Obezite Cerrahisinde Başarı: Kurallara Harfiyen Uyum Şart

Op. Dr. Mustafa Sıtkı Yüksel, obezite cerrahisinin kişiye özel planlama ve ameliyat sonrası uyuma bağlı olduğunu; beslenme, takviye ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemini vurguladı.

Yayın Tarihi: 03.12.2025 09:46
Güncelleme Tarihi: 03.12.2025 09:46

Obezite Cerrahisinde Başarı: Kurallara Harfiyen Uyum Şart

Obezite cerrahisinin başarısı kurallara harfiyen uymaya bağlı

Çağın vebası olarak tanımlanan obezitenin yalnızca estetik bir sorun değil, kronik ve yaşamı tehdit eden bir hastalık olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Sıtkı Yüksel, cerrahinin hastaya açılan bir kapı olduğunu ve bu kapıdan sağlıklı geçmenin ancak kurallara tam uyumla mümkün olduğunu belirtti. "Cerrahi, hastaya açılan bir kapıdır; o kapıdan sağlıklı geçmek ise kurallara harfiyen uymakla mümkündür" dedi.

Obezite nedir, nedenleri nelerdir?

Vücutta aşırı yağ birikmesi ve Vücut Kitle İndeksi (BMI) 30’un üzerinde olmasıyla tanımlanan obezitenin; diyabet, kalp hastalıkları gibi pek çok ciddi tablonun temel nedeni olduğu vurgulandı. Op. Dr. Yüksel, obezitenin çok boyutlu bir hastalık olduğunu ve nedenlerini şu şekilde açıkladı:

Aşırı ve yanlış beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği en bilinen etkenlerdir. Ancak genetik faktörler, hormonal ve metabolik etmenler, psikolojik durum, şok diyetler, sigara-alkol kullanımı, bazı ilaçlar (ör. antidepresanlar), doğum sayısı ve hatta bebeklikte anne sütünün yetersiz alınması gibi faktörlerin de obeziteye zemin hazırlayabildiğini belirtti.

Op. Dr. Yüksel, aşırı yağ dokusunun sadece estetik bir sorun olmadığını; hormonal dengeyi bozup inflamasyonu tetikleyen aktif bir organ gibi davrandığını hatırlattı.

Kimler ameliyat adayı olabilir?

Her kilolu hastanın ameliyat için uygun olmadığını vurgulayan Op. Dr. Yüksel, tıbbi kriterleri şu şekilde sıraladı:

VKİ 40 ve üzeri: Doğrudan ameliyat adayı.
VKİ 35-40 arası ve yandaş hastalığı olanlar: Tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, karaciğer yağlanması (NAFLD), kısırlık veya kalp hastalıkları gibi obezite kaynaklı sorunları bulunanlar.
Diğer yöntemleri denemiş olanlar: Uzman gözetiminde en az 1 yıl diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyenler.
Bağımlılığı olmayanlar: Aşırı alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı olmayanlar.
Uyum gösterebilenler: Ameliyat sonrası tıbbi ekiple iş birliği yapabilecek anlayış ve uyum kabiliyetine sahip kişiler.

Hangi cerrahi yöntemler uygulanıyor?

Op. Dr. Yüksel, obezite cerrahisinde tek bir "altın standart" ameliyat olmadığını, kararın hastaya özel planlanması gerektiğini belirtti. Hastanın VKİ’si, eşlik eden hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları tercihleri belirliyor. Yaygın yöntemler şunlar:

Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi): Midenin yaklaşık %80’inin çıkarılarak tüp haline getirilmesi. Hem hacim azalır hem de açlık hormonu Ghrelin’in kaynağı azaltılır. Vitamin emilim bozukluğu bypass’a göre daha düşüktür ve midenin anatomik yapısı saklı kaldığı için ileride endoskopi yapılmasına engel teşkil etmez.

Roux-en-Y Gastrik Bypass: Mide küçültülür ve ince bağırsağın bir kısmı devre dışı bırakılarak emilim azaltılır. Özellikle Tip 2 diyabet üzerinde güçlü metabolik etki gösterir. Ancak vitamin ve mineral desteği ihtiyacı tüp mideye göre daha fazladır.

Minigastrik Bypass: Roux-en-Y’ye benzer etki sağlar; bağırsakta bölme işlemi yapılmaz, tek bir ek yeri vardır. Metabolik etkisi güçlüdür, nadiren safra reflüsü görülebilir.

Ameliyat sonrası beslenme ve ilk dönem kuralları

Ameliyattan sonraki beslenme düzeninin başarının kilit noktalarından biri olduğunu söyleyen Op. Dr. Yüksel, uygulanan protokolü şöyle özetledi: İlk 15 gün yalnızca sulu gıdalar, sonraki 15 gün püre dönemi ve katı gıdalara geçişin 1. aydan sonra mümkün olduğu belirtildi.

Ayrıca hastalara protein ağırlıklı beslenme, gazlı ve şekerli içeceklerden uzak durma, yemeklerle birlikte sıvı tüketmeme gibi kuralların öğretilmesi gerektiğinin altı çizildi. İlk aylarda vitamin ve mineral desteğinin sıkça gerektiği ve düzenli kontrollerin aksatılmaması gerektiği vurgulandı.

Başarının anahtarı: Hasta uyumu

Op. Dr. Yüksel, "Ameliyat başarısının yarısı cerrahinin, diğer yarısı hastanın uyumunun eseridir" ifadelerini kullandı. Ameliyat sonrası kademeli beslenme geçişine uyum, düzenli takipler, beslenme ve egzersiz disiplinine bağlılık başarının sürekliliği için hayati önem taşıyor.

En sık yapılan 5 kritik hata

Op. Dr. Yüksel, hastaların sık düştüğü hataları şu şekilde sıraladı:

1. Vitamin kullanımını ihmal etmek: İlk etapta kan değerleri normal görünebilir ancak sonradan ani düşüşler ciddi sorunlara yol açar.
2. Yetersiz su tüketimi: Su iyileşmeyi hızlandırır, enerji verir; susuzluk halsizliğe neden olur.
3. Hareketsizlik: Ameliyattan 2 hafta sonra günlük en az 30 dakika yürüyüş veya yüzme gibi aktiviteler başlanmalıdır.
4. Alkol tüketimi: Alkol boş kalori kaynağıdır ve kilo vermeyi durdurabilir.
5. Gazlı içecekler: Karbonatlı içecekler mideyi genişletebilir ve ameliyat sonrası ağrıları maskeleyebilir.

Tekrar kilo almak mümkün mü?

Op. Dr. Yüksel, midenin zamanla genişleyebileceğini ve katı-sıvı kuralına uymayan, ameliyat sonrasında dondurma, çikolata gibi yüksek kalorili gıdaları tüketen hastalarda kilo geri alımının görülebileceğini ifade etti.

Sadece midenin küçültülmesi yeterli değil

Son olarak Op. Dr. Mustafa Sıtkı Yüksel, obezite cerrahisinde başarılı olmanın yalnızca cerrahi işlemle sınırlı kalmadığını, hastanın zihinsel ve davranışsal değişiminin de şart olduğunu vurguladı. Duygusal yeme bozuklukları için psikolojik destek alınması ve ilk 1 yıl diyetisyen takibinin sürdürülmesi sürecin sağlıklı yönetimi için zorunlu olarak nitelendirildi.

GENEL CERRAHİ UZMANI OP. DR. MUSTAFA SITKI YÜKSEL

GENEL CERRAHİ UZMANI OP. DR. MUSTAFA SITKI YÜKSEL