Kıvanç ve Beril Talu'nun Tahliyesi Kararlaştırıldı
Duruşma ve savunmalar
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Kıvanç ve Beril Talu ile davanın tutuksuz sanığı Ertan Koç katıldı. Duruşmada müştekiler ve taraf avukatları da hazır bulundu.
Kıvanç Talu savunmasında, ortada bir dolandırıcılık olmadığını ileri sürerek şunları söyledi: "Müştekilerden alınan paralar, yaptığımız reklam işlerinin finansmanını sağlamak amacıyla alınan paralardır. Kendimiz bu reklam işinden kar elde edince müştekilere ödemeler yapıyorduk."
Talu, işlerin eşinin ilgisinde olduğunu belirterek, "Ben işin finans bölümüne hiç bakmadım. Fikir üretip markalara reklam yapıyordum. Kesinlikle dolandırma kastı yoktur. Bir süre sonra ülke ekonomik olarak kriz yaşayınca biz de ödemeleri almakta ve yapmakta sıkıntı yaşadık. Biz zaten bu paraları ödüyorduk. Ancak 21 aydır cezaevindeyiz bu sebeple de ödemeler sekteye uğradı. Biz yurt dışına çıktıktan 2 gün sonra hakkımızda dolandırıcı diye yalan haberler yapıldı. Bunun üzerine geri döndük, kendimiz ifade vermeye geldik. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.
Beril Talu de paraları geri ödememe kastıyla hareket etmediğini savundu.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme kararı ve gerekçe
Mahkeme heyeti, sanıkların üzerine atılı "nitelikli dolandırıcılık" suçunun vasıf ve mahiyetinin değişerek "basit dolandırıcılık" suçuna girebileceğini belirtti. Suçun değişme ihtimalini ve sanıkların tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulunduran heyet, tutuklu sanıklar Beril Talu ve Kıvanç Talu'nun tahliyesine hükmetti. Mahkeme heyetinin kararı oy çokluğu ile alınırken, bir üye hakim şerh koydu.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Kıvanç ve Beril Talu çiftinin ile Ertan Koç'un sanık, 13 kişinin müşteki olarak yer aldığı kaydedildi.
İddianamede, sanıkların sosyal medya üzerinden güven sağlayıp, bir reklamcılık şirketi vasıtasıyla müştekilere reklam organizasyonu yapacakları vaadiyle para topladıkları; gerçekte ise herhangi bir reklam faaliyeti olmaksızın ponzi (saadet zinciri) sistemi kurdukları anlatılıyor.
Sanıkların, sisteme ilk giren müştekilerin ödemelerini sonradan dahil olanlardan aldıkları paralarla kısım kısım ödediği, böylece yeni müştekilerin de sisteme dahil edildiği iddianamede yer aldı. İddianamede, kurulan sistemle 13 kişiyi toplamda 3 milyon 17 bin lira dolandırdıkları aktarıldı.
İddianamede sanıkların, "üç veya daha fazla kişi ile birlikte tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçunu işlediği ileri sürülüyor ve sanıkların 58 yıl altışar aydan 195'er yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep ediliyor.