DOLAR
42,69 -0,02%
EURO
50,2 -0,09%
ALTIN
5.909,99 -0,05%
BITCOIN
3.685.277,94 -0,56%

Hizbullah’ın Silahsızlandırılması Karmaşık: Süreç İsrail’in Çekilmesine ve ABD Garantilerine Bağlı

Lübnanlı uzmanlar, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasının karmaşık olduğunu; planın İsrail’in güneyden çekilmesine, ABD garantilerine ve siyasi uzlaşıya bağlandığını vurguluyor.

Yayın Tarihi: 01.09.2025 14:37
Güncelleme Tarihi: 01.09.2025 14:37

Hizbullah’ın Silahsızlandırılması Karmaşık: Süreç İsrail’in Çekilmesine ve ABD Garantilerine Bağlı

Hizbullah’ın Silahsızlandırılması Karmaşık: Süreç İsrail’in Çekilmesine ve ABD Garantilerine Bağlı

Lübnanlı uzmanlar, Hizbullah’ın silahsızlandırılması meselesinin hem teknik hem siyasi açıdan karmaşık olduğunu, sürecin uygulanmasının ise büyük ölçüde İsrail’in Lübnan güneyinden çekilmesine ve ABD garantilerine bağlı olduğunu belirtiyor.

Ordu planı ve kapsadığı bölgeler

Lübnan ordusunun hükümete sunacağı ve 5 Eylülde Bakanlar Kurulu’nda ele alınacak planın beş bölgeyi kapsayacağı belirtiliyor: Litani Nehri’nin güneyi, Litani’nin kuzeyi, Beyrut’un güney banliyöleri ve çevresi, Bekaa bölgesinin doğusu ve Hizbullah’ın füze ile silah depoları ve askeri hareket noktası olarak kullandığı alanlar.

Analist Alan Sarkis, planın amacının devlet otoritesini tüm bölgelerde tesis etmek ve hem Hizbullah’ın hem de Filistinli grupların silahlı varlığını sona erdirmek olduğunu söylüyor. Sarkis, ordunun ülkenin her bölgesinde konuşlanma, silahların toplanması ve sınır kontrollerini içeren bu planı uygulama gücüne sahip olabileceğini ifade etti; ancak uygulama için siyasi iradenin şart olduğunu vurguladı.

Planın uygulanabilirliği ve olası riskler

Sarkis, Hizbullah’ın planın hayata geçirilme kapasitesine kuşkuyla yaklaştığını ve uygulamanın sadece dış aktörleri tatmin etmeye yönelik olduğu görüşünün bulunduğunu aktardı. Ancak uluslararası toplumun uygulamanın nasıl yapılacağına dikkat kesildiği belirtildi. Sarkis, İran ve Hizbullah’ın gerilimi tırmandırması halinde kaçınılmaz bir çatışma riskinin doğacağını söyledi.

Planın ertelenme ihtimali

Askeri uzman Naci Melaib, planın henüz tamamlanmadığını ve detayların netleşmediğini, ancak takvime uygun ilerlediğini belirtti. Melaib, planın değiştirilebileceğini veya ertelenebileceğini, bunun temel gerekçesinin ordu ile Hizbullah arasında çatışma yaşanmamasını sağlamak olduğunu ifade etti.

Melaib, Ağustos başında Ali Laricani’nin Beyrut ziyaretinin ardından Hizbullah’ın reddinin yoğunlaştığına dikkat çekti ve İran’ın süreçteki rolüne işaret etti. Ayrıca Genel Kurmay Başkanı Rudolph Heykel’in tüm siyasi liderlerle yaptığı görüşmelerde ordunun Hizbullah ile çatışma içine girmeyeceğini teyit ettiğini aktardı.

Siyasi koşullar ve uluslararası etkiler

Siyasi analist Muhammed Humeyye, ABD açıklamaları ve heyet ziyaretlerinin ardından oluşan olumsuz havanın süreci zorlaştırdığını söyledi. Humeyye, planın uygulanmasının İsrail’in işgal ettiği noktaları terketmesi, ihlallere ve saldırılara son verilmesi şartına bağlandığını vurguladı.

Humeyye, ordunun planında kapasite güçlendirme, ulusal egemenliğin korunması ve sınır kontrollerinin ön plana çıktığını; hava savunma sistemleri ve roket kapasitesiyle donatılmanın Hizbullah’ın silahına alternatif oluşturabileceğini belirtti. Ulusal savunma stratejisinin, tarafların üzerinde uzlaşacağı bir askeri çerçeveye göre kademeli bir devir öngörebileceği ifade edildi.

Arka plan: Kararlar, açıklamalar ve uluslararası adımlar

5 Ağustos'ta toplanan Bakanlar Kurulu, Hizbullah dahil tüm silahlı varlığın devletin tekeline alınması ve ordunun hazırladığı planın 2025 sonuna kadar uygulanması kararı alındı. Bu karar Şii gruplar tarafından itirazlara ve protestolara yol açtı.

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, televizyon konuşmalarında örgütün silahlarını ancak İsrail’in Lübnan topraklarından çekilmesi, saldırıların durması, Lübnanlı esirlerin serbest bırakılması ve yeniden imar sürecinin başlaması halinde teslim edeceğini vurguladı.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 19 Haziran’da Beyrut yönetimine ülke içindeki tüm silahların devlet denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak içeren öneriyi sundu. Barrack, 26 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından, İsrail’in güneyden çekilmesini sağlamak için çalışılacağını ancak en önemli hedefin Hizbullah’ın silahsızlandırılması olduğunu belirtti.

Uluslararası aktörlerden gelen değerlendirmeler arasında Senatör Lindsey Graham’in, Hizbullah silahsızlandırılmadan İsrail’in çekilmesinin beklenmemesi gerektiği yönündeki açıklaması da yer aldı.

Sonuç olarak, Lübnan ordusunun planı teknik ve bölgesel kapsamıyla dikkat çekse de uygulanması, siyasi irade, İsrail’in karşı adımları, ABD garantileri ve İran-Hizbullah eksenindeki gerilimlere bağlı durumda. Uzmanlar sürecin hem aşamalı hem de esnek bir takvime ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.