Erdoğan: BM Güvenlik Konseyi İşlevini Yitirdi — Bosphorus Diplomasi Forumu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Genç Diplomasi Derneğince Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Bosphorus Diplomasi Forumu'nda konuştu. Etkinlik, "Tarihin Işığında Diplomasi" üst başlığı ve "Soğuk Savaş" temasıyla gerçekleştirildi.
Küresel siyaset ve sistem krizi
Erdoğan, uluslararası siyasetin bugün adeta tektonik kırılmalar yaşadığı zorlu bir dönemden geçtiğini belirterek küresel rekabetin arttığını ve belirsizlik ile istikrarsızlığın dalga dalga yayıldığını vurguladı. Konuşmasında, krizlerin barışçıl yollarla çözülememesi nedeniyle siyasi ve ekonomik mücadelenin ağır insani trajedilere yol açtığını ifade etti.
“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi bu tür mekanizmaların gayesi, savaşları önlemek, çatışmaları durdurmak, insani felaketlerin önüne geçmekti. Lakin gelinen noktada çözümün anahtarı olması gereken yapılar sorunun parçası haline dönüşmüştür. Atalete mahkum ve mecbur edilmişlerdir.”
Erdoğan, sistemin kurulduğu amaçlara geri dönmediğini, II. Dünya Savaşı sonrasında galip devletlerin tesis ettiği düzenin işlevini ve itibarını yitirdiğini şöyle anlattı: "Evrensel değerler rafa kalkmış, yönetim mekanizmaları iflas etmiş, meşruiyetini kural ve ilkelerden alan uluslararası sistem tamamıyla felce uğramıştır. Küresel barış ve güvenlik yerini bitmek bilmeyen savaş ve istikrarsızlık girdabına bırakmıştır."
“Küresel sistem iflas etti.” diyen Erdoğan, bu tespitlerini hamaset için yapmadıklarını, Türkiye'nin iflas etmiş sistemin yükünü çeken bir coğrafyada bulunduğunu kaydetti. Bölgedeki kriz ve zulümlerin insanlığın gündemini domine ettiğini belirtti.
Bölgesel sorumluluk ve insani vurgu
Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin bölgesinde bir istikrar unsuru olarak yükseldiğini, ancak olayların uzağında olmayan bir ülke olduklarını söyledi. "Komşumuzun evi yanarken nasıl biz rahat edemezsek, bölgemizde sıkıntı varken de biz huzurlu olamayız" ifadesiyle dayanışma vurgusu yaptı.
Erdoğan, Türkiye'nin tarih boyunca yardım çağrılarına kayıtsız kalmadığını belirterek, "Uzak yakın demeden, Müslim, gayrimüslim demeden kimsenin inancına, mezhebine, kökenine bakmadan 'imdat' diyenin yardımına koşmuştur. Bu dün böyleydi, bugün de böyle." dedi. Gazze, Yemen, Suriye, Sudan ve Somali'deki acıların Türkiye'yi derinden etkilediğini sözlerine ekledi.
Dış politika, barış ve Mevlana'dan ilham
Erdoğan gençlere bölgede istikrar, barış ve huzuru sağlamanın tek amaçları olduğunu söyledi: "O da bölgede barışın, huzurun, istikrarın güçlü bir şekilde sağlanmasıdır. Türkiye olarak işte buna giden yolu açmanın derdindeyiz." Türkiye'nin uzun devlet geleneği, dış politika birikimi, büyüyen ekonomisi ve köklü kurumlarıyla coğrafyadaki yangınları söndürmeye gayret ettiğini belirtti.
Konuşmasında dış politikanın sıfır toplamlı bir oyun olmadığını, barış, refah ve istikrarın paylaşıldıkça çoğaldığına inanıldığını vurgulayan Erdoğan, Hazreti Mevlana'ya atfedilen şu sözü referans gösterdi: 'Bir mum, diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.'
Erdoğan, sözlerini fırsatçılığı ve trajedilerden medet ummayı eleştirerek sürdürdü: "Mesele istikrarsızlığı körüklemek, çatışmayı ve kavgayı büyütmek bundan çıkar devşirme hesabı yapmak değil, birlikte kazanmaya odaklanmaktır. Başkalarının trajedilerinden medet ummak fırsatçılıktır, vicdansızlıktır, kan tüccarlığı yapmaktır. Biz böyle olmadık. Hiçbir zamanda böyle olmayacağız."
(Sürecek)