Aşırı Sağın Artan Etkisi ve AB Göç Politikaları
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, son haftalarda Şengen içi sınır kontrollerinin ardından sığınma haklarının askıya alınması gibi gelişmelerle dikkatleri üzerine çekiyor. SELEN VALENTE tarafından hazırlanan habere göre, aşırı sağ partilerin artan etkisi, üye ülkelerin düzensiz göç konusundaki ikilemlerine ciddi yansımalar yapıyor.
AB Çapında Aşırı Sağın Yükselişi
Haziran ayında gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu seçimleri, aşırı sağın etkisini gözler önüne serdi. 2015'te başlayan göç krizinin ardından görülen tartışmalar, geçen yaz AB gündeminin baş köşesine oturdu.
Macaristan, Almanya ve Polonya'nın Yeni Önlemleri
Viktor Orban hükümeti, Macaristan'dan göçmenleri tek yönlü biletle Brüksel'e göndermeye karar verdi. Ardından, Almanya, 16 Eylül'de sınır kontrollerini altı aylığına devreye soktu. Donald Tusk ise 12 Ekim'de sığınma hakkını geçici olarak askıya alacağını duyurdu.
İtalya'dan Arnavutluk'a Yeni Sığınma Anlaşması
İtalya'nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni, Arnavutluk ile yaptığı anlaşmayı hayata geçirerek, sığınma başvurusu yapanların AB dışındaki merkezlerde tutulmasını sağlamayı hedefliyor. Bu durum da von der Leyen'in mektubunda ön plana çıktı.
Eleştiriler ve Sığınmacı Hakları İhlalleri
Aşırı sağın etkisiyle, geri dönüş ve sınır dışı politikalarının daha da güçlendiğine dikkat çeken çok sayıda uzman, bunun insan hakları açısından büyük riskler taşıdığını belirtiyor. Oliviero Angeli, "Aşırı sağ partilerin yükselişi, geri dönüş merkezleri gibi politikaların teşvik edilmesinde kesinlikle rol oynuyor" dedi.
İnsan Hakları ve Entegrasyon Sorunları
Başak Yavçan, von der Leyen'in önerisinin AB’nin insan hakları savunuculuğuna gölge düşürdüğünü belirtti. Geri dönüş kararlarının vaka bazında ele alınması gerektiğini vurgulayan Yavçan, entegrasyon süreçlerinin kesintiye uğrayabileceğine dikkat çekti.
Gelecekteki Riskler
Flor Didden ise, aşırı sağcı hükümetler tarafından yönlendirilen politikaların insan hakları ihlallerini artırmakta olduğunu belirtti. Tunus ile yapılan anlaşma örneğinde olduğu gibi, göçün dışsallaştırılması, AVrupa'nın bu alandaki sorunlarını derinleştiriyor.
Sonuç olarak, AB yaklaşan seçimlerle birlikte aşırı sağın artan etkisi ve beraberinde gelen göç politikalarında sıkılaşma ile baş başa kalacaktır.