ABD'den Lübnan'a: 'Silahların Devletin Tekeline Alınması' İçin Daha Fazla Adım Bekleniyor
Johnson'dan net çağrı
ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson, Lübnan hükümetinin aldığı "silahların devletin tekeline alınması" kararının uygulanması için daha fazla adım atılmasını beklediklerini söyledi.
Johnson'ın konuşması, ABD'nin Beyrut Büyükelçiliğinde düzenlenen bir törende yapıldı ve ülkedeki özel bir televizyon kanalında yayımlandı.
Uygulamaya yönelik değerlendirme
Johnson, Lübnan ordusunun İsrail ile ateşkes anlaşmasından bu yana yürüttüğü çalışmaları "muazzam" olarak nitelendirdi, ancak bunun "yeterli olmadığını" vurgulayarak daha fazlasının gerektiğini belirtti.
ABD tarafı, hükümetin silahların devlet elinde toplanması kararını alkışlıyor, ancak bu kararın fiilen hayata geçirilmesi için daha somut adımların atılması gerektiğini ifade ediyor.
Kararın içeriği ve takvim
Bakanlar Kurulu, 5 Ağustos tarihli kararda, Hizbullah da dahil olmak üzere ülkedeki tüm grupların silahlarının devletin tekelinde toplanmasını kararlaştırdı. Karar kapsamında ordudan, ay sonuna kadar bir plan hazırlanması ve planın 2025 sonuna kadar uygulanmaya konması istendi.
Sahadaki gelişmeler
Lübnan Ordusu, söz konusu süreçte karşılaştığı engellere dikkat çekerek, "ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana" 4 bin 500'ü aşan ihlal gerçekleştiğini ve bu saldırıların, Litani Nehri'nin güneyinde başlayan konuşlanma ile silahların devlet tekeline alınması planının uygulanmasını engellediğini bildirdi.
Hizbullah'ın tutumu
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım ise örgütün silahlarını teslim etme şartını açıklayarak, bunun ancak İsrail’in Lübnan topraklarından çekilmesi, ülkeye saldırılarını durdurması, tutukluları serbest bırakmasının ve yeniden imar sürecinin başlaması sonrası gerçekleşeceğini söylemişti.
Filistin mülteci kamplarında ilerleme
Ayrıca, Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarında bulunan silahların güvenlik birimlerine teslimine ilişkin planın dördüncü aşamasının 13 Eylül'de tamamlandığı belirtildi.
ABD'nin talebiyle, hükümetin aldığı kararı uygulama iradesi ile sahadaki güvenlik ve siyasi dinamikler arasındaki uyumun izlenmesi, önümüzdeki dönemde bölgedeki istikrar açısından belirleyici olacak.