Lübnan'ın Sarada Beldesi: Zeytin Ağaçlarının Yok Olması ve Yıkımın Acısı
İsrail'in yoğun saldırıları sonucu yerle bir edilen Lübnan'ın güneyindeki Sarada beldesi, savaş sonrası dönemde hayal kırıklığı ve hüzünle dolu. 18 Şubat'ta geri dönen belde sakinleri, yerinde yok olan zeytin ağaçları ve yıkılan evlere tanıklık ediyor.
Kasabanın çoğunluğu Hristiyan olan sakinleri, İsrail ordusunun oluşturduğu büyük zararın etkisiyle sarsılmış durumda. Sarada'daki kiliseleri ve tarihi zeytin ağaçları bile saldırılardan nasibini aldı. Beldede yaşanan sistematik yıkım ve tahribat, köy halkının ruh halini derinden etkiledi.
Yıkım ve Kundaklama İddiaları
Sarada'nın sakinlerinden George Cabur, duygularını şu sözlerle ifade etti: "İsrail, savaş sırasında evimizi yaktı. Tarlamız yok oldu." Cabur, yüzyıllık zeytin ağaçlarının dahi söküldüğünü belirterek, "Evlerimiz artık yaşanılır bir durumda değil," diye ekledi.
Diğer bir Sarada sakini Samiye Cabur, "Neden barışçıl insanlara böyle davranıyorlar?" diyerek büyük üzüntüsünü dile getirdi. Ayrıca, Lübnan hükümeti'ne beldeyi "afet bölgesi" olarak ilan etme çağrısında bulundu.
Tehdit Altındaki Beldeler
İsrail ordusu, yıkımdan sonra Hamamis Tepesi'nde mevzilendi. Bu stratejik nokta, yerel halkın korku içinde yaşamasına sebep oluyor. Samiye Cabur, "Enkazları kaldıramıyoruz ve her an saldırıya uğrama korkusu içindeyiz," diyerek kaygılarını dile getirdi.
Zeytin Ağaçlarının Kayıpları ve Gelecek Korkusu
75 yaşındaki Zeki Ebu Ferhat, "Zeytin ağaçlarımız yok oldu; şimdi geriye tek bir zeytin ağacı bile kalmadı. Verdiğimiz emekler boşa gitti," diyerek yaşadığı üzüntüyü dile getirdi.
İsrail'in Çekilme Süreci ve Geleceği
27 Kasım 2024'te sağlanan ateşkese rağmen, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden çekilme süreci belirsizliklerle dolu. Birleşmiş Milletler, İsrail'in çekilme sürecini geciktirdiğini ve güvenlik anlaşmalarına uyması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Sarada halkı, hayatlarını yeniden inşa etmek için acil yardıma ihtiyaç duyuyor. Yıkılan evler, yok olan zeytin ağaçları ve kaybettikleri geçmişle yüzleşmek zorundalar.
