Şeker-İş: EPDK'nin Etanol Harman Oranının %2'de Korunması Gerekiyor
Genel Başkan İsa Gök, taslak düzenlemeye tepki gösterdi
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) kamuoyunun görüşüne açtığı "Benzin Türlerine Etanol Harmanlanması Hakkında Tebliğ"de yapılması planlanan değişikliklere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Gök, artan küresel enerji talebi ve petrol bağımlılığını azaltma ihtiyacına dikkat çekerek, yerel ve ucuz enerji kaynakları ile biyoyakıt türlerinin öneminin büyüdüğünü vurguladı. Türkiye'nin birçok biyoyakıt ürünü yetiştirebilme avantajına sahip olduğunu ve ülkede ağırlıklı olarak biyoetanol üretildiğini belirten Gök, ham maddenin büyük oranda şeker pancarından sağlandığını aktardı.
Gök, Türkiye'de etanolun benzine harmanlama oranının Kovid-19 salgını öncesi %3 olduğunu, daha sonra %2'ye indirildiğini ve EPDK taslağına göre bunun %1'e düşürülmesinin planlandığını hatırlattı. Avrupa'da karışım oranının en az %10, ABD'de %10-20, Brezilya'da ise %30'un üzerinde olduğuna dikkat çekti.
Şeker-İş'in görüşünü açıkça ifade eden Gök şu değerlendirmeyi paylaştı: "Şeker-İş Sendikası olarak konuyla ilgili görüşümüz, harman yükümlülüklerinin en azından eski şekliyle yüzde 2 olarak korunması, hatta sektörün kurulu kapasitesi dikkate alınarak peyderpey artırılması yönündedir. Diğer taraftan, 2023, 2024, 2025 ve 2026 yıllarının tek bir yükümlülük dönemi olarak kabul edilmesi ve bu dönem için etanol harmanlama yükümlülüğünün yüzde 1 olarak uygulanmasına ilişkin geçici maddenin de taslaktan tamamen çıkarılması gerektiğini düşünmekteyiz."
Gök ayrıca, tamamen yerli ham maddeyle üretilen biyoetanolün ülke ekonomisine katkısının göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti ve ekledi: "İklim krizi, karbon ayak izinin azaltılması ve AB politikalarına uyum sürecinde karışım oranının kademeli olarak yüzde 10'a artırılmasını beklerken yüzde 1'e düşürülmesine yönelik bir uygulamaya geçilecek olması çevresel, ekonomik ve stratejik hedeflerimizle de çelişmektedir."
Sonuç olarak Gök, biyoetanolün Türkiye'nin tarımsal ve enerji politikalarında stratejik bir bileşen olduğuna dikkat çekerek, mevcut düzenlemelerin sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.