Çocuklarda epilepsi yüzde 70-80 oranında kontrol altına alınabiliyor
Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü'nden, 1-30 Kasım Epilepsi Farkındalık Ayı kapsamında çocuklarda epilepsi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Anne-babaların en büyük korkularından birinin çocuğun aniden yere düşüp kasılması veya dalıp gitmesi olduğunu belirtti ve bu tabloların sıklıkla epilepsiyle ilişkilendirildiğini söyledi.
Epilepsi nedir ve nasıl tanımlanır?
Epilepsi, beyindeki elektrik sinyallerinin ani ve kontrolsüz boşalmaları sonucu ortaya çıkan nöbetlerle kendini gösteren bir durumdur. Tek bir nöbetin epilepsi anlamına gelmediğini; teşhis için en az iki nöbetin olması ve ateş gibi başka bir nedenin bulunmaması gerektiğini vurguladı.
Genellikle nedeni bilinmiyor
Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, bazen genetik yatkınlık, doğum sırasında oksijen eksikliği veya menenjit gibi enfeksiyonların tetikleyici olabildiğini, ancak vakaların yarısından fazlasında hiçbir neden bulunmadığını belirtti. Bunun hastalığın kötü olduğu anlamına gelmediğini; aksine nedeni bilinmeyen epilepsilerin genellikle tedaviye daha iyi yanıt verdiğini söyledi.
Epilepsi türleri nöbetlerin şekline göre ayrılıyor
Epilepsi türleri nöbetin başladığı bölge ve yayılımına göre sınıflanır. Kısmi nöbetler beynin bir bölgesinden, jeneralize nöbetler ise tüm beyinden başlar. Çocuklarda sık görülen tipler şunlardır:
Absence (Petit Mal): Çocuk birkaç saniyeliğine donup kalır, göz kırpıştırma olabilir; öğretmenler bunu hayallere dalma zannedebilir.
Miyoklonik: Kol veya bacaklarda ani sıçramalar olur.
Toni-klonik (Grand Mal): Bilinç kaybı, kasılma ve gevşeme evreleri görülür.
Epilepsinin bir engel değil, yönetilebilir bir durum olduğunu; birçok ünlü bilim insanı, sporcu ve sanatçının epilepsiyle yaşamış ve başarılı olduğunu belirtti. Erken tanı ve düzenli takiple çoğu çocuğun ilaçsız ve nöbetsiz bir hayat sürebileceğini vurguladı.
Tedavi ve başarı oranları
Tedavi genellikle antiepileptik ilaçlarla başlar. Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, doğru tanı ve tedaviyle yüzde 70-80 oranında tamamen kontrol sağlanabildiğini ve bazı vakalarda ilaca gerek kalmadan nöbetlerin durabildiğini söyledi. İlk ilaçla üç çocuktan ikisi tamamen nöbetsiz yaşar. İlaçlara dirençli vakalarda ketojenik diyet, cerrahi müdahale veya vagus sinir stimülasyonu gibi alternatif tedaviler uygulanır. Erken teşhisle başarı oranının yüksek olduğu belirtildi.
Nöbet anında ve günlük hayatta yapılması gerekenler
Uzm. Dr. Filiz Mıhçı nöbet geçiren bir çocuğa yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: Çocuğu yan yatırın, başını koruyun, ağzına bir şey sokmayın. Nöbet 5 dakikadan uzun sürerse 112 aranmalıdır. Öğretmenlerin ve yakın çevrenin bilgilendirilmesi gerektiğini; çocuğun aşırı korunarak 'hasta' gibi yetiştirilmemesi gerektiğini vurguladı. Epilepsinin değil, korkunun engel olduğunu söyledi.
Ayrıca günlük yaşam önerileri olarak nöbet günlüğü tutmayı, banyoda yalnız bırakmamayı, bisiklete binerken kask ve yüzme sırasında can yeleği veya kolluk kullanmayı önerdi. Ateşli hastalıklarda parasetamolün erken verilmesinin önemli olduğunu, çünkü ateşin nöbeti tetikleyebileceğini belirtti.
Sonuç olarak Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, çocuklarda epilepsinin doğru tanı, tedavi ve takiple büyük oranda kontrol altına alınabilir bir durum olduğunu, şüphenin olması halinde vakit kaybetmeden bir çocuk nöroloğuna başvurmanın hayati önem taşıdığını ifade etti.
MEMORİAL ANTALYA HASTANESİ ÇOCUK NÖROLOJİSİ BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. FİLİZ MIHÇI