DOLAR
42,57 0%
EURO
49,63 0%
ALTIN
5.761,67 0%
BITCOIN
3.887.576,58 0%

Trump'ın Gazze Planı: Bölgeyi Ne Bekliyor?

Trump'ın 29 Eylül'de açıkladığı 20 maddelik Gazze planı; ateşkes, rehinelerin iadesi ve Gazze yönetimi için üç aşamalı bir yol haritası sunuyor.

Yayın Tarihi: 01.10.2025 11:03
Güncelleme Tarihi: 01.10.2025 11:03

Trump'ın Gazze Planı: Bölgeyi Ne Bekliyor?

ANALİZ: Trump'ın Gazze Planı ve Bölgeye Yansımaları

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Doç. Dr. Serhan Afacan, ABD Başkanı Donald Trump'ın 29 Eylül'de açıkladığı Gazze planını AA Analiz için değerlendirdi.

Arka plan: BM kürsüsünden Beyaz Saray'a

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 26 Eylül’de BM Genel Kurulu kürsüsünde konuştuğunda parlamento salonunun büyük bölümü boş kalmıştı; bu, İsrail’in yalnızlaştığına dair güçlü bir görüntü sundu. BM nezdinde Filistin Devleti’ni tanıyan ülke sayısı kısa sürede 158e yükseldi. Ancak uluslararası kamuoyunun odağı, Trump’ın birkaç gün önce Gazze’de kısa süre içinde ateşkes beklendiğini söylemesiyle 29 Eylüldeki Beyaz Saray görüşmesine kaydı.

Planın yapısı: Üç aşamalı yol haritası

Trump ve Netanyahu görüşmesi sırasında Beyaz Saray tarafından paylaşılan ve "Orta Doğu barışı" olarak tanımlanan 20 maddelik plan, çatışmayı sona erdirecek üç aşamayı içeriyor.

Birinci aşama: Tarafların kabulü halinde savaşın derhal sona ermesi ve Gazze Şeridi’ne insani yardımın ulaştırılması.

İkinci aşama: İsrail’in anlaşmayı kabul etmesi halinde 72 saat içinde hayatta olan ve olmayan tüm İsrailli rehinelerin iade edilmesi; bu sürede hava ve topçu bombardımanı dahil tüm askeri operasyonların durdurulması ve muharebe hatlarının, aşamalı geri çekilme için koşullar sağlanana kadar "donmuş" tutulması öngörülüyor.

Planın detaylarında, rehinelerin serbest bırakılmasını takiben İsrail’in 250 müebbet mahkûmu Filistinliyi, 7 Ekim 2023’ten sonra gözaltına alınan tüm kadın ve çocukları ve 1700 Gazzeliyi serbest bırakacağı belirtiliyor.

Bu iki aşama, saldırıların durdurulması ve rehinelerin serbest bırakılması açısından önemli adımlar olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da planın Gazze’deki kanın durdurulmasına katkı sağlayabileceğini belirterek Trump’ın çabasını takdir etti.

Üçüncü aşama: Yönetim, yeniden inşa ve güvenlik

Üçüncü aşama daha fazla müzakere gerektiriyor. Gazze’nin yeniden inşasını ve güvenliğinin tesisini hedefleyen bu bölüm, Hamas’ın tüm askeri kapasitesinin ortadan kaldırılmasını, tüneller ve silah üretim tesisleri başta olmak üzere askeri altyapının yeniden inşa edilmeyecek şekilde imhasını öngörüyor.

Plana göre Hamas ve hatta Ramallah yönetimi Gazze’nin yönetiminde doğrudan veya dolaylı rol üstlenmeyecek. ABD, Arap ve uluslararası ortaklarla birlikte Gazze’ye geçici bir Uluslararası İstikrar Gücü konuşlandırmak ve onaylanmış kişilere eğitim vermek üzere çalışacak.

Gazze yönetimi, "Barış Kurulu" adlı yapının denetimine bırakılacak. Trump’ın başkanlık edeceği bu kurulda Tony Blair’in yer almak istediği ifade edilse de isimlerin paydaş önerilerine göre belirleneceği belirtildi. Kurulun denetiminde, Filistinli isimlerin de yer alacağı teknokratik bir komite günlük kamu hizmetleri ve belediyeleri yürütecek. Süreç boyunca Hamas ve diğer grupların yükümlülüklerini yerine getirmesini garanti etme sorumluluğu bölge devletlerine veriliyor.

Bölgesel ve uluslararası tepkiler

Netanyahu, planı destekleyerek tüm İsrailli rehineleri geri getireceğini, Hamas’ın askeri ve siyasal hakimiyetini ortadan kaldıracağını ve Gazze’nin bir daha İsrail’e tehdit oluşturmamasını sağlayacağını söyledi. Ancak ertesi gün yaptığı açıklamada Filistin’in devletleşmesini kabul etmediğini ve buna "zorla direneceğini" belirtti.

Katar Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yayılan ortak açıklamada Türkiye, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan ve Mısır’ın planı memnuniyetle karşıladığı, savaşın sona erdirilmesi, rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’ye sınırlama olmaksızın insani yardım, yerinden edilmelerin önlenmesi, yeniden inşa ve kapsamlı barış sürecinin ilerletilmesi önerilerinin takdir edildiği belirtildi. Açıklamada ayrıca Trump’ın İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesine izin verilmeyeceği yönündeki ifadelerine vurgu yapıldı.

Katar açıklamasında özellikle iki temel vurgu öne çıktı: "tüm tarafların güvenliğini garanti altına alan bir güvenlik mekanizması" kurulması ve "uluslararası hukuka uygun şekilde Gazze’nin Batı Şeria ile bütünleşerek bir Filistin Devleti oluşturulması" temelinde iki devletli çözümün ileriye taşınması gerektiği.

Plan İsrail’i durdurur mu?

Trump basın toplantılarında sıkça Hamas’ı kontrol altında tutmaktan söz etti ve planı kabul etmemeleri halinde olası sonuçlara dair tehditler savurdu. Şu ana kadar Hamas’tan planı kabul edip etmeyeceğine dair resmi bir yanıt gelmedi.

Bölge ülkeleri nüfuzlarını kullanarak Hamas’ı ateşkese ikna etme sorumluluğunu üstlenirse, benzer bir kontrol mekanizmasını ABD’den İsrail üzerinde talep etmeleri doğal olacaktır. Zira Tel Aviv’in süreci ihlal ederek ateşkesi zedelemesinin önüne geçilmesi gerekiyor. Plan açıklandıktan sonraki saatlerde İsrail’in 45 Filistinliyi daha öldürmüş olması, bu yöndeki zorlukları gözler önüne serdi.

Planın akıbeti büyük ölçüde yapılacak müzakere ve pazarlıklara bağlı. Ateşkes sağlanır, saldırılar durur ve rehine takası gerçekleşirse ileriye dönük adımlar için bir zemin oluşacaktır. Bu aşamada bölge devletlerinin, Gazze’ye konuşlanması öngörülen uluslararası güçte aktif rol alması kritik önem taşıyor; çünkü süreç İsrail’in inisiyatifine terk edildiğinde daha önce yaşanan tıkanmalar tekrarlanabilir.

Sonuç: Trump’ın üç aşamalı planı, kısa vadede Gazze’deki kanın durdurulmasına dair imkanlar sunuyor. Ancak uygulanabilirliği, bölgesel aktörlerin tutumuna, Hamas’ın tepkisine ve İsrail’in niyetine bağlı olarak müzakere masasında şekillenecek.

Doç. Dr. Serhan Afacan, Marmara Üniversitesi Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsünde Öğretim Üyesi ve İRAM Başkanıdır.

Makaledeki görüşler yazara aittir ve Anadolu Ajansı editoryal politikasını yansıtmayabilir.