Antalya 2025 kazı sezonu: Katman katman açılan tarih
Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Antalya genelinde 20’den fazla noktada yürütülen kazı ve araştırmalar, 2025 sezonunda kentin arkeoloji haritasını yeniden yazdı. Tapınaklardan heykellere, mozaiklerden insanlık tarihinin en eski izlerine uzanan buluntular, Antalya’nın geçmişine dair boşlukları kapattı.
Projenin genel bulguları
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından paylaşılan bilgiye göre kazılar, Kemer kıyılarından Finike vadisine, Serik platosundan Alanya yamaçlarına kadar geniş bir coğrafyada sürdü. Çalışmalar tapınak, heykel, mozaik ve gündelik yaşamı yansıtan çok sayıda eseri gün yüzüne çıkardı.
Phaselis: Günlük yaşam ve inanç izleri
Phaselis’te Domitianus Agorası ve Arkaik Apollon sunağı çevresindeki kazılarda Roma Dönemi’ne tarihlenen çarpıcı küçük buluntular kayda geçti. Bronz muhafaza içinde rulo halinde saklanan lamella muska, üzerindeki işaretler, harfler, cam/obsidyen parçası ve organik kalıntılarla kişisel korunma amaçlı tılsımların neredeyse eksiksiz bir örneği olarak değerlendirildi. Aynı alandan çıkan silindirik asma kilit ve zincirler, bronz yazı kalemi, bezemeli bronz pergel ve küçük kaide üzerindeki bronz fare figürü, kentin güvenlikten zanaata, inançtan yazışmaya uzanan günlük hayatını gözler önüne serdi.
Side: Mekânsal bütünlüğün yeniden görünür kılınması
Side Antik Kenti’nde süren kazı ve restorasyon çalışmaları, anıtsal çeşme çevresi, mozaik ve fresklerle bezeli mekânlar, su kemerleri ve kamusal alanları gün yüzüne çıkardı. Helenistik ve Roma dönemlerine ait şehircilik anlayışı daha belirgin hale gelirken; mahalleler, piskoposluk bölgesi ve gece müzeciliği kapsamındaki aydınlatma düzenlemeleriyle ziyaret erişimi güçlendirildi.
Aspendos: Hermes heykeli ve forum buluntuları
Aspendos’ta tiyatro caddesinin doğusundaki anıtsal çeşme yıkıntıları arasında, kitabeli kaidesiyle 1,65 metre uzunluğunda mermer bir Hermes heykeli bulundu. MS 2-3. yüzyıla tarihlenen heykelde Hermes’in para kesesi, asa ve peleriniyle betimlenmesi, kentin giriş aksında ticaret, yollar ve haberleşmenin önemini vurguluyor. Forum alanında ayrıca yaklaşık 2,5 metre boyunda bir imparator başı ile sakallı erkek başı ("esir figürü" olabileceği değerlendirilerek) ele geçirildi.
Limyra: Kayıp Zeus Tapınağı'nın izi
Finike’deki Limyra Antik Kenti’nde uzun süredir yazılı kaynaklarda adı geçen ancak yeri netleşmeyen Zeus Tapınağına ait mimari kalıntılar tespit edildi. Tapınağın doğu cephesine ait ana giriş düzenlemesi ve çevreleyen unsurların belirlenmesi, kentin dini topografyasının somut arkeolojik verilerle değerlendirilmesine olanak sağladı.
Syedra: Üretim, ticaret ve ritüeller
Syedra’da ortaya çıkarılan onlarca zeytinyağı işliği, üretim ve ticaretle gündelik yaşamın iç içe örgütlendiğini gösterdi. Bronz mobilya ayağı, kapı aksamları, Hermes Kriophoros heykeli, kemik toka, bronz çan ve cımbız gibi küçük eserlerin yanı sıra gümüş karışımlı lanet tableti (defixio) kentin inanç dünyasına ışık tuttu.
