Kritik Eşiklerin Aşılması İçin 5 Yıllık Strateji Gerekiyor
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Güner Ergün, dünya genelinde iklim krizinin etkilerinin artmasıyla birlikte biyolojik çeşitliliğin ciddi bir tehdit altında olduğunu belirtti. Ergün, önümüzdeki 5 yıl içerisinde iklim değişikliği ve doğa krizleriyle başa çıkabilmek için kolektif bir çabanın zorunlu olduğunu ifade etti.
Yaşayan Gezegen Raporu'ndan Çarpıcı Veriler
WWF ve Londra Zooloji Derneği'nin (ZSL) hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu, dünya genelinde 5 bin 495 türe ait yaklaşık 35 bin popülasyonun 1970-2020 yılları arasındaki durumunu ele aldı. Rapor, yaban hayatı popülasyonlarında Latin Amerika ve Karayipler'de yüzde 95, Afrika'da yüzde 76 ve Asya-Pasifik'te ise yüzde 60 gibi ciddi düşüşler kaydedildiğini ortaya koydu.
Ekosistemlerin Sağlığı Bizim Geleceğimiz İçin Tehdit
Ergün, yaban hayatı popülasyonlarındaki düşüşlerin sağlıklı ekosistemlerin kaybına işaret ettiğini vurguladı. Ekosistemlerdeki kayıpların insanların geleceği için büyük tehditler içerdiğini belirten Ergün, özellikle tatlı su popülasyonlarının yüzde 85 oranında azaldığını belirtti. Ekosistem hizmetlerinin yerine getirilmemesi, insan yaşamı üzerinde ciddi etkilere yol açabilir.
Gıda Sisteminin Etkileri
Doğa Koruma Direktörü, gıda sistemlerinin biyolojik çeşitliliği etkileyen önemli unsurlardan biri olduğunu dile getirerek, "Dünya üzerinde tarım alanlarının yaklaşık yüzde 40'ı kullanılmakta ve bu da habitat kaybına neden olmaktadır," dedi. Ayrıca, gıda sisteminin sera gazı emisyonlarının yüzde 27'sine ve tatlı su kullanımının yüzde 70'ine katkıda bulunduğunu da hatırlattı.
Küresel Eşik Noktaları Tehlikesi
Ergün, Amazonlar'daki yağmur ormanlarının yok olmasının ve mercan resiflerinin kitlesel olarak ağarmasının, küresel eşik noktaları oluşturduğunu ve bu durumun tüm dünyada gıda güvenliği sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye’de Durum ve Tehditler
Türkiye’nin sulak alanlarının, göçmen kuş türleri açısından önemli olduğunu belirten Ergün, kirlilik ve plansız yapılaşmanın sulak alanlarda su kaybına yol açtığını ifade etti. Ayrıca, tarımda kullanılan verimsiz sulama yöntemlerinin de sorunlara neden olduğunu vurguladı.
Gelecek İçin Umut: COP16 ve COP29
Güner Ergün, Kolombiya’da düzenlenen COP16 ve yaklaşan COP29'un, ülkeler için yeni fırsatlar sunduğunu belirtti. Ülkelerin, biyoçeşitlilik ve iklim kriziyle mücadelede daha etkin ve sorumlu adımlar atması gerektiğini ifade etti.
Sonuç olarak, 2030 hedeflerine ulaşabilmek için geçtiğimiz 5 yılın kritik bir süreç olduğu değerlendirilirken, küresel iş birliğinin sağlanması ve verilen taahhütlere uyulması gerektiği vurgulandı.