Asansördeki pano erken teşhis sağladı: Peruzat Uzun’a 2. evre meme kanseri tedavi edildi
Özet
Almanya’da yaşayan 55 yaşındaki Peruzat Uzun, İstanbul’da annesini götürdüğü sağlık merkezinin asansöründeki bilgilendirici panoyu okuyup KETEMe başvurdu. Yapılan mamografi sonucu 2’nci evre meme kanseri tespit edilerek tedavi edildi.
Olayın seyri
Peruzat Uzun, haziran ayında tatil için Türkiye’ye geldi. 23 Haziran’da annesini Üsküdar’daki Erguvan Aile Sağlığı Merkezi’ne götürdü; asansör panosunda aynı binada KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) olduğuna dair bilgi görünce işlemlerinin ardından KETEM’e yöneldi. Dr. Betül Akın ile görüşen Uzun’a fiziki muayene yapıldı ve mamografi çekildi. Sonuçlar Almanya’da yapılan detaylı tetkikler sonrası malign ve 2’nci evre olarak değerlendirildi. Ardından 4 Eylül’de Almanya’da ameliyat edildi, sol memesi alındı; tedavi sürecinin ardından yeniden Türkiye’ye gelerek KETEM ekibine teşekkür etti.
Peruzat Uzun’un açıklamaları
Peruzat Uzun gelişimini ve duygularını şu sözlerle aktardı: "Asansör içerisindeki yazılar ve çıkışında mamografilerin çekildiğini okudum. Okumanın nasıl güzel bir şey olduğunu bir kez daha anlamış oldum. İyi ki KETEM’ler var, erken tanı oldu."
Uzun sürecin ayrıntılarını da şöyle anlattı: "Annemi iğneye getirdiğimde duvardaki tabelaları okuyarak bilgilerimi almış oldum. Asansöre bindiğimizde içerisindeki yazılar ve çıkışında mamografilerin çekildiğini, diyetisyenleri vs. okudum. Hatta anneme ‘Aa ne kadar güzel bir yer yapılmış’ diye ifade ettim. Okumanın nasıl güzel bir şey olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Mamografimi çektirdiğim günün ertesi sabahı Almanya’ya dönüş yapacaktım. Betül Hanım ile kontaktaydım, sürekli ‘Almanya’ya gidiyorsunuz, birbirimizi arayalım’ diye uyarıda bulunmuştu. Orada biyopsiler vs. derken çok hızlı bir sürecin içine girdim. Zorlu ve yorucu bir süreçti, eşim yanımdaydı, kendi aileme bir şey anlatmadım. 4 Ağustos’ta biyopsim yapıldı, 8 Ağustos’ta sonucum çıktığında maalesef ki 2’nci evre, kötü huylu ve agresif olan bir tümörle karşı karşıya olduğumuz söylendi. Şoka girdim, beklemediğim bir şeydi, atlatmam baya bir uzun sürdü. 4 Eylül’de ameliyat oldum, memenin içi boşaltıldı ve içerisine doku genişletici aparat takıldı. Ailemde meme, rahim kanseri hiç böyle bir şey yoktu. İyi ki bu KETEM’ler var, şu an röportaj yapamıyor olabilirdim. Erken tanı oldu, tedavimin başarılı olmasına sebep oldu. KETEM’lere sağlığımı borçluyum. ’Ailemde yok, bu hastalık gelmez’ demesinler, lütfen bunlar ücretsiz yapılıyor. Bir şeyi okuyup da ‘Amaan’ demek yerine iyi ki okudum, hayatta kalma sebeplerimden bir tanesi diyebiliyorum. Herkes kendi kendine muayenesini düzgün yapsın, KETEM’lere gelsin. Akıllı ilaçla devam ediyorum, koltuklarından alınan şüpheli bir lenf vardı, o da temiz çıktı".