Olympos: Anıtsal gömüler ve mozaikler
Olympos’ta denize açılan doğu girişte tonoz örtülü anıt mezar ortaya çıkarıldı; seçkinlere ait gömüler kentin bu aksına yerleştirilmiş. Kent içindeki kilisede zeminlerin mozaiklerle kaplı olduğu, adak ve dua kitabelerinin Hristiyanlık dönemine ait ibadet yaşamını belgelediği tespit edildi.
Patara: Kapı çevresi ticaret merkezi
Patara kent kapısı çevresindeki kazılar, alanın sadece anıtsal bir geçiş noktası olmadığını; dükkân ve depolarla kentin en hareketli gündelik yaşam merkezlerinden biri olduğunu ortaya koydu. Sikkelerden amphoralara kadar uzanan buluntular ticaretin yoğunluğunu gösteriyor.
Myra-Andriake hattı: Liman, atölye ve şifalı su izleri
Andriake’de liman yapıları çevresinde tespit edilen atölye ve depolama alanları, yerleşimin Roma ve Bizans dönemlerinde çok işlevli bir merkez olduğunu doğruladı. Myra-Andriake arasında bulunan ve doğal su kaynağıyla ilişkili, şifalı su kullanımına işaret eden özgün bir yapı da kayda geçti.
Perge: Heykeller ve kentli yaşam
Perge’de MS 2-3. yüzyıla tarihlenen Aphrodite-Eros kompozisyonu ile MS 3-4. yüzyıla tarihlenen bir rahibe ya da soylu kentliyi betimleyen heykel bulundu. Ayrıca MS 582-602 dönemine ait Konstantinopolis basımı altın sikke, kentin geç antik çağdaki ekonomik bağlarını belgeledi.
Termessos: Dağ kentinin anıtsal kadın heykeli
Termessos E1 Nekropolü’nden çıkan neredeyse gerçek boyuttaki oturan kadın heykeli; duruşu ve giysi özellikleriyle toplumda "iffetli ve itibarlı kadın" idealinin anıtsal bir yansıması olarak değerlendirildi.
Sillyon: Savaş, yönetim ve erken tarih izleri
Sillyon’da Orta Çağ’a tarihlenen pişmiş toprak el bombası ile MS 223 tarihli Yunanca kitabeli blok, kentin farklı dönemlerde taşıdığı stratejik askeri ve idari rolü ortaya koydu. Kızılin’de MÖ 13.500’e tarihlenen tabakada belirlenen yapı izleri, Neolitik’e geçişin erken evrelerine işaret ediyor. Karain Mağarasında bulunan 370-350 bin yıl öncesine tarihlenen iki insan dişi ise Türkiye’de stratigrafik meyanda tespit edilen en eski örnekler arasında kayda geçti.
Geleceğe Miras: Koruma, araştırma ve turizm dengesi
2025 kazı sezonunda ortaya çıkarılan buluntular, Antalya’nın yüzeyde görülenin ötesinde çok katmanlı bir arkeolojik mirasa sahip olduğunu doğruladı. Geleceğe Miras projesi kapsamında yürütülen kazı, koruma ve restorasyon çalışmalarıyla mirasın bilimsel yöntemlerle güvence altına alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması hedefleniyor; aynı zamanda turizmle dengeli biçimde paylaşılması için düzenlemeler sürüyor.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞININ "GELECEĞE MİRAS" PROJESİ KAPSAMINDA ANTALYA GENELİNDE 20’DEN FAZLA NOKTADA YÜRÜTÜLEN KAZI VE ARAŞTIRMALAR, 2025 SEZONUNDA KENTİN ARKEOLOJİ HARİTASINI BAŞTAN YAZDI. PHASELİS’TE KİŞİSEL KORUNMA AMAÇLI TILSIMLARDAN ASPENDOS’TA HERMES’E, LİMYRA’DA KAYIP ZEUS TAPINAĞI’NDAN KARAİN’DE TÜRKİYE’NİN EN ESKİ İNSAN DİŞLERİNE KADAR UZANAN BULUNTULAR, ANTALYA’NIN KATMANLI TARİHİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ.