Yom Kippur'dan Aksa Tufanı'na: 1973 Savaşı Günümüze Nasıl Aynı Oldu?

1973 Yom Kippur Savaşı, İsrail-Filistin dengesini, yerleşim politikalarını ve uluslararası tepkileri şekillendirdi; 7 Ekim Aksa Tufanı ile aradaki tarihsel bağları inceliyor.

Yayın Tarihi: 06.10.2025 12:05
Güncelleme Tarihi: 06.10.2025 12:05

Yom Kippur'dan Aksa Tufanı'na: 1973 Savaşı Günümüze Nasıl Aynı Oldu?

ANALİZ: Yom Kippur'dan Aksa Tufanı'na Tarihin Yankıları

Yarım asır önce yaşanan 1973 Yom Kippur (Ekim) Savaşı, doğrudan Filistin meselesi için planlanmamış olsa da 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonuna yöntemsellik ve siyasal sonuçlar bakımından ilham verdi. Hem bölgesel dengeler hem de İsrail iç siyaseti üzerindeki etkileri, bugünkü gerilimleri anlamak için kilit önemde.

Savaşın başlangıcı ve dönüm noktası

Mısır ve Suriye, 1967 sonrası İsrail’in tavizsizleşmesine karşı 1973’te sürpriz bir saldırı başlattı. Saldırı, Yahudiler için kutsal bir gün olan Yom Kippur’da gerçekleştirildi. Başlangıçta İsrail mevzilerinden püskürtülürken, ABD’nin büyük hava köprüsü sayesinde İsrail kısa sürede toparlandı ve karşı saldırıyla çekildiği yerleri geri aldı. Soğuk Savaş dengeleri nedeniyle ABD ve SSCB devreye girdi; savaş yirmi gün içinde net galip olmadan sona erdi.

İsrail’in psikolojik ve siyasal sarsıntısı

1973 Savaşı, İsrail’in yenilmezlik mitine ağır bir darbe indirdi. Savaşta çok sayıda asker esir alındı, 2 bin 700 kadar asker öldürüldü ve toplumda derin travmalar oluştu. Maariv gazetesinin o dönemdeki başyazısında yer alan talep, 7 Ekim sonrası İsrail ordusunun hedeflediği şiddet söylemiyle benzerlik taşıyordu: "Karşı saldırımız Arapların kolektif bilinçlerinde ulusal bir travmaya yol açacak şekilde şiddetli, yıkıcı, acımasız ve gaddarca olmalı..."

Savaş, askeri yenilginin ötesinde psikolojik, ideolojik, diplomatik ve ekonomik sarsıntılar yarattı. Başbakan Golda Meir 1974’te istifa etti; ülke siyasetinde 1977’de işçi sınıfı dışındaki Sefarad ve Mizrahi Yahudilerinin tepkisiyle gelen değişim, Likud iktidarını doğurdu ve İsrail siyasetinde sağcı-milliyetçi dalganın güçlenmesine yol açtı.

Uluslararası yansımalar ve Filistin gündemi

ABD’nin İsrail’e desteği ve Batı’nın tutumu değişmezken, Arapların petrolü bir koz olarak kullanması Filistin konusunu dünya gündemine taşıdı. Bu süreçte FKÖ, 1974’te Arap Birliği ve BM’de Filistinlilerin meşru temsilcisi olarak kabul edildi ve BM’de gözlemci örgüt statüsü kazandı. İsrail, diplomaside kısmi yalnızlık yaşadı ve gerçek dostunun ABD olduğunu net biçimde gördü.

Mısır ile barış ve yerleşim politikasının yükselişi

1979 Mısır-İsrail barışı, İsrail’i dışlanmışlıktan kurtardı ancak Filistin için ağır sonuçlar doğurdu. Barış süreci, Batı Şeria ve Gazze üzerindeki fiili egemenlik uygulamalarının meşruiyet kazanmasına zemin hazırladı. Başbakan Menahem Begin döneminde yerleşimci hareket güçlendi; Guş Emunim gibi grupların stratejileri, işgal altındaki topraklarda yaygın yerleşimleri hedefledi.

Begin hükümeti döneminde ordu ve devlet kaynaklarıyla desteklenen yerleşim politikası, Batı Şeria’da İsraillilerin sayısını hızla artırdı: 1977’de 3 bin olan rakam 1986’da 100 bine yükseldi. Bu dönemde yerleşimciler, bazen yasaların üstünde hareket ederek Filistinlilere yönelik baskı ve zorlamaları yaygınlaştırdı.

1973’ten 7 Ekim’e: Tarihsel benzerlikler

1973 Savaşı ile 7 Ekim Aksa Tufanı ve akabindeki Gazze saldırılarının süre ve vahşet bakımından farklılıkları olsa da, aralarında uzun bir benzerlikler zinciri bulunuyor. Her iki dönemde de askeri hamlelerin ötesinde psikolojik, politik ve diplomatik etkiler ortaya çıktı; ayrıca yerleşim politikaları ve bölgesel dengeler bugünkü durumu şekillendirdi.

Sonuç olarak, Gazze’de ateşkes umutlarının arandığı bu dönemde gidişatı doğru okumak için 1973 sonrası ateşkes süreçleri ve zorlu barış deneyimleri iyi bilinmeli. Tarih, bugün yaşananların kökenlerini ve olası seyirlerini anlamamızda önemli bir aynadır.

Yazar: Zahide Tuba Kor, Orta Doğu uzmanı, yazar ve mütercimdir.

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynakça

David Hirst, Silah ve Zeytin Dalı: Ortadoğu’da Şiddetin Kökenleri; Avi Shlaim, Demir Duvar: İsrail ve Arap Dünyası; Ilan Pappe, Yeryüzünün En Büyük Hapishanesi; William Cleveland, Modern Ortadoğu Tarihi.