Dr. Betül Akın’ın değerlendirmesi
Dr. Betül Akın, olayı ve KETEM hizmetlerini şu sözlerle anlattı: "Aile hekimliğimiz aynı binada Peruzat Hanım annesini getirmişti. Asansörden yukarı çıkarken KETEM’in kanser taraması yaptığını, mamografi çekimini, rahim ağzı kanseri taraması olduğunu görünce gelip bilgi almak istemişti. Asansörde her katta hangi birimin olduğunun bilgilendirmesi var. Fiziki muayenede bulundum, yaş aralığı da uygundu, en son 4 sene önce mamografi çekimi yaptırdığı öğrendik. 2 yılda bir yaptığımız için ’Hemen randevusuz çekelim’ dedik. Çekimi yaptık, sonuçlar 20 gün civarı çıkıyor. Ertesi gün Almanya’ya gitti. Sonra E-nabız’ından sonuç düşünce kalsifikasyon dediğimiz şüpheli bulguların olduğunu, rapor neticesinde daha detaylı tetkiklerin, bir ultrason eşliğinde biyopsi yapılması gerektiğini anladık, mesajlaştık. Almanya’daki ameliyat ve tedavi sürecinden sonra Türkiye’ye tekrar ziyarete geldiğinde bize teşekkür için ziyarete gelmiş, çok duygulandırdı, kendisi de duygulanmıştı. 2‘nci evrede hastamızı yakalamış olduk, lenf nodlarından metastaz yapmadan hastamızı erken teşhisle kurtarmış olduk."
Dr. Akın ayrıca KETEM’in sunduğu taramalar ve halklara yönelik uyarıları vurguladı: "KETEM’ler kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezleridir. 3 tip kanser taraması yaparız; meme, rahim ağzı ve bağırsak, kolon kanseri. Erken evre, okumak çok önemli, Peruzat Hanım da okumayı çok seven, eğitimli bir insan. Sadece asansöre binip, düğmeye basıp aşağı inmemiş, asansördeki çok önemli yazıları okumuş, okuyunca da bilinçli de olduğu için ‘Uygunsa, çektirmem gerekiyorsa mamografi çektireyim’ diye geldi. Meme kanserlerinin yüzde 15 ile 20’si ailede olduğu için çocuklarda ya da torunlarda da görülen meme kanseri türleri oluyor. Geriye kalan yüzde 80’lik kısım aslında genetik geçişli olmayan meme kanserleri. Peruzat Hanım’ın ailesinde de hiç kimsede meme kanseri yoktu ama kendisinde 2’nci evre çıktı. 40 yaş üzerinde mamografilerini, 40 yaş ile 30 yaş arasında da ultrasonlarını ihmal etmesinler. 20 yaşından sonra istiyoruz ki; ayna önünde özellikle regl dönemleri bittikten sonra meme muayenesi yapsınlar. Banyo sonrası olursa daha da iyi olur çünkü doku da yumuşamış olur. Yuvarlak meme ucundan başlayarak halka şeklinde bütün memenin etrafında dönerek koltukaltı da dahil olmak üzere çünkü koltukaltındaki lenf nodlarında da şişkinlikler olabiliyor. Memede ellerine gelen herhangi bir kitle var mı yok mu, elleriyle kontrol etsinler. Ele gelen kitle meme kanserinin geç bulguları arasında amaç ele gelen kitleden önce meme kanserini tespit etmektir."
Sonuç: Bu vaka, bilgilendirici uyarıların ve düzenli taramanın erken tanı ve başarılı tedavideki önemini bir kez daha gösterdi. KETEM’lerin sunduğu ücretsiz taramaların ihmal edilmemesi gerektiği vurgulanıyor.
ALMANYA'DA YAŞAYAN 55 YAŞINDAKİ PERUZAT UZUN, TATİL İÇİN GELDİĞİ İSTANBUL'DA ANNESİNİ GÖTÜRDÜĞÜ DOKTORDA ASANSÖRDE OKUDUĞU PANODAKİ KANSER TARAMASI YAZISI SAYESİNDE MAMOGRAFİ ÇEKTİRDİ, KANSER 2'NCİ EVRESİNDE TESPİT EDİLEREK TEDAVİSİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ.