Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), hükümete yönelik önemli bir 'Açık Mektup' göndererek, önümüzdeki dönemde politika faizinin, enflasyonun gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak belirleneceğini vurguladı.
Mektup Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e iletilirken, 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca, enflasyon hedefine ulaşılamaması durumunda TCMB'nin, hükümeti bilgilendirmekle yükümlü olduğu hatırlatıldı.
2024 yılı için enflasyon hedefinin belirgin bir şekilde aşıldığına dikkat çekilen metinde, tüketici enflasyonunun seyrinde geçmiş enflasyona endeksleme davranışının etkisinin belirgin olduğu ifade edildi. Mektupta, yılın ilk yarısındaki güçlü talep koşullarının enflasyondaki yukarı yönlü etkisine de değinildi.
Hizmet fiyatları, tüketici enflasyonuna en yüksek katkıyı sağlarken, kira ve eğitim hizmetleri enflasyonunu yukarı çeken unsurlar arasında yer aldı. Özellikle, yılın ikinci yarısında bazı hizmet kalemlerinde enflasyonun ılımlı seyrettiği belirtildi.
Enerji grubunda ise, 2023 yılına ilişkin bazı düzenlemelerin enflasyonu aşağı yönde etkilediği, bunun 2024 yılı itibarıyla tersine döneceği öngörülmekte. Gıda fiyatları üzerindeki baskılar ve pandemi sonrası yapılan fiyat ayarlamaları enflasyon sürecini olumsuz etkiliyor.
Mektupta ayrıca, TCMB'nin temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğu vurgulanarak, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının iyileşme kaydetmesine rağmen risk unsurlarının devam ettiği belirtildi. Önümüzdeki dönemde sıkı para politikası duruşunun devam edeceği belirtildi.
TCMB, 2024 yılı için enflasyon tahminlerini aşağıdaki gibi açıkladı: 2025 yılı sonunda enflasyonun %24, 2026 yılı sonunda %12 ve 2027 yılı sonunda %8 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Ancak, gıda ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların enflasyonu olumsuz yönde etkileyebileceği ifade ediliyor.
Mektupta, dezenflasyon sürecinin başarılı olabilmesi için para ve maliye politikalarının eş güdümünün büyük önem taşıdığı da vurgulandı. Ayrıca, geleceğe dönük fiyat istikrarını sağlamak için gerekli yapısal reformların sürdürülmesi gerektiği dile getirildi.
