Göğüs cerrahisinde modern yöntemler: Küçük kesiler, büyük fark
Minimal invaziv cerrahi (küçük kesilerle yapılan ameliyatlar) göğüs hastalarına daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme imkânı sunuyor. Eskiden geniş kesilerle yapılan bazı göğüs ameliyatları, günümüzde 2-4 cm arasındaki küçük kesilerden kamera ve özel aletlerle güvenle gerçekleştirilebiliyor. Bu sayede hem hastaların konforu artıyor hem de izlerin küçülmesi estetik açıdan olumlu sonuç veriyor.
Hangi hastalıklarda tercih ediliyor?
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Türkan Dübüş, bu yöntemlerin göğüs cerrahisinin pek çok alanında kullanıldığını vurguluyor: "Akciğer ameliyatlarında kanser, kistler ve hava keseciklerinin (büllerin) neden olduğu hastalıklar bu yöntemle tedavi edilebilmektedir. En çok tercih edilen teknik tek kesiden yapılan ameliyattır; bazı durumlarda ise iki küçük kesiden girilerek işlem gerçekleştirilebilmektedir. Böylece hastaya daha az zarar verilmekte, ağrı azalmakta ve iyileşme süreci hızlanmaktadır. Akciğer zarı (plevra) ile ilgili ameliyatlarda biyopsiler, sıvı boşaltma işlemleri, kötü huylu sıvı birikimlerinin tedavisi ve iltihapların giderilmesi küçük kesilerden yapılabilmektedir. Göğüs boşluğunun ortasında (mediasten) bulunan, bağışıklık sistemi için önemli bir organ olan timus bezi (halk arasında ‘uykuluk’ olarak da bilinir) ile ilgili hastalıklar, tümörler ve kistler de aynı yöntemle güvenle çıkarılabilmektedir".
Yaygın uygulama alanları ve özel teknikler
Göğüs duvarı şekil bozukluklarında da minimal invaziv yöntemler öne çıkıyor. İçe çökük göğüs (pektus excavatum) hastalarında Nuss yöntemi ile göğüs boşluğuna yerleştirilen metal bar sayesinde şekil düzeltiliyor. Dışa çıkık göğüs (pektus carinatum) için uygulanan Abramson yöntemi genellikle kamera kullanılmadan; ancak küçük kesilerden bar yerleştirilerek başarılı sonuç veriyor.
Diyafram ameliyatlarında küçük kesilerle; diyafram felci, fıtıklar veya tümörler onarılabiliyor. Aşırı terleme (el, koltuk altı, yüz bölgelerinde) sorunu yaşayanlarda ise yalnızca 5 milimetrelik küçük bir kesiden sinirler kesilmekte veya klipslenmekte, böylece terleme büyük ölçüde kontrol altına alınmaktadır. Ayrıca torasik outlet sendromu gibi damar ve sinirlere baskı yapan durumlarda fazla kaburga dokusu yine küçük kesilerden çıkarılabiliyor. Göğüs travmalarında biriken kan veya hava boşaltımı, akciğer ve diyafram onarımları da benzer minimal yaklaşımlarla gerçekleştirilebilmektedir.
Robotik cerrahi: En ileri seviye
Cerrahide en gelişmiş aşama olan robotik cerrahinin özellikle akciğer kanseri ve mediasten (göğüs boşluğunun ortasında yer alan) tümörlerin tedavisinde yaygınlaştığını belirten Dübüş, "Günümüzde özellikle akciğer kanseri ve göğüs boşluğunun ortasında yer alan tümörlerin tedavisinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Robotik sistemler cerraha üç boyutlu görüntü ve son derece hassas hareket imkânı sunmaktadır. Böylece en karmaşık ameliyatlar bile küçük kesilerden güvenle gerçekleştirilebilmektedir."
Sonuç olarak, küçük kesilerle yapılan ameliyatlar ve robotik cerrahi, günümüzde göğüs cerrahisinin günlük uygulamalarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu modern yaklaşımlar hastaların konforunu artırırken, ameliyat başarısını yükselten çağdaş bir tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır.
BAŞAKŞEHİR ÇAM VE SAKURA ŞEHİR HASTANESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ UZMANI DOÇ. DR. TÜRKAN DÜBÜŞ