:34

New York Üçlü Kıbrıs Görüşmesi: Tatar’ın Kararlı Mesajı ve Hristodulidis’in İtirafları

New York Üçlü Kıbrıs Görüşmesi: Tatar’ın Kararlı Mesajı ve Hristodulidis’in İtirafları

Prof. Dr. Hüseyin Işıksal’ın AA Analiz için kaleme aldığı yazıda, 27 Eylül’de New York’ta gerçekleşen üçlü Kıbrıs görüşmelerinin sahne arkasında yaşananlar, beklentilerin ötesinde etkileri ve tarafların tutumları ele alınıyor.

Genel Kurul’un gölgesinde yükselen Kıbrıs gündemi

BM 80. Genel Kurulu toplantılarının en ağır gündemi Filistin’de yaşananlar olurken, salonda en çok dikkat çeken konuşmalardan biri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması oldu. Erdoğan, konuşmasında KKTC’nin yarım asırdır maruz kaldığı izolasyona dikkat çekerek, uluslararası toplumu KKTC’yi tanımaya ve diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkiler kurmaya çağırdı. Yine bu konuşma, Kıbrıslı Türklerin temsilinin engellendiği platformlarda vicdani sesi tekrarladı.

Rum liderin itirafı ve sert söylemler

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, New York'taki Amerika Kıbrıs Rum Örgütleri Federasyonu yemeğinde yaptığı konuşmada, “Gerçekçiyiz ve uluslararası hukuka güvenerek ‘vatanımızı’ kurtaramayacağımızı çok iyi biliyoruz” diyerek, çıkarların güçlü devletlerle örtüştürülmesinin nedenini açık etti. Genel Kurul’daki konuşmasında ise Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik sert, nefret dolu ifadeler kullandı; bu yaklaşım, adadaki gerilimin ve artan silahlanma eğiliminin niyetini gözler önüne serdi.

Görüşmelerin amacı ve masadaki konular

Temmuz ayında New York’ta yapılan gayrıresmi toplantıda alınan karar doğrultusunda 26-27 Eylül tarihlerinde üçlü değerlendirme görüşmeleri düzenlendi. BM Genel Sekreteri Guterres’in Mart ve Temmuz’daki gayrıresmi toplantılarda varılan işbirliği önerilerinin uygulama aşamasındaki ilerleme değerlendirildi.

26 Eylül akşamı KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, beraberindeki heyetle Guterres ile görüştü. Tatar, iklim değişikliği, salgınlar ve enerji güvenliği gibi küresel zorlukların Ada’da işbirliğini zorunlu kıldığını belirterek, yeni sınır kapıları, enterkonnekte, elektrik ve su gibi altyapı konularında somut ilerleme beklentisini iletti.

27 Eylülde ise Guterres’in ev sahipliğinde Tatar ile Hristodulidis arasında bir toplantı gerçekleştirildi. Tatar, görüşmede Rum lidere dönerek, yatırım yapan müteahhit ve iş insanlarının tutuklanmasından başlayan ve son olarak Hellim üreticilerinin ihracatının engellenmesine kadar uzanan uygulamalarla neyin hedeflendiğini sorguladı. Ayrıca enterkonnekte, Ada etrafındaki hidrokarbonların paylaşımı, enerji işbirliği, yeni geçiş kapıları ve karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık işlemleri ile Türkiye kökenli vatandaşların Güney’e geçişindeki çifte standartlar gibi konuları gündeme taşıdı.

Tatar sözlerini, “Barış ve istikrar istediğinizi söylüyorsunuz ama sürekli silahlanmaya yatırım yapıyor ve Ada’yı hedef haline getiriyorsunuz.” diyerek sonlandırdı ve Rum liderin samimiyetsizliğini açıkça ortaya koydu.

BM açıklaması ve sürecin geleceği

Görüşme sonrasında Rum liderin, BM Genel Sekreteri'nin müzakerelerin 2017'de Crans-Montana'da kesildiği noktadan başlayacağını söylediği ve Tatar’ın “agresif olduğu” yönündeki iddiaları gündeme geldi. Buna karşın BM, resmi açıklamasında Maria Holguin'in mümkün olan en kısa sürede daha kapsamlı bir gayrıresmi toplantı hazırlığı için Ada’ya gönderileceğini ve sürecin Kıbrıslıların yararına olacak şekilde barışçıl çözüm hedeflediğini vurguladı. Resmî açıklamada Crans-Montana vurgusu yer almadı.

Sonuçlar: Beklentilerin ötesinde işaretler

Analize göre, gayrıresmi üçlü New York görüşmeleri beklenenden daha önemli işaretler verdi. Rum tarafının daha önceki gayrıresmi zirvelerde sıkça dile getirdiği “özlü müzakere” propagandası, bu kez sert bir şekilde geri tepti; Rum liderliği hem kendi kamuoyunda hem de uluslararası arenada güvenilirliğini zedeledi. Kıbrıs Türk tarafının vurguladığı üzere, özlü müzakerelerin başlaması için Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyit edilmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıktı.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta KKTC çıkarlarını üst platformlarda savunarak 19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasi bir avantaj sağladı. Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Tatar’ın Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenen kararlı duruşunun, Kıbrıs Türkü’nün Ada’da bir “özne” olduğunu vurgulayarak KKTC’nin varlığının sürdürüleceğine dair güçlü bir mesaj verdiğini belirtiyor.

Yazar bilgisi: Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, KKTC Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanıdır.

Makaledeki görüşler yazara ait olup Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.