Uzmanlardan gıda ve kimyasal zehirlenme uyarısı
Türkiye’de son dönemde art arda yaşanan zehirlenme vakaları toplumda ciddi bir farkındalık oluşturdu. Özellikle kalabalık düğün organizasyonlarında tavuk kaynaklı toplu gıda zehirlenmeleri sık görüldüğü; İstanbul’da Böcek ailesinin tüm fertlerinin yaşamını yitirdiği kimyasal kaynaklı olayın ise endişeleri artırdığı vurgulanıyor.
Gıda kaynaklı zehirlenmeler: Yanlış algılar ve korunma önerileri
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Tıbbi Toksikoloji Uzmanı Dr. Vildan Özer, Türkiye’de en sık karşılaşılan zehirlenme türünün gıda kaynaklı zehirlenmeler olduğunu belirtti. Soğuk hava koşullarının başlamasıyla halk arasında "tavuk ürünleri soğukta bozulmaz" düşüncesinin yaygınlaştığını, bunun ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını vurguladı.
Özer, tavuk ürünlerinin dışarıda bekletilmesinin veya uzun süre marinasyon için dışarıda bırakılmasının tehlikeye davetiye çıkardığını belirterek şu uyarılarda bulundu: dışarıdan alınan tavuk ürünleri buzdolabında en fazla 48 saat bekletilmelidir, bekletilecekse dolabın en soğuk olan alt rafında tutulmalı ve 48 saat içinde tüketilmelidir. Ayrıca, gıda kaynaklı zehirlenmeden şüphelenilmesini gerektiren belirtilerin; şüpheli bir yemek öyküsü sonrası ilk 8 saatte başlayan bulantı, kusma ve ishal olduğunu; mantar veya şüpheli tavuk/et ürünü tüketimi sonrası bu belirtiler varsa hastaneye başvurulması gerektiğini söyledi.
Kimyasal kaynaklı zehirlenmeler: Tanı güçlüğü ve erişim riski
Otel ve konut ilaçlamalarında kullanılan ajanlara da dikkat çeken Özer, Böcek ailesinin yaşamını yitirdiği olayda olduğu gibi kimyasal ajanların halk tarafından fark edilmesinin genellikle mümkün olmadığını belirtti. Olay yeri incelemeleri ve Adli Tıp laboratuvarlarının geniş yöntemlerine rağmen, bu tür zehirlenmelerin nedeninin bir hafta, on gün içinde ortaya çıkabildiğini söyledi.
Özer, bu ajanların çoğunun insan yaşam alanlarında kullanım için ruhsatlı olmadığını, "yanlış ürünün yanlış amaçla kullanıldığını" ve panzehiri olmayan kimyasallara kolay erişimin engellenmesi ile denetimlerin artırılmasının gerektiğini vurguladı. Kimyasal maruziyet sonrası en sık görülen bulguların bulantı, kusma ve ishal olduğunu; bunun sıklıkla gıda zehirlenmesi veya viral hastalıklarla karıştırılabildiğini ifade etti.
Tahlil ve tanıda dikkat edilmesi gerekenler
Özer, tahlillerin temiz çıkmasının zehirlenme olmadığı anlamına gelmediğini hatırlatarak, bulantı ve kusmanın birçok sağlık sorununda görülebildiğini belirtti. Birçok kimyasal zehirlenmede kan tahlillerinin tanı koydurucu olmayabileceğini; bu durumda en değerli tanı aracının hastanın verdiği kapsamlı ve ayrıntılı öykü olduğunu söyledi. Toksikoloji merkezine başvuran hastalarda, ekibin adeta bir dedektif gibi olayı; temas, son yenilen gıda ve çevresel unsurlar açısından detaylı şekilde sorguladığını aktardı.
Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM) ve 114 hattı
Herhangi bir zehirlenme şüphinde vatandaşların 24 saat hizmet veren Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM) 114 hattını arayabileceklerini belirten Özer, hattın özellikle hastaneye ulaşımın zor olduğu kırsal bölgeler için önemli olduğunu söyledi. 114 hattının zehirlenme değerlendirmesi ve yönlendirme sağladığını; bu hattın yeterince bilinmemesi nedeniyle birçok kişinin doğrudan hastaneye başvurduğunu ifade etti.
Özetle: Uzmanlar, gıda güvenliği için özellikle tavuk ve et ürünlerinin doğru saklanması ve 48 saat kuralına uyulması; kimyasal ajanlara erişimin kısıtlanması ve denetimlerin artırılması gerektiğini, zehirlenme şüphesinde 114 UZEM hattının aranmasını öneriyor.
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (KTÜ) FARABİ HASTANESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ, TIBBİ TOKSİKOLOJİ UZMANI DR. VİLDAN ÖZER, TÜRKİYE’DE EN SIK KARŞILAŞILAN ZEHİRLENME TÜRÜNÜN GIDA KAYNAKLI ZEHİRLENMELER OLDUĞUNU BELİRTTİ.