Gazze'de Mezarlıklar Sığınak Oldu: Han Yunus'ta Beyt Derras Mezarlığı'na Çadırlar
Göç, ablukayla birleşince mezarlıklar yaşam alanına dönüştü
İsrail ordusunun hava bombardımanlarının ardından başlatılan kara saldırıları, Gazze kentinde yaşayan Filistinlileri güney bölgelere göçe zorladı. Göç edenler, geldikleri yerlerde bile insani koşullardan uzak, zorlu bir mücadelenin içine giriyor.
İsrail'in kuruluşundan bu yana süren yer değiştirmeler, 1948'deki Nekbe ile başlayıp günümüze dek devam etti. Bugün 2,3 milyon Filistinli, 77 yıldir tekrar tekrar yollara düşüyor; son yoğun göç hattı ise İsrail'in fiilen harekete geçirdiği planın hedefindeki Gazze kenti.
Beyt Derras Mezarlığı'nda yaşam mücadelesi
Kuzeyden güneye doğru hareket eden çok sayıda aile, Han Yunus'taki Beyt Derras Mezarlığı'na çadır kurdu. Bu görüntü, Gazzelilerin sıkça dile getirdiği "Bizler yaşayan ölüleriz" ifadesini somutlaştırıyor: ölülerin yanına yerleşen diriler, hayatta kalma derdinde.
Ailesiyle Şati Mülteci Kampı'ndan geldiklerini söyleyen Halid ed-Dali, bombardıman nedeniyle göç ettiklerini anlattı: "Bombardımanın yoğunluğundan ötürü göç ettik. havadan bombardıman, karadan top ateşi, her yer ateş hattı gibi. Alabildiğimizi yanımıza aldık, gerisi kaldı. Buraya Han Yunus'a, mezarlığa geldik."
Halid, bir çadır satın almak için borçlandıklarını ve tüm birikimlerini harcadıklarını belirtti. Gazze'de güvenli yer olmadığını vurgulayarak ekledi: "(Gazze'de güvenli yer olduğu iddiası) Bunlar boş laflar. (İsrail) İnsanlara işkence etmeye bayılıyor. İnsanlar nasıl başlarının çaresine bakıyorsa biz de bakacağız. Bir su tankeri gelecek su dolduracağız. Böyle işte. Ölülerin yanında mezarlıkta yaşayacağız. Ailemle ancak burayı bulduk. Ölüler ve diriler yan yana kalacağız."
Halid'in çocuklarından Yusuf ed-Dali, uzun yürüyüşün ardından ayakta duracak güçlerinin kalmadığını söyledi: "Mezarda kalacağız. Buraya ölüleri getiriyorlar. Çadırımızın yanına mı gömecekler yoksa başka yere mi bilmiyoruz."
Hastalık, yaşlılık ve süregelen göç
Beyt Lahiya sakinlerinden Muna Ebu Leyle de çok kez yer değiştirdiklerini, çok katlı binalara düzenlenen saldırılarda çadırlarına şarapnel isabet ettiğini anlattı. Yatak, yorgan gibi temel eşyalarını bile alamadan mezarlığa geldiklerini ifade etti.
Yaşlı ve hasta Velid Hasan ise, şeker, kalp ve kanser hastası olduğunu, yiyecek ve içecek bulamadıklarını söyledi: "Göç çok zor. Evimiz gitti, bu topraklarda bize ait bir şey kalmadı." Velid dede, yaşamının en savunmasız döneminde bakıma muhtaç olduğu halde göç etmek zorunda kaldığını dile getirdi.
Gazze'deki bu göç dalgası, insanların sadece barınma değil, temel yaşam kaynaklarına ulaşımda da büyük zorluk çektiğini gösteriyor. Mezarlıkların geçici sığınaklara dönüşmesi, bölgedeki insani krizin çarpıcı bir simgesi haline geldi.