Ertuğruloğlu: KKTC, Türk Dünyasının Doğu Akdeniz'deki Stratejik Kalbi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Azerbaycan'ın ev sahipliğinde Gebele'de düzenlenen TDT 12. Zirvesi öncesinde gerçekleştirilen TDT Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Ertuğruloğlu, KKTC'nin bölgesel güvenlik ve istikrara katkı koymaya hazır olduğunu vurguladı.
Gebele'deki toplantıda diplomasi ve dayanışma mesajı
Diplomatik kaynaklara göre Ertuğruloğlu, toplantıda TDT dönem başkanlığını devralan Azerbaycan'ı tebrik ederek, "Bu toplantının, şanlı Karabağ Zaferi'nin 5. yıl dönümü arifesinde, tarihi Gebele şehrinde düzenlenmesi çok anlamlı ve önemlidir. Bir kez daha Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev liderliğinde şanlı Azerbaycan askeri ve kahraman Azerbaycan halkının bu zaferini yürekten kutlar, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği için verilen mücadelesinde her zaman yanında olduğumuzu belirtmek isterim." ifadelerini kullandı.
Ertuğruloğlu, toplantıya ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov'a, TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev ve tüm yetkililere teşekkür etti.
Doğu Akdeniz'de güvenlik, barış ve tanınma çağrısı
Bakan Ertuğruloğlu, Doğu Akdeniz'in sadece enerji kaynakları açısından değil, uluslararası deniz ve hava yolları açısından da stratejik bir kavşak olduğuna dikkat çekerek, "Bu hassas denge içinde Kıbrıs adası ve dolayısıyla KKTC bölgesel güvenlik ve barışın tesisinde vazgeçilemez bir konumdadır. Biz KKTC olarak ada ve çevresinde kalıcı bir huzurun tesis edilmesini en önemli ve öncelikli görevimiz addediyoruz. Bu kalıcı barışın yolu ise adil, gerçekçi ve iki egemen eşit devletin işbirliğine dayalı bir çözümden geçmektedir." dedi.
Ertuğruloğlu ayrıca, yıllardır süren müzakere süreçlerinde tek taraflı ve KKTC'nin egemen eşitliğini yok sayan yaklaşımların başarısızlığa mahkum olduğuna işaret ederek, "Kıbrıs bir devletin değil bir adanın adıdır. Bu adada ise iki ayrı halk, iki ayrı devlet vardır. Bu devletlerin ne biri ne de diğeri bütün adayı temsil etme hak ve yetkisine sahip değildir." değerlendirmesinde bulundu.
GKRY eleştirisi ve doğal kaynaklar
Bakan, Rum tarafının gerginlik ve provokasyon politikalarını bölgedeki başlıca tehditler arasında gösterdi. Ayrıca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) silahlanmasının ve tek taraflı hidrokarbon adımlarının bölgesel gerilimi artırdığını belirtti. Ertuğruloğlu, "Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının bölgesel işbirliğiyle refah getirecek şekilde adil paylaşımı en önemli beklentimizdir. Ancak GKRY, Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs Adası'nın çevresinde hidrokarbon kaynakları ile ilgili olarak tek taraflı adımlar atmak suretiyle KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmeye çalışmaktadır. Bu nafile bir çabadır." dedi.
Güvenlik işbirliği, düzensiz göç ve KKTC'nin destek ihtiyacı
Ertuğruloğlu, sınır aşan tehditlerle mücadelede istihbarat paylaşımı ve ortak hareket etmenin önemine vurgu yaparak, düzensiz göç konusunda KKTC'nin ortak strateji geliştirmeye katkı koymaya hazır olduğunu bildirdi. Ayrıca KKTC'nin güvenlik ve bekasının ana vatan Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğine sıkı sıkıya bağlı olduğunu ifade etti.
TDT'ye bağlılık, uluslararası destek ve ileriye dönük beklentiler
KKTC'nin uluslararası platformda hak ettiği yeri almasının bölgesel barışa katkı sağlayacağını söyleyen Ertuğruloğlu, adada iki egemen eşit devlet gerçeğinin kabulü çağrısında bulundu ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 77. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan bu yana yaptığı KKTC'nin tanınması çağrılarına teşekkür ederek şükranlarını sundu.
Ertuğruloğlu, TDT ülkelerinin KKTC'ye uygulanan izolasyon ve ambargoların kaldırılmasında desteğini artıracağına ve uluslararası platformlarda dayanışma içinde olunacağına inandığını belirtti. "Unutmayalım ki hepimizin ortak hedefi olan barış, refah ve güvenlik ancak birlik ve beraberliğimiz sayesinde kalıcı olarak tesis edilecektir." sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Son olarak Ertuğruloğlu, "3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü ile TDT kurucu belgesi Nahçıvan Anlaşması'nın 16. yıl döneminin gururla kutlandığı bu günlerde, ortak değerlerimizin ve bütünleşme irademizin tezahürü olan TDT'nin bölgesinde ve ötesinde barış, refah ve istikrara hizmet etmeye devam edeceğine inancımız tamdır." ifadelerini kullandı.
