DOLAR
42,69 -0,01%
EURO
50,2 -0,09%
ALTIN
5.959,87 -1,05%
BITCOIN
3.821.094,67 -0,94%

AYM: Rabia Naz Vatan’ın Ölümünde Yaşam Hakkı İhlali — 350 Bin TL Tazminat

AYM, Rabia Naz Vatan soruşturmasında yaşam hakkının usul boyutunun ihlaline karar verip başvuruculara net 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Yayın Tarihi: 01.09.2025 13:32
Güncelleme Tarihi: 01.09.2025 13:32

AYM: Rabia Naz Vatan’ın Ölümünde Yaşam Hakkı İhlali — 350 Bin TL Tazminat

AYM, Rabia Naz Vatan soruşturmasında yaşam hakkı ihlali kararı verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), 2018'de Giresun'da ölen Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin soruşturmanın etkisiz yürütüldüğü iddiasıyla yapılan bireysel başvuruyu karara bağladı. Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine hükmederek başvuruculara net 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, 2006 doğumlu ilköğretim 6. sınıf öğrencisi Rabia Naz Vatan, 12 Nisan 2018'de Giresun'un Eynesil ilçesindeki ikametgahlarının önünde M.K. tarafından saat 17.15 sıralarında yerde yaralı halde bulundu. M.K.'nin 112'yi aramasıyla sağlık ekipleri müdahale etti; Rabia Naz, Görele Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı ancak aynı gün hayatını kaybetti.

Ölüme ilişkin soruşturmada başsavcılık tarafından 100'den fazla kişinin ifadesine başvurulmasına rağmen olay aydınlatılamadı ve 2020'de "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verildi. Buna itiraz olarak Rabia Naz'ın anne ve babası, soruşturmanın etkin yürütülmediği iddiasıyla AYM'ye başvurdu.

Kararın gerekçesinden

AYM kararında, yaşam hakkının pozitif ve negatif yükümlülükler getirdiği hatırlatıldı. Kararda, devletin pozitif yükümlülüğünün; "doğal olmayan her ölüm olayında sorumluların belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir soruşturma yürütmeyi gerektirdiği" vurgulandı.

Başsavcılıkça soruşturma sürecinde 100'den fazla kişinin ifadesine başvurulduğu belirtilse de, bazı tanık ifadelerinin 2018 sonu veya 2019'da alındığı, olayın üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesinin tanıkların ayrıntıları unutmasına yol açabileceği kaydedildi. AYM, bu gecikmenin soruşturmada kayıtsızlık göstergesi olabileceğini belirtti.

Kararda ayrıca, Rabia'yı görenler arasında yer alan A.A.A.'nın ifadesinin alınmaması ve olay yerinde inceleme yapan bazı polis tutanaklarındaki çelişkilerin "soruşturmada eksiklik" anlamına geldiği ifade edildi.

Sonuç bölümünde Yüksek Mahkeme, soruşturmanın "yaşam hakkının gerektirdiği derinlik ve ciddiyette" yürütülmediğini belirterek, soruşturma sürecindeki özensizlik, ihmal ve eksikliklerin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği kanaatine ulaştı. Bu gerekçeyle Anayasa'nın 17. maddesinin usul boyutunda ihlal tespit edildi ve kararın ilgili başsavcılığa ile Adalet Bakanlığına gönderilmesine hükmedildi.