DOLAR
42,56 0%
EURO
49,61 -0,02%
ALTIN
5.754,13 -0,07%
BITCOIN
3.892.072,94 0%

Türkiye Denizlerinde Sıcaklık Artışı Dünya Ortalamasının Üzerinde — ODTÜ Uyarısı

ODTÜ'ye göre Türkiye çevresindeki deniz suyu sıcaklıkları dünya ortalamasının üzerinde artıyor; ekosistem ve Marmara için ciddi riskler oluşuyor.

Yayın Tarihi: 25.08.2025 11:07
Güncelleme Tarihi: 25.08.2025 11:07

Türkiye Denizlerinde Sıcaklık Artışı Dünya Ortalamasının Üzerinde — ODTÜ Uyarısı

Türkiye Denizlerinde Sıcaklık Artışı Dünya Ortalamasının Üzerinde

GÜLSELİ KENARLI - Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Türkiye çevresindeki denizlerde su sıcaklığının dünya ortalamasından daha fazla yükseldiğini, bunun deniz ekosistemini olumsuz etkilediğini bildirdi.

Veriler ve ölçümler

Avrupa Birliği'nin Copernicus uydu izleme sistemi 2024 Yıllık İklim Özeti'ne göre kutup dışı okyanuslarda yıllık ortalama deniz yüzeyi sıcaklığı 2024'te 20,87 dereceye çıkarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün 1984'ten bu yana yapılan ölçümlerine göre bu yılın yaz döneminde Akdeniz'de deniz yüzey suyu sıcaklığı uzun yıllar ortalamasının 1 derece üzeri olarak 28 dereceye çıktı.

Ege Denizi'nde yapılan çalışmalarda Bodrum'da deniz yüzey suyu sıcaklığı 26 derece, İzmir'de 25 derece olarak ölçüldü; her iki bölgede de uzun yıllar ortalamasının 2 derece üzerinde seyretti. Marmara Denizi'nde (uzun yıllar ortalaması 24 derece) bu yaz 26-27 derece, Karadeniz'de (ortalama 25 derece) ise 27 derece kaydedildi.

Ekosisteme etkileri

AA muhabirine konuşan Salihoğlu, 2024'te kırılan sıcaklık rekorlarının ardından 2025'te de deniz suyu sıcaklıklarının yüksek seviyelerde seyrettiğini belirtti. Salihoğlu, "Son 40 yılda dünya ortalamasında 1,2-1,5 derece artış görülürken Türkiye’nin çevresindeki denizlerde sıcaklık artışı 2 derecenin üzerinde seyrediyor. Marmara, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’in bazı bölgelerinde artış 2-2,5 dereceye ulaştı." dedi.

Sıcaklık artışının doğrudan etkilerini vurgulayan Salihoğlu, "Deniz çayırları, pinalar ve soğuk su mercanları ölüme varan seviyede doğrudan zarar görüyor, bazı balık türleri sıcaklıklara uyum sağlayamayarak bölgeden uzaklaşıyor. Göç hareketleri değişiyor, Kızıldeniz'den gelen türler Akdeniz'de giderek yaygınlaşıyor." ifadelerini kullandı. Biyoçeşitlilik kaybının turizm ve mavi ekonomi üzerinde baskı oluşturduğunu da sözlerine ekledi.

Marmara Denizi için kritik uyarı

Salihoğlu, ısınmanın denizlerin fiziksel ve kimyasal yapısını değiştirdiğini anlattı: "Sıcaklıklardaki artış sadece buzulların erimesi diye düşünülmemeli. Sıcaklık artışına bağlı olarak suyun genleşmesi de deniz seviyelerinde artışa neden oluyor. Su kütlelerinin yapısı değişiyor. Akdeniz'de 'Levant Ara Suyu' oluşumu azalıyor..."

Karadeniz'e ilişkin gözlemleri aktaran Salihoğlu, "Karadeniz'de soğuk orta tabakanın kaybolduğunu gözlemledik. Bu, derindeki hidrojen sülfürlü yapının yüzeye yaklaşmasına neden olarak buradaki oksijenli yapıyı bozması sonucunu doğuracak. Bu Marmara Denizi için bir felaket çünkü Marmara'nın yüzey suyunu yenileyen oksijenli su girişi tehlikeye giriyor." dedi.

Küresel ısınmanın getirdiği kuraklıkla birlikte nehir akışlarının azalmasının denizlere tatlı su girişini kestiğine dikkat çekerek, "Nehirler hem denizleri mineraller yönünden destekler hem de nehirlerin denizlere ulaştığı bölgeler biyoçeşitlilik açısından çok önemli alanlardır. Türkiye'nin, su politikasını, bu gerçeği göz önüne alarak şekillendirmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Aşırı olaylar, müsilaj ve alınması gereken önlemler

Salihoğlu, geçen yılki yüksek sıcaklıkların önemli ölçüde El Nino'dan kaynaklandığını ve etkinin denizlerde hâlâ hissedildiğini, bu yıl rekor kırılmasa da sıcaklıkların ortalamaların çok üzerinde olduğunu belirtti. İklim değişikliğiyle birlikte sıcak hava dalgalarının görülme sıklığında yüzde 65'e varan artışlar olduğunu ve bu dalgaların hava sıcaklıklarını 5 ila 10 derece, deniz yüzeyi suyu sıcaklıklarını da 3 ila 4 derece artırdığını aktardı.

Sıcaklık artışının kıyılarda beklenmedik hava olaylarını tetiklediğini, 2050'ye kadar aşırı hava olaylarında 5-6 kat artış öngörüldüğünü söyledi ve uyardı: "Sıcak hava dalgalarının sıklaşmasıyla özellikle yaz aylarında ani fırtına ve hortum türü olaylar artıyor. Denizin aşırı ısınması atmosferde enerji kaynağı olarak rol oynuyor." Tropik fırtınalara benzeri olaylar ve Karadeniz'de hortum oluşumları olabileceğini belirtti.

Salihoğlu, artan deniz suyu sıcaklıklarının aşırı yosun patlamalarını hızlandırdığını ve Marmara ile Akdeniz sahillerinde gözlenen zararlı alg türlerinin oksijen tüketimini artırarak deniz altındaki yaşamı tehdit ettiğini vurguladı. Kirlilik ve balıkçılık baskısıyla birleşen bu sürecin müsilaj riskini yükselttiğini belirtti.

Koruma ve politika önerilerini sıralayan Salihoğlu, "Denizlerin korunması için sürdürülebilir balıkçılığa geçilmesi, özellikle trol balıkçılığının terk edilmesi ve koruma alanlarının artırılması gerekiyor. Denizlerimiz iklim değişikliğinin baskısı altındayken, onları daha dayanıklı hale getirmek için koruma alanlarını tüm denizlerde en az yüzde 30'a çıkarmamız şart." dedi.

Sonuç: ODTÜ verileri ve uzman uyarıları, Türkiye çevresindeki deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın yerel ekosistemler, kıyı ekonomileri ve özellikle Marmara Denizi için ciddi riskler yarattığını gösteriyor. Su politikaları ve koruma önlemlerinin acil olarak gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.