Federal Temyiz Mahkemesi, Yabancı Düşmanlar Yasası kullanımını engelledi
ABD'de Federal Temyiz Mahkemesi, Donald Trump yönetiminin Venezuela kökenli "Tren de Aragua" çetesine üye olmakla suçladığı göçmenleri sınır dışı etmek için Yabancı Düşmanlar Yasası yetkisini kullanamayacağına hükmetti.
Mahkeme kararının ayrıntıları
Temyiz Mahkemesindeki üç yargıçlı heyet, aldığı kararı 1'e karşı 2 oyla açıkladı. Heyet, 18. yüzyıldan kalma Yabancı Düşmanlar Yasası'nın yalnızca savaş dönemlerinde uygulanabileceğini ve Tren de Aragua gibi göçmen çetelerinin sınır dışı edilmesi amacıyla kullanılamayacağını belirtti.
Karar, Texas, Louisiana ve Mississippi eyaletlerindeki sınır dışı işlemlerini durdurdu ve meselenin nihai olarak Yüksek Mahkemeye taşınmasının önünü açtı.
Hukuki ve sivil toplum tepkileri
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'nden (ACLU) avukat Lee Gelernt, mahkeme kararını "barış zamanında göçü düzenlemek için savaş yasası kullanılmasına karşı verilen doğru bir durdurma" olarak nitelendirdi. Gelernt, "Bu, yönetimin yargı denetimi olmaksızın keyfi şekilde acil durum ilan edebileceği anlayışına karşı son derece önemli bir karar." dedi.
Mahkeme, daha önce yönetimin yasa kapsamında sınır dışı işlemlerini geçici olarak sürdürmesine izin vermiş ancak göçmenlere mahkeme önünde kendilerini savunma hakkı tanınması gerektiğini vurgulamıştı.
Yönetimin uygulamaları ve diplomatik gerilim
Trump yönetimi, Latin Amerika kökenli bazı çeteleri "yabancı terör örgütleri" listesine almış; buna MS-13 (El Salvador kökenli) ve Tren de Aragua (Venezuela kökenli) dâhil edilmişti. Yönetim, MS-13 ve Tren de Aragua çete üyeleri olduğu gerekçesiyle tutuklanan bazı kişileri El Salvador'daki hapishanelere göndermişti.
İki ülke arasında sürmekte olan gerilim sırasında, Trump sosyal medya hesabından Amerikan ordusuna ait donanma unsurlarının Venezuela açıklarında Tren de Aragua çetesine karşı saldırı düzenlediğini duyurdu. Venezuela ise paylaşılan saldırı videosunun "büyük olasılıkla" yapay zeka ile üretildiğini iddia etti.
Mahkeme kararıyla birlikte, yönetimin göç politikaları ve ulusal güvenlik yetkilerinin sınırları üzerine süren hukuki tartışma yeni bir aşamaya taşınmış oldu